#Seçim2015’e bir de böyle bakın

Seçim haritalarında yanlış bir şey var; temsilde adaleti bulmak için haritaya başka bir gözle bakmalıyız, çok renkli haritalar çizmeliyiz

EFE KEREM SÖZERİ

19.06.2015

 

 
2002 seçimlerinden beri Türkiye’nin sarıya boyandığı haritayı defalarca kez görmüş olmalısınız.
 
Her ili, o ilde en çok oy alan partinin rengine boyayınca seçimleri özetlemek oldukça kolay oluyor: Çoğunluk AKP, kıyılarda Cumhuriyetçiler, Doğu’da Kürtler.
 
Peki, 2002, 2007, 2011 ve şimdi de 2015 seçim sonuçlarını özetlemek için yapılan bu haritalar nasıl bir temsil sorunu yaratıyor?
 

 
Yüzde 10 ülke barajı, ve yüzde 30 harita barajı
 
2015 haritasına biraz daha yakından bakarak temsil sorununun ne olduğunu netleştirelim:
 
Türkiye’de toplam 85 seçim bölgesi var. 2015 seçim sonuçları için hazırlanan haritalarda (Anadolu Ajansı, NTV, Radikal, Hürriyet, Evrensel, MyNet, Yeni Şafak vd.) bu seçim bölgelerinden 59’u AKP, 14’ü HDP, 11’i CHP ve 1’i MHP renklerine boyanmış. Bu yöntemde, herhangi bir seçim bölgesinde yaklaşık yüzde 30 ve üzeri oy alan parti çoğunluk partisi oluyor, bölge de o partinin rengine boyanıyor. Bu şekilde, seçim bölgelerinin yüzde 69’unu AKP kazanmış gibi görünüyor.
 
Halbuki, AKP oyların yüzde 41’ini alarak meclisteki sandalyelerin yüzde 47’sini elde etti (yazı yayıma hazırlanırken 550 milletvekili içinden 258). Haritada ise bu temsil adaletsizliği yüzde 69’a kadar çıkartılmış oluyor.
 
Aynı haritada, yüzde 25 oy ve yüzde 24 sandalye elde eden CHP bunun yarısı kadar temsil ediliyor. Yüzde 16 oy ve yüzde 15 sandalye elde eden MHP ise ancak yüzde 1 kadar temsil ediliyor.
 
Önce yüzde 10 ülke barajı oyların meclise adil bir şekilde yansımasına engel oluyor; ardından da tek renkli haritalardaki yüzde 30 barajıyla temsildeki adaletsizlik örtülüyor.
 
Aşağıdaki tablo, 2002 seçimlerinden bu yana oyların sandalye dağılımına ve harita dağılımına nasıl yansıdığını gösteriyor:
 
2002 seçimlerinde oylarımızın yüzde 46’sı meclise girememiş, AKP ve CHP sandıkta aldıkları oyların misliyle mecliste sandalye elde etmişti. Fakat haritalardaki adaletsizlik o seçime özgü bir istisna değil, sistemli. Her seçimde AKP’nin aldığı oy harita üzerinde yaklaşık iki kat fazla gösteriliyor; CHP’nin aldığı oy üçte biri kadar, MHP’nin aldığı oy ise onda birinden az gösteriliyor.
 

 
Algı oyununda tembellik ve özensizlik
 
Doğrusu, haritalardaki sistemli temsil sorununun ardında bilinçli bir kampanya olduğunu düşünmüyorum. Sorunumuz Türkiye’nin seçim sistemini doğru şekilde yansıtacak haritalar ve grafikler üretmemekten, iki partili seçim sistemleri (özellikle ABD ve Britanya) için tasarlanmış olan örnekleri doğrudan kullanmaktan kaynaklanıyor. O tür sistemlerde her bölgeden bir vekil seçiliyor, vekil sayısı kadar da bölge olduğu için her bölgeyi tek renkle göstermek sorun olmuyor; fakat Türkiye seçim sistemi için her bölgeyi farklı renklerde gösterebilen bir yöntem lazım.
 
Aşağıda bunun için bir yöntem öneriyorum; onun da hataları var elbette, umarım önümüzdeki seçimlere dek birlikte düzeltebiliriz.
 
Öncelikle, eleştirdiğim haritanın bu seçimde doğru gösterdiği illere bakalım: 85 seçim bölgesi içinde tamamında AKP’li adayların seçildiği dört (Çankırı, Düzce, Karaman ve Rize) ve tamamında HDP’li adayların seçildiği beş il var (Ağrı, Hakkari, Iğdır, Şırnak ve Tunceli). Tamamında CHP’li veya MHP’li adayların seçildiği bir bölge ise yok.
 

