Aynı ziyaret, farklı yansımalar

Macron: “Türkiye ile aramızda bireysel özgürlükler ve hukuk devletine saygı konusunda görüş ayrılıkları var’’

AHMET SEVER

06.01.2018

Brüksel
 
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Fransa’yı ziyareti iki ülkenin basınına çok farklı yansıdı.
 
Erdoğan Paris’e hareketinden önce Le Figaro gazetesine verdiği mülakatta, Avrupa Birliği ile yeni bir dönemden bahsediyor ve ilişkilerin geleceği açısından ümitli olduğunu söylüyordu.
 
Fransa ile Türkiye arasındaki tarihî dostluğa atıfta bulunduktan sonra, Fransa’nın Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine destek vermeyi sürdüreceği beklentisini dile getirmişti.
 
Le Figaro, Erdoğan’ın dondurulmuş hâlde olan üyelik sürecini yeniden canlandırmak için, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’u bir anahtar olarak gördüğünü belirtmişti.
 
Hükümete yakın medyada da Erdoğan’ın “Avrupa ile yeni dönem” sözlerine yer verilmişti…
 
Peki, bu ziyaretten AB ile ilişkiler bağlamında somut olarak çıkan sonuç ne oldu?
 
Macron, ortak basın toplantısında bunun cevabını çok açık biçimde verdi:
 
“Türkiye ile aramızda bireysel özgürlükler ve hukuk devletine saygı konusunda görüş ayrılıkları var. Türkiye’de yaşanan son gelişmeler ve Türkiye’nin tercihleri AB sürecinde ilerlememize izin vermiyor.”
 
Macron, müzakerelerde yeni fasıllar açılabileceğinin mümkün olduğuna dair “ikiyüzlülük”ten çıkmak gerektiğini söyledi ve üyelik süreci yerine başka tür bir işbirliği ve ortaklıktan bahsetti…
 
Yani, Erdoğan beklediği desteği alamadı. Erdoğan’ın önüne, bayatlamış “imtiyazlı ortaklık formülü” konuldu. Le Monde gazetesi haberinde, “Macron, Erdoğan’a üyelik yerine ortaklık önerdi” başlığını kullandı.
 
Erdoğan da basın toplantısında tepkisini, “54 yıldır AB kapısında bekletiliyoruz, ne olur bizi alın diyecek hâlimiz yok” şeklinde gösterdi.
 
Tabii görüşme öncesi ve esnasında, Macron özellikle basın ve ifade özgürlüğü bağlamında yoğun baskı altındaydı. Uluslararası Af Örgütü, Libération gazetesine tam sayfa ilan vererek, “Gazetecilerin ve insan hakları savunucularının terörist olmadığını, Türkiye’de hukuk devletine saygı gösterilmediğini” vurguladı ve Macron’u sert tavır almaya çağırdı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü ve Paris Barosu avukatları da gösteriler düzenledi.
 
Bu bağlamda Osman Kavala ve bazı tutuklu gazetecilerin durumu da görüşmede Macron tarafından gündeme getirildi. Hattâ Macron, Erdoğan’a bazı isimleri bir liste hâlinde sunduğunu açıkladı.
 
Diğer gündem maddeleri olan Suriye, terörle mücadele ve mültecilere ilişkin başlıklarda iki ülkenin tutumlarında bir yakınlık olduğu, iki liderin açıklamalarında da ortaya çıktı.
 
Bir de tabii savunma füzeleri konusunda varılan anlaşma…
 
Erdoğan’ı Paris’e, “Avrupa ile yeni dönem” başlıklarıyla uğurlayan iktidara yakın medya dönüşünde, “Savunmada dev işbirliği”, “Tarihî imza”, “AB’ye rest” başlıklarıyla karşıladı.
 
İki ülkenin basınında da farklı yer bulan bir haber daha vardı…
 
Ortak basın toplantısında Laurent Richard isimli bir Fransız gazetecinin Erdoğan’a, “Türkiye’den Suriye’ye silah yüklü tırlar” mevzuunu sorunca aldığı, “FETÖ ağzıyla konuşuyorsun. Karşınızda bunları yutacak birisi yok” şeklindeki cevap iki ülkede farklı yankı buldu.
 
Hükümeti destekleyen basında, “Fransız gazeteciye ayar”, “Erdoğan ağzının payını verdi”, “Tokat gibi cevap” başlıkları kullanılırken, Libération gazetesi şu yorumu yaptı:
 
“Erdoğan, Erdoğan olmayı engelleyemedi yine. Ne kadar saklarsa saklasın, bir soru karşısında bir anda özüne döndü ve gerçek yüzünü gösterdi.”
 
Bir anda kendisi haber olan Laurent Richard’ın attığı Twitter mesajı ise düşündürücüydü:
 
“Türk gazetecilerin artık soramadığı soruları sormaya çalıştım.’’
 
Ama en ağır yazı Le Monde gazetesinde yer aldı. Le Monde, başyazısını Erdoğan’ın ziyaretine ayırdı ve “Macron’un otokratlara karşı açık sözlülüğü” başlığını kullandı.
 
Uluslararası alanda sayıları giderek artan otokratların, demokratik ülkelerin yöneticilerine ciddi bir sorun yaşattığını belirten gazete, “Diktatörlere nasıl davranmak gerekir?” sorusunu yöneltti.
 
Bu konudaki ilişkileri dondurmak, gözlerden uzak görüşmek gibi seçenekleri sıralayan Le Monde, “Bir de Macron yöntemi var. Otokrat, diktatör de olsa kimseyi dışlamadan herkesle görüşüyor ve ortak basın toplantılarında bütün eleştirileri onun yanında yüksek sesle dile getiriyor” diye yazdı.
 
Macron’un, Erdoğan’ın Paris’i ziyaretinde de aynı yöntemi uyguladığını, Erdoğan’ın yanında bireysel özgürlükler ve hukuk devletine ilişkin eleştirilerini açıkça dile getirdiğini vurgulayan Le Monde, Fransa Cumhurbaşkanı'nın “düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında tutuklu bulunan veya yargılanan kişilerle ilgili Erdoğan’a bir liste verdiğine” dikkat çekti.
 
Basın toplantısında dile getirdiği “ifade özgürlüğü bir bütündür, bölünemez” sözlerine yer veren gazete, Macron’un “Son gelişmeler ve Türkiye’nin tercihleri, AB sürecinde hiçbir ilerlemeye müsaade etmiyor” diyerek, çok açık bir tutum ortaya koyduğunu yazdı.