Facebook’ta “Hayattayım” Çığlığı

Paris’teki terör mağdurları için oluşan küresel dayanışma mesajları sosyal medyada akarken Beyrut ve Bağdat’ın adı bile geçmiyordu

ASLI TUNÇ

16.11.2015

14 Kasım sabahı gözümü açıp telefonumdan Facebook’a göz attığımda uzun yıllardır Paris’te yaşayan Türk arkadaşımdan tuhaf bir mesaj olduğunu gördüm. Safety Check uygulaması altında “Güvendeyim” diye yazıyordu. Tam anlamıyla bir 21. yüzyıl deneyimi ile ben de Paris terör saldırılarını bu bildirimle öğrenmiş oldum. Paris’te dört milyonun üzerinde kişi Safety Check (Güvenlik Durumu Kontrolü) adı verilen uygulamayla 360 milyondan fazla kişiye hayatta olduklarını müjdeliyordu. Facebook en son giriş yaptığınız ya da profilinizde yaşadığınız yer olarak belirttiğiniz lokasyonu baz alarak yakınınızda bir felaket olduğunda size bir bildirim gönderiyor. Bu bildirimde “güvendeyim” ya da “felaket bölgesinde değilim” seçenekleri bulunuyor. Ayrıca uygulama kaç arkadaşınızın güvende olduğunu kaçının henüz bildirime dönüş yapmadığını da gösteriyor. Herhangi bir felaket sonrasında bölgede yaşayan sevdiklerinizden haber almanın önemini ve aciliyetini sanırım belirtmeme gerek yok. Sosyal medya araçları da belki de en çok böylesi durumlarda işe yarıyor.
 
Ancak sosyal medya uygulamaları farklı tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bunlardan ilki “dijital uçurum” diye adlandırılan olgu. Kuşkusuz dünyanın her yerinde internet altyapısı aynı oranda gelişmiş değil. Örneğin geçtiğimiz Nisan ayında Nepal’de çok güçlü bir deprem meydana geldi. Safety Check uygulaması orada da kullanıldı. Ancak Nepal Asya’nın en yoksul ülkelerinden biri. Ülkedeki akıllı telefon kullanımı çok düşük, yedi Nepalliden altısı Facebook gibi sosyal ağlara kayıtlı değil. Zaten altyapısı kötü olan ülkede bir de deprem olunca elektrik saatlerce olmayabiliyor. Aynı durumu Eylül ayında Şili’de, Ekim ayında da Pakistan’da yaşanan depremlere de uyarlayabilirsiniz. Bu felaketlerde Safety Check uygulaması sunulmadı bile.
 
Aslında Facebook’un Safety Check uygulaması fikir olarak 2011 yılında Japonya’da tsunami felaketinden sonra oluşmaya başladı. İletişim teknolojilerinin kullanımı felaketlerde tanıklıkların paylaşımı, bilgi akışı, mağdurlara yardım ve örgütlenme anlamında olumlu örneklerle dolu. Ta 2005’teki Londra bombalamalarında cep telefonlarının önemi anlaşıldı ve yurttaş gazetecilik kavramı bu terör olayı ile birlikte tartışılmaya başlandı. Karmaşık ve hızla gelişen bir olayın netleşmesinde bu görüntüler ve kişisel anlatılar son derece önemliydi. Sonraki yıllarda dünyanın farklı noktalarında pek çok doğal afet ve terör saldırısı haberiyle sarsıldık. 2010 yılına geldiğimizde Yeni Zelanda’daki Christchurch depreminde artık Ushadidi ve Google Maps gibi daha sofistike haritalandırma uygulamaları kullanılıyor ve ihtiyacı olanlara derhal yardım iletiliyordu.
 
Bunların hepsi iyi güzel de Facebook’un Paris için yaptığı Safety Check uygulaması kimileri tarafından çifte standart bir tavır olarak eleştirildi. Paris’teki terör mağdurları için oluşan küresel dayanışma ve sempati mesajları sosyal medyada akarken Beyrut ve Bağdat’ın adı bile geçmiyordu. Paris’teki olaylardan bir gün önce Beyrut’ta iki intihar bombacısı en az 41 kişiyi öldürmüş 200’den fazla kişiyi yaralamıştı. Lübnanlılar daha şoku atlatamamışken Paris katliamı oldu. Facebook ne Beyrut için ne de aynı günlerde 26 kişinin bombada öldüğü Bağdat için bir güvenlik uygulaması kurmayı aklından geçirmemişti. Aslında Lübnan’da internet altyapısı kuvvetli ve Facebook kullanım oranı yüksektir. Arap dünyası aslında 2014’ten bu yana 20’nin üzerinde bombalamayla karşılaştı. Bu bombalamaların en az on tanesi sivillere yönelik oldu. Ankara’daki bombalamalarda ise bizler Facebook uygulamalarından çok Twitter’daki haber akışına güvendik ve aktif olarak Twitter’ı kullandık. Sosyal medya şu aralar bir yandan Paris’teki korkunç olaya üzülen ama bir yandan da kendi trajedilerini yok sayan Facebook’a kırgın Lübnanlıların mesajlarıyla dolu. Anlaşılan Facebook bir yandan önemli bir hizmet sunarken, diğer yandan dünyanın farklı coğrafyalarını hiç memnun etmemişe benziyor.