 
Bunlardan geriye kalan 76 seçim bölgesini, çıkardıkları milletvekillerinin dağılımına uygun olarak iki, üç veya dört renkli göstermeliyiz.
 
Bunu yapabilmek için öncelikle her seçim bölgesinden hangi partinin kaç milletvekili çıkardığını listeledim. Örneğin, 3 milletvekili çıkaran Edirne’de 1 AKP, 2 de CHP’li aday seçilmiş; yine 3 milletvekili çıkaran Hakkari’de ise seçilen tüm vekiller HDP listesinden. Bu durumda Hakkari’nin tamamını HDP için Mor, Edirne’nin ise üçte birini AKP için Sarı, üçte ikisini de CHP için Kırmızı göstermek gerekiyor.
 
85 seçim bölgesinin her biri için bu dağılımı alıp yüzdelikleri biraz (+/- yüzde 5) yuvarlayınca bu 7 Haziran seçimleri için 45 farklı dağılım türü ortaya çıkıyor.
 

 
Yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı, Türkiye seçimlerinde oluşan bu tür bir dağılımı otomatik olarak harita üzerinde gösterecek bir uygulama bulamadım. Bu yüzden de her bir dağılım türü için yukarıdaki gibi görseller yaptım, ve kullanımı kolay bir imge düzenleyici ile her seçim bölgesine birer birer uyguladım.
 

 
Bu yukarıda gördüğünüz haritadaki her rengin (aynı renkteki pixellerin) tüm alana göre dağılımı yüzde 50 Sarı (AKP), yüzde 21 Kırmızı (CHP), yüzde 18 Mor (HDP) ve yüzde 11 Yeşil (MHP) şeklinde. Meclisteki sandalye dağılımına çok daha yakın (hata payı yüzde +3 ve yüzde -4 arasında).
 
Karşılaştırmak için, meclisteki sandalye dağılımı yüzde 47-24-15-15 iken, eleştirdiğim haritadaki renk dağılımı yüzde 73-12-15-1 şeklinde (hata payı yüzde +16 ve yüzde -11 arasında).
 
Çok renkli meclis, çoğulcu meclis de olur mu?
 
Renk dağılımı sadece bir bakışta temsili daha iyi yansıtmakla kalmıyor, bundan daha önemlisi, partilerin çoğunluk olmadıkları bölgelerden de milletvekilleri çıkarabildiklerini gösteriyor. HDP’nin Akdeniz kıyılarından, hatta İzmir ve Bursa’dan vekil çıkardığı, CHP’nin kıyılardan ibaret olmadığı, ve diğer haritalarda sadece 1 il ile gösterilen MHP’nin tüm Karadeniz, İç Anadolu, Ege ve Akdeniz seçim bölgelerinden vekil çıkardığı bir temsil dağılımı söz konusu.
 
AKP’li vekillerin “sadece biz tüm Türkiye’nin partisiyiz, diğerleri bölge partisi” iddiası da bu nedenle desteksiz kalıyor; evet, AKP Türkiye’nin en çok ilinden en çok milletvekili çıkaran parti, fakat yüzde 10’luk baraja rağmen, diğer üç parti de Türkiye’nin çoğu ilinden vekil çıkarabilmiş.
 
Baraj olmasa (veya çok düşük düzeyde olsa), gerçek anlamda bölgesel sorunları da ülke gündemine taşıyacak ve temsilde adaleti daha iyi sağlayacak bir meclis oluşabilir; seçim haritaları da çok daha renkli olabilir. Çok seslilik, çoğulcu bir demokrasiye yol gösterebilir.
 
Haritanın hataları, seçim sisteminin hataları
 
Elbette bu haritanın da hatalı yönleri var: Milletvekili dağılımdaki sapmanın bir bölümü yüzdelerin yuvarlanmasından, bir bölümü de benim haritayı elle uygularken yaptığım hatalardan kaynaklanıyor olmalı. AKP’deki yukarı sapmanın önemli bir bölümü bu partinin Konya, Sivas ve Erzurum gibi alanı büyük illerdeki çoğunluğa sahip olmasından; MHP’deki aşağı sapma ise, benim oluşturduğum görsellerde partinin yeşil renginin en sağda bulunmasından dolayı yuvarlak şekilli illerde küçük gösterilmesinden kaynaklanıyor olmalı.
 
Bu gibi teknik meseleleri bir sonraki seçime kadar aşacağımıza inanıyorum. Yeter ki, Türkiye seçmeninin çok renkli tercihlerini doğru okuyabilelim.