Vatan sevgisi mi savaş rantı mı?
Abartılı “savunma” haberlerinin sürekli manşetlere çıkmasını editör ve muhabirlerin milliyetçiliği ile açıklamak mümkün değil
10.09.2017
Artık neredeyse savaş ve “vatan” savunmasından başka bir şey içermeyen medyanın dili, ilk bakışta bir tür “hamaset” ve ideolojik bir bakış biçimi gibi görünüyor. Ama “ilk bakış” her zaman bir olayı anlamak için yeterli değil. Biraz daha derine inmek gerekiyor ve indiğimizde de bu “vatan sevgisi” ve “kurtuluş savaşı” edebiyatının aslında iyi para ettiğini görüyoruz.
Medyadaki ayrımcı, ötekileştirici, ırkçı, milliyetçi, militarist, cinsiyetçi, kin ve nefreti körükleyen, sınıfsal aşağılamayı kullanmakta beis görmeyen dili, medya sahiplerinin faaliyet alanlarıyla yakından ilgili. “Devlet- iktidar” dalkavukluğu, “Kemalist-milliyetçi-militarist” çizgiyi iktidar değişimiyle takip eden “Türk-İslam” sentezcilerinin savaş haberciliğini övmesinin kaynağı yedikleri kaymakta saklı. Savaş çığlıkları atanlarla “güvenlik”, “savunma sanayi” adı altında silah üretimi ve ticaretinden para kazananlar aynı kişiler.
Yeni medya sahipliği, sınıfsal, ırksal ve cinsel hegemonya anlamında bir kültürü üretmek, yaymak ve iletmekle kalmayıp, devlet politikalarına da yön vermeye başladı. Artık medyanın kontrolünü elinde bulunduran iktidar ile medya sahipliğinin iç içe geçtiği bir süreçteyiz.
‘’SİHA’lar boş dönmüyor’’
Bu yazıya vesile olan şey ise, Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA/Bayraktar) ile Hakkâri’de bir Kürt köylüsünün öldürülmesinden sonra medyada çıkan haberler oldu.
Medyada hemen her gün “Vurduk, öldürdük, yok ettik, inlerine girdik, leşlerini aldık; son terörist kalana kadar; kahraman-Mehmetçik o dağın tepesinde; mağarada kıstırıldı; yeni İHA’lar göz açtırmıyor; SİHA’lar boş dönmüyor; kirpi önde gidiyor; Mehmetçik yeni silahlarla vurdu, Mehmetçiğin yeni silahı göz kamaştırıyor, milli ve yerli silahlar…” yayımlanan rutin “haberler” Türkiye’nin batısında ilgi çekmiyor olabilir; ancak belki de “Coğrafya kaderdir” meselesinden ötürü bu “haberler” her gün benim gözüme batıyor. Dolayısıyla özetle saydığım manşetleri atan medyanın “sahipleri kimdir” sorusu üzerinden medya-iktidar ve savaş ilişkisine derinlemesine bakmakta fayda var.
Eski kuşak tasfiye oldu!
Çok abartılı “savunma”, “güvenlik” içerikli “haberlerin” sürekli manşetlerden pompalanmasını editör ve muhabirlerin milliyetçiliği ya da “vatan sevgisi” ile açıklamak mümkün değil. Söz konusu medyada Türk-İslam konseptinin ve milliyetçiliğin ideolojik olarak hâkim olduğu biliniyor; ama mesele bu kadar basit midir acaba? Her şeyden önce medyada belli bir kuşağın tasfiye olduğu biliniyor; iktidarlara dalkavukluk eden ve bunun karşılığında birkaç avanta iş kapan o eski kuşak artık mevcut değil. Büyük gazete ve kanalları ele geçiren yeni kuşak, o kadar küçük hesaplarla iş yapmıyor artık. Medyanın “yeni sahipleri” aynı zamanda “savunma sanayii” adı altında silah ticaretinin de yeni patronları…
Peki kim bunlar?
mulksuzlestirme.org’un “Türkiye Medya Sahipliği Ağı” verilerine göre, devlet ihalelerinden kaynaklı iktidar etrafında kümelenmiş olan 75, bunlara “Katmerciler, Kale ve Bayraktar grupları” dâhil ettiğimizde ise 78 şirket sayılabiliyor.
Bunlardan, Nurol Holding, Özaltın Holding, Makyol İnşaat, Otoyol A.Ş., Çalık Holding, Limak Holding, Kolin İnşaat, Cengiz Holding, Albayrak Grubu, Doğuş Holding, Anadolu Holding, Doğan Holding, Kalyon İnşaat, Zirve Holding, Turkuvaz Medya, Akfen Holding, Çig Enerji, Ciner Holding, Park Holding Konya Ilgın Elektrik, İhsan Holding, İhlas Yapı, BMC, Yeni Dünya Medya Grubu’nun 14 TV ile Star Gazetesi, Yeni Asır, Fotomaç, Takvim, Sabah, ATV, Yeni Şafak, TVNET, CNN TURK, Hürriyet, Hürriyet Daılynews, Doğan Haber Ajansı, Kanal D, Fanatik, Posta, NTV, TV8, STAR TV, Habertürk, Bloomberg HT, Show TV, TGRT, Türkiye gazetesi, İhlas Haber Ajansı, Akşam, SKYTURK360 ve Kanal 7 olmak üzere toplam 29 medya kuruluşu, 3’üncü köprü, 3’üncü havaalanı gibi devâsâ 11 konut, 11 karma proje ile 8 santralde direkt veya dolaylı ilişkileri var.
En yakın olanlar silah ticaretine atıldı
Bahsi geçen şirketlerin içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünürleri ile aile dostlarının olduğu birkaç şirketin bu yıl 6 milyar dolar ciro yapması beklenen “savunma sanayii”ne hızla atılması ve aynı zamanda tamamının medya sahibi/hissedarı/dünürü olması da bize yeteri kadar veri sağlıyor.
Bu şirketlerden en göze çarpanlardan biri, Ethem Sancak’ın adıyla anılıyor. Star grubu ve ES Medya’nın sahibi (Es Medya'yı Hasan Yeşildağ'a sattığı hâlâ bir iddia düzeyinde) işveren Ethem Sancak, son kongrede AKP MYK’sinde yer alırken aynı zamanda BMC ile savunma sanayisinde yer alıyor.
BMC neler mi üretiyor? Kısaca:
“Mayına Karşı Korumalı Zırhlı Araç: 375 PS Motor, 4×4 Çekiş Konfigürasyonu, Tam Otomatik Şanzıman, 10-13 Tam Donanımlı Personel Taşıyabilme, Mayına, Balistik Tehditlere Ve El Yapımı Patlayıcılara Dayanıklı CTIS – Merkezi Lastik Şişirme Sistemi, Run/Flat Lastikler, Otomatik Yangın Söndürme Sistemi, Klima, Manuel 360 derece Dönebilir Kule Otomatik Silah İstasyonu (Opsiyonel), Taktik Tekerlekli Araçlar: 185 PS Motor, 4×4 Çekiş Konfigürasyonu, Çelik Kabin, Tam Otomatik Şanzıman, NATO Standartlarına Uygunluk, Azami Yüklü Ağırlık 10 Ton, Lojistik Destek Araçları: Uçak Akaryakıt İkmal Tankerleri, Akaryakıt Taşıma ve Kara Araçları, Yakıt İkmal Tankerleri, Çekiciler, İtfaiye Araçları, portatif merdivenli, CrNi paslanmaz veya sac kazanlı, Su Tankerlerinin CrNi Paslanmaz veya ST-37 sac malzeme tanklı, Vidanjörler, Frigorifik Kasalı Araçlar, Hidrolik Sıkıştırmalı Çöp Kamyonları, Damperli Kamyonlar, Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA).”
Bu ürün yelpazesinin marifetlerine aynı grubun medyasındaki haberlerde rutin olarak rastlamak da mümkün.
Savunma sanayiine yönelik ilk adımını 2010 yılından TOMA ile giren ve yukarıda adı sayılan medya şirketleriyle çok sayıda ortaklıkları bulunan Katmerciler Grubu ise, TSK ve Emniyet kuvvetleri için ‘’HIZIR 4×4 Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç, KHAN 4×4 Zırhlı Personel Taşıyıcı, 4×4 Zırhlı Ambulans, Nefer zırh sistemi 4×4 Zırhlı Komuta ve Devriye Aracı, TOMA, Uzaktan Kumandalı Zırhlı Belden Kırmalı Yükleyici İş Makinesi, Koruma Kalkanı, Zırhlı Kazıcı Yükleyici İş Makinesi’’ üretmekte.
Katmerciler Araç Üstü Ekipman Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile Limak Holding A.Ş. kısa bir süre önce imzaladıkları gizlilik bir protokol çerçevesinde savunma sanayii alanında faaliyet göstermek üzere LİKA SAVUNMA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ünvanlı ve Ankara merkezli şirket kurdukları açıklanmıştı. Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir’in medyadaki eli de sık sık gündeme gelen iktidara yakın işverenlerden. Her iki grup yukarıda sayılan gruplarla direkt veya dolaylı yollarla ilişki içinde.
Yeni Şafak, TVNet, Tempo TV, Derin Tarih, Derin Ekonomi, Piri Medya, Birlikte Dağıtım gibi medya sahibi Albayrak Grup, aynı zamanda Cumhurbaşkanı’nın da dünürleri. Albayrak’lar, TSK ve Emniyet için; “Motor, şanzıman ve güç aktarma grupları ile elektronik sistemlerin AR-GE çalışmalarının yanı sıra Milli Entegre Taktik Tekerlekli Araç Projesi’ni (MENTAP)’’ hayata geçirdi. Koç Grubunda bulunan “Altay Tank Projesi”nin Koç’lardan alınıp Albayrak’lara ait Tumosan’a verileceği Ankara kulislerine yansıyan en son iddia.
Aynı zamanda Cumhurbaşkanı'nın damadı olan Selçuk Bayraktar'ın Teknik Müdürlüğünü yaptığı Bayraktar Grubu, bu günlerde en fazla gündem olan grup. Grup, SİHA’ların da üreticisi.
Grup, ‘’Taktik İnsansız Hava Aracı Sistemlerinden Predator, Heron, Mini İHA; komuta kontrol sistemleri bileşenlerinden Şeltır, Komuta Konsolları, Yer Kontrol Birimleri, Kabinler, Güç Dağıtım Birimleri, Gösterge Komuta Modülleri, Komuta Kontrol Yazılımları, Kullanıcı Arayüz Yazılımları tasarlamakta, üretmekte ve geliştirmekte’’ imiş.
En son 31 Ağustos’ta Hakkâri’ye bağlı Oğul (Talê) köyü kırsalında denenen insansız hava aracı (SİHA) ile bir sivil öldürüldü.
Cumhurbaşkanı'nın aile dostlarından Çalık Grubu Arnavutluk’ta telekomünikasyon alanında faaliyetler yürütürken, Türkiye'de de medyada. 2007 yılında Ciner Grubuna ait Turkuvaz Radyo Televizyon Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.'yi — atv, a Haber, Yeni Asır TV, Minika adlı televizyon kanalları, Radyo Turkuvaz, Romantik Radyo adlı radyo istasyonları, Sabah, Takvim, Yeni Asır ve Pas Fotomaç adlı gazeteler, Bebeğim ve Biz, Sinema, Sofra, Home Art, Şamdan Plus, Yeni Aktüel, Para (dergi), Hülya (dergi), Global Enerji, Transport, Hukuki Perspektifler adlı dergiler, Cafe Ruj, Teknokulis adlı web siteleri ve Turkuvaz Dağıtım — TMSF'den satın alan Çalık Grubu, kısa bir süre sonra bu medya grubunu yine Cumhurbaşkanı'nın dünürlerinden Serhat Albayrak’ın yönetiminde Kalyon Grubu'na devretti. Grubun oradan da Kalyon'lar tarafından finanse edildiği belirtilen Zirve Holding'e devredilmesi dikkat çekti.
Limak, Kalyon, Cengiz, Kolin, Çalık, Ciner, Zirve, Katmerciler başta olmak üzere yukarıda sayılan 78 şirketin adı "Havuz Medya"nın oluşumu sırasında bağları çözülmeyecek kadar karışık ve ortaklık söz konusu. Aynı şirketlerin savunma sanayi, inşaat, enerji ve daha birçok alanda ortaklıkları, alışveriş ve devir işlemleri açık kaynaklardan teyit edilebiliyor.
Gülseren Adaklı’nın ( https://bianet.org/bianet/medya/185011-turkiye-de-medya-sahipligi-kamuya-acik-bir-bilgi-alani-mi ) “AKP döneminde medya sahipliği kâğıt üstünde bile belirsiz” diyerek durumu özetlediği yazısını dikkate aldığımızda da bunu görüyoruz. Yukarıda saydığımız, devlet ihaleleri ile büyüyen sermaye gruplarının tamamı iktidar etrafında kümelenmiş ve bir şekilde medya sahipliği yapmaktadırlar. Tamamının bileşkesi olan ana akım medyanın aynı zamanda silah ticaretinin reklam, ilan ve propaganda merkezi olduğunu günlük rutin “haberlerde” izlemek mümkün.
Medya sahipliğinin bu yapısı ve iktidarın onlara olan teşvikleri sürdükçe “medyada savaş dili’’, İçişleri Bakanı’nın söylemiyle sadece “bu kış” değil, gelecek yaz, sonraki kış da sürecektir.