İnternete kimliksiz girmek yasaktır!
Rusya’daki tasarının hedeflerinden biri de internet üzerinden sokak eylemleri düzenlenmesinin önüne geçmek olabilir
13.04.2017
Rusya’da iktidar partisi Birleşik Rusya’nın milletvekili Vitaliy Milonov’un hazırladığı yeni bir kanun teklifi 14 yaşına kadar ergenlere sosyal medya kullanma yasağı getirilmesini ve geri kalan herkesin de sosyal ağlara kimlik bilgileriyle kaydolmasını içeriyor. Meclise sunulan kanun tasarısı, sosyal medyada etkileşimi ve multimedya içeriği paylaşımına dair yeni kuralları da kapsıyor. Milonov’un kendisi, bu tür önlemlerle yasa dışı paylaşımlarda bulunanların cezalandırılmasının kolaylaşacağını, kullanıcıların dolandırıcılardan korunmasının ve gençlerin intihara sürüklenmesinin önüne geçileceğini düşünüyor.
Kremlin’den gelen açıklamalar teklifin kabul edilme ihtimalinin yüksek olmadığını gösteriyor. Ülkedeki internet uzmanları ve diğer paydaşlar da bu hâliyle tasarının fazla şansı olmadığını düşünüyor. Ancak ülkedeki gelişmeler gösteriyor ki, ne interneti ne de muhalefeti engellemek için böyle bir yasanın geçmesine gerek var.
İnternet ve protesto hakkı
Milonov’un akıl dışı internet tasarısının bir amacının internet üzerinden organize edilen protestoları engellemek olduğuna dair yorumlar var. Bu şekilde organize edilen mitingler, ülkede kıyılmış muhalefetin elinde kalan tek şans. Örneğin, 26 Mart günü Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev’e yönelik yolsuzluk iddiaları ortaya atan Yolsuzlukla Savaş Fonu (FBK) Başkanı Aleksey Navalny’nin sokağa çıkma çağrısına 84 şehirden yüzlerce insan cevap verdi.
Gerçekleşen protestolarda Navalny tutuklanırken (10 Nisan’da, iki hafta cezaevinde kaldıktan sonra bırakıldı), ülkenin birçok yerinde yolsuzluğa karşı düzenlenen barışçıl protestolara katılan yüzlerce insan da gözaltına alındı. Hükümetin yolsuzluk iddialarına cevabı ise, gösterileri yasaklamak, protestolar hakkında bilgi akışını engellemek, üniversite öğrencilerine protestolara katılmanın zararları hakkında dersler vermek ve eylemlere katıldığı öğrenilen öğretmenleri işten çıkarmak oldu.
Kötü yasa fikirlerinden bahsedecek olursak, Putin’in imzasıyla geçen ve toplantı ve gösteri yasasına birden çok kez muhalefet etmeyle ilgili kanunu, ve bu kanundan şimdiye kadar ceza alan tek kişi olan Ildar Dadin’i de hatırlamamız gerekir. Dadin, LGBT aktivistlerine ve Navalny’e tek kişilik dört adet eylemle destek olduğu için 2015 yılında tutuklanmış ve bu yıl bir mucize eseri serbest bırakılmıştı.
Başkanlık tercihini yapmış bir ülke
Peki kabul edilme ihtimali olmayan yasa tasarıları pratikte neyi değiştiriyor?
Türkiye’nin Başkanlık sistemine geçişi onaylamasına günler kala, Rusya’nın aynı tercihi 1993 yılında yaptığını hatırlamamız gerekir. Sovyet sonrası dönemde en güçlü kurumun Başkanlık olduğu ülkede Vladimir Putin’in göreve geldiği 2000 yılından beri deyim yerindeyse bir “tek adam” iktidarı hâkim.
Milonov’un tasarısı meclise gittiği günlerde çok daha endişe verici bir yasa tasarısı gündeme geldi. 11 Nisan günü, iki Birleşik Rusya milletvekilinin hazırladığı ve polis yetkilerini belli koşullarda kalabalıklara ateş açmayı da yasallaştıracak şekilde genişleten başka bir tasarı meclise gitti. Neyse ki, parti 12 Nisan’da parti içinde de yeterince tartışılmamış olan taslağı geri çekeceğini duyurdu. Ancak tasarının gözden geçirilip geri gelmesi ve elbette ki kabul edilmesi mümkün.
Otoriter rejimler protestolara zaten sıcak bakmazken (istisnaî olarak Sırp Cumhurbaşkanı Vucic şimdilik oldukça anlayışlı görünüyor), Rusya’da sokağa çıkma cesareti gösteren azınlığa ateş edilmesinin açıkça tartışıldığı bir döneme gelindi. Ülkemiz kadar uzun bir parlamenter geleneğe zaten sahip olmayan ve siyasi cinayetlerin Türkiye’ye oranla daha olağan olduğu Rusya, medyanın hükümet yanlısı renkler alışını, muhaliflerin, akademisyenlerin ülkeyi terk etmesini 2000’lerde yaşadı.
Siyasi Tutuklularla Dayanışma Birliği verilerine göre, Rusya’da politik nedenlerle demir parmaklıklar arkasında veya ev hapsinde olan kişi sayısı 108. Bu kişiler arasında muhalifler, akademisyenler ve gazeteciler bulunuyor.
Tanıdık bir iklim
Bütün bunlara rağmen, sosyolog Aleksey Levinson’un paylaştığı verilere göre, 18-24 yaş grubu Rusya vatandaşlarının Vladimir Putin’in faaliyetlerine verdiği onay Ocak 2017 itibariyle yüzde 91 (ülke genelinde yüzde 85). Bu yaş grubu, tümüyle Putin döneminde yetişmiş bireyleri temsil ediyor. (Ancak 26 Mart’ta sokağa çıkanların çoğunluğunun da bu yaş grubunda olduğu düşünülüyor.) Bu anlamda Rusya, karamsar bir bakışla Türkiye’nin şimdiki hâlinden çok geleceğine dair ipuçları taşıyor olabilir.
Tarihî nedenlerle demokratik deneyimleri farklılık gösterse de, bugün Rusya heykellerin parçalandığı, bilimsel kurumların binalarının kiliseye devredildiği, sivil toplum kuruluşlarının kanunlarla iğdiş edildiği, yeşil parklarını korumak isteyen sıradan insanların dine hakaretle suçlanıp gözaltına alındığı, evsizlerin dolaştığı şehirlerde dine aykırı olduğu gerekçesiyle fabrikaların yapılamadığı, eğitim sisteminin bilimsellikten uzaklaşıp ideolojik bir bağlama kaydığı bir ülke.
Milonov’un kendi partisi tarafından bile sahiplenilmeyen yasa tasarısı (en azından bu şekliyle) meclisten geçmeyecek olabilir ama içinde barındırdığı protesto ve muhalefet karşıtı ruh hem yönetimde, hem mecliste hem de toplumda bir anlamda çoktan kabul görmüş durumda.
Öyle görünüyor ki, bu noktaya gelmiş bir rejimin vatandaşlarına “internete kimliksiz giremezseniz!” demesine asla gerek olmayacak.