Sosyal medyada dolaşırken ders çalışanlar üzerine
Yeni bir çalışma, dijital kuşağın birden fazla işi aynı anda yapma yetisi olduğu ve bu şekilde başarılı olabildikleri efsanesini yıktı
14.05.2018
Sınav dönemi hızla yaklaşırken ebeveynlerin ve eğitmenlerin gençler arasında gözlemledikleri ve sıkça da şikâyet ettikleri bir olgu yeniden gündemde; hem de yeni araştırma bulguları ışığında ve taze bakış açılarıyla. Günümüzün dijital kuşağı malûm bir yandan Snapchat, WhatsApp ve Instagram’da cirit atarken, Bir yandan YouTube’da komik videolar izleyip anlık mesajlara yanıt verirken aynı anda da ders çalışıyor. Son yıllarda birden fazla iş yapabilme yetisinin yani multi-tasking’in vazgeçilmez bir özelliği bu.
Cep telefonunu en azından ödev yaparken ya da sınava hazırlanırken kapaması ya da sosyal medya kullanımını sınırlaması için çocuklarına adeta yalvaran anne babaları görüyorum çevremde. Bu, sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok ülkesinde de süregelen bir mücadele. Çoğu zaman ebeveynler dijital çağın gereğinin bu olduğunu kendilerini inandırmaya çalışarak geri çekiliyorlar. Bu çağın gençlerinin pek çok farklı şeyi aynı anda yapıp başarılı olabilecekleri inancını taşımayı yeğliyorlar ve bu konu üzerinde düşünmeyi bırakıyorlar. Ne de olsa bu öğrenciler 20. yüzyılın insan-teknoloji ilişkilerinden farklı bir evrenin çocukları. Ön kapaktan arka kapağa değin okuyarak ve hiçbir dikkat dağılması olmaksızın bir kitaba gömülme deneyimini yaşamamış bir kuşak bu.
Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de eğitim bilimcilerin bu genel kanının tersine bulgular taşıyan ilginç bir araştırması yayınlandı. Bu araştırmayı BBC Türkçe de haberleştirdi. Öncelikle bu çalışma, dijital kuşağın birden fazla işi aynı anda yapma yetisi olduğu ve bu şekilde okulda başarılı da olabildiklerine ilişkin efsaneyi yerle bir etti. İşin özü başarı için hâlâ konsantrasyona ihtiyaç var. Sosyal medya ise dikkat dağıtarak bu konsantrasyonu bozuyor.
Bu çalışmanın bulgularını destekleyen farklı ülkelerden araştırmalar da bulunuyor. Mesela Stanford Üniversitesi’ne göre aslında gençler online mesaj bombardımanına beklendiği ölçüde hızlı biçimde reaksiyon göstermiyor, aksine hafıza testlerinde performansları düşüyor ve başarısızlık yolları ardına kadar açