İngiliz medyasının Brexit ile sınavı
Milliyetçi ve Avrupa karşıtı söylemi köpürten İngiliz tabloid basınıyla bizim havuz medyasındaki gazeteleri birbirine benzetebilirsiniz.
26.06.2016
Birleşik Krallığın Avrupa Birliği’nden çıkma referandumunun öncesinde ve sonrasında medyanın aldığı konum benim açımdan ilginç bir gözlem alanı oldu. Geçtiğimiz hafta Brexit kararından sonra dünyanın büyük bir çoğunluğu şok içindeyken medyanın rolü ve etkisini irdelemek kanımca artık daha anlamlı.
Bir kere bu sonuca neden bu kadar şaşırdık? Referandum öncesi tüm kamuoyu yoklamaları iki sonucun da başa baş olduğunu söyleseler de örneğin BBC izleyen, Financial Times ya da Guardian okuyan birinin AB’de ayrılma kararına ihtimal vermesi adeta imkansızdı. İngiliz halkının sonunda sağduyulu oy vereceğine olan inançla AB’den ayrılma yanlısı görüşler pek inandırıcı bulunmuyordu. Aynı inanç entelektüel Amerikan basınında da yer alıyordu. Aylar öncesine dönersek BBC’nin adeta bir reklam ajansı gibi Birleşik Krallığın AB içinde kalması yönünde yayın yaptığını görürüz. Zaten baştan beri Londra elitlerinin Avrupa lehine tavırları çok netti. Siyasal yelpazedeki konumları ne olursa olsun, Financial Times, Guardian, Telegraph ve Times gibi ciddi gazeteler analizlerinde ekonomiye odaklanıyorlardı. Oysa tabloid denilen İngilizlerin bulvar basını apayrı bir telden çalıyordu. Sun, Mirror, Star and Mail ve Express göçmen meselesine ve ülkenin bağımsızlığına vurgu yapıyorlardı.
Örneğin Daily Mail ve Sun Brexit yanlısı manşet ve haberlerde sınır tanımadı. Aylar boyunca AB’nin ne korkunç bir yapı olduğuna ilişkin komplo teorileri, Avrupa karşıtı sansasyonel haberler, hatta Kraliçenin AB’den çıkmak istediğine ilişkin uydurma haberler, yaşı geçkin İngiliz halkını etkilemişti anlaşılan. Birbirine ardına Orta ve Doğu Avrupa’dan gelen göçmenlerin İngiltere’yi istila edeceğine ilişkin kışkırtıcı manşetler ilk sayfaları doldurdu. Hatta Daily Express eğer İngiltere kıyılardaki egemenliğini koruyamazsa Fransa ile birleşip yok olacağını bile iddia etti. İngiliz olan her şeye savaş açtığı öne sürülen Avrupa Birliğine karşı nefret dili kullanmaktan çekinilmedi. Aslında bu milliyetçi ve Avrupa karşıtı söylemi köpürten İngiliz tabloid basınıyla bizim havuz medyasındaki gazeteleri birbirine benzetebilirsiniz. Pek çok ucuz formül habercilikte evrensel ne de olsa.
Hızla düşen tirajlar ve dijital yayıncılıktaki alabildiğine acımasız rekabet İngiltere’de yüzyıllara dayanan bir geleneği de sarsıyordu. Gazeteler bu coğrafyada daima kamuoyunu şekillendiren ve siyasi gündemi belirleyen bir yere sahipti. Bu gelenek referandum ile beraber, endişe verici bir biçimde, taraflı yayın yapan, karşıt görüşü aşağılayan ve toplumsal çeşitliliğe karşı korku salan tabloidlerin eline geçivermişti.
Referandumun bir gün öncesi, ünlü medya patronu Rupert Murdoch’un sahip olduğu Sun gazetesi tüm okurlarından “diktatör Brüksel’den ülkelerini özgürleştirmelerini ve AB’den ayrılmak için oy kullanmalarını” istedi. Sun’ın günlük tirajı tam 1.7 milyon. Daily Mail ise referandum öncesi ilk sayfasından “yalanlar, açgözlü seçkinler.. ya da kırılmış ve ölen bir Avrupa’nın dışında harika bir gelecek” başlığı altında “eğer Britanya’ya inanıyorsanız ayrılma için oy kullanın” diyordu. Brexit’i hararetle savunan Telegraph, Express, The Sun and the Star, ve Mail’ın toplam tirajı 4.7 milyon kadar. Bu da dengeli yayın yapan ya da AB’de kalma yanlısı gazetelerin günlük satış rakamları toplamının neredeyse dört katı.
Tüm dünya referandumun ertesi sabahı büyük bir belirsizliğe uyanırken Brexit destekçisi basının ön sayfalarında adeta sevinç çığlıkları atılıyordu. Daily Mail ve Daily Mirror aynı anda ön sayfalarında. “Çıktık!” (We are OUT!”) manşetinin yanında Sun, “Görüşürüz AB!” (“See EU later!”) diyerek kelime oyunu yapıyordu. Mirror tüm analizleri bir kenara atmış “Brexit yaz tatilimizi nasıl etkileyecek?” diye soran haberlerden de geri durmuyordu. Avrupa ve Türk gazetelerinin Brexit’i haberleştirme serüveni ise bambaşka bir araştırma konusu kuşkusuz. Ama en azından milliyetçilik, ülkelerin içe kapanmasını yüceltme, AB’yi iç politikaya alet etme, göçmen karşıtlığı ve Avrupa düşmanlığı Brexit yanlısı basının en sevdiği temalar olarak göze çarptığını söyleyebilirim, ister Avrupa’da, ister Türkiye’de olsun.