Nitelikli medya eğitimi bugün daha da önemli

Medya sektöründe değişim dipten, iyi yetişmiş gençlerden gelecek, inanın bana

ASLI TUNÇ

15.12.2015

Ülkenin medya ortamında olumlu gelişmeleri konuşmayı, umut veren örnekleri görüp sevinmeyi ne kadar da özlüyor insan? Can Dündar ve Erdem Gül Silivri Cezaevinin o buz gibi hücresinde onurlu duruşlarını sürdürürken hiçbirimizin yılgınlığa düşmeye hakkı yok aslında; hele ki işiniz medya alanında var olmak isteyen pırıl pırıl genç insanlara yol göstermekse.
 
İtiraf etmeliyim ki artık sorunları konuşmaktan bıktım ben. Yıllar boyu bir akademisyen olarak problemleri tespit ve analiz etmeye çalıştım, sonra gelişmeleri uluslararası düzleme oturttum. Yazdım, çizdim, konuştum. Üzüldüm çoğu kere, yeri geldi gözyaşı döktüm, sık sık da derin çaresizlik hissettim. Ama artık farklı bir ruh haline geçmek istiyorum.
 
Yüzümü geleceğe dönmek ve daha fazla çözüm odaklı düşünmek ve çalışmak istiyorum. Bu karanlık havanın dev bir girdap gibi medya sorunlarına kafa yoran insanları içine çekmesine izin vermemeliyiz. Az buz da değiliz hani. Çokuz ve daha da çoğalmalıyız.
 
Evet, bu ülkede medyanın içler acısı hali ortada. Bunun nedenleri muhtelif ve bu kronikleşmiş sorunların yıllara yayılmış bir geçmişi var. Bu noktada her şeye rağmen, inatla iyi haberciliğin bu coğrafyada var olabilmesi için çalışmamız gerekir. Bunu afaki bir söz olarak almayın.
 
Örneğin, medya eğitimine titizlikle önem vermeliyiz. Yaşanmış ve yaşanmakta olan kötü pratikler asla norm kabul edilmemeli. Doğru soru sorabilmenin önemiyle başlamalı işe. Haberci heyecanını yaşatmayı, haberi kovalamayı, cesareti ve meslek onurunu öğretmeliyiz gençlere. 
 
Türkiye’de olup bitenleri pekâlâ bilen ancak hedeflerini daha üste koyan gençler lazım bize. Hiçbir hantal idari yapı, hiçbir kokuşmuş ahlaki anlayış sonsuza kadar devam edemez. Medya sektöründe değişim dipten, iyi yetişmiş gençlerden gelecek, inanın bana. İtaat kültürünü delen dijital medyanın gücünü arkasına alan ve baskıcı söylemlere nanik yapan bir kuşak geliyor çünkü.
 
Dünyadaki pek çok saygın medya ve gazetecilik okulu hızla dönüşen bir sektöre nitelikli eleman yetiştirmek için kafa yoruyor. Geleneksel yazılı ve görsel basının dijital medya olanaklarıyla ne kadar sürdürülebilir olup olmadığı tartışılıyor. Hangi dünya görüşünden gelirseniz gelin iyi bir habercinin durması gereken konumun sadece insan haklarından ve özgürlüklerden yana olmasının yeteceği üzerine görüş birliği var.
 
Medya eğitiminin yapılandırılması sürekli bir çaba gerektiriyor. Dünyaya açık, teknolojiyi barındıran, ancak ülkenin gerçeklerinden kopmayan, entelektüel merakı hep canlı tutmaya çalışan bir ders programı yapılanmasını oluşturmak işin olmazsa olmazı. Akademik kadronun durmaksızın yenilikçi ders verme yöntemlerine kafa yormasını da kaçınılmaz kılıyor bu devinim. Yazım araçları değişse de, kalemden dijital interaktif platformlara geçsek de, yüksek öğrenim modelleri kapitalist sistemin baskılarına kimi zaman zorlukla karşı dursa da temel ilkelerimizde ısrarlı, dirençli ve ödünsüz durmalıyız. Bu işin en basit formülü, sağduyu, ahlak ve cesaret sanırım. Nitelikli medya eğitimi bugün her zamankinden çok daha önemli, çok daha acil. Yılgın olma lüksümüz yok. Artık geleceğe yatırım yapma zamanı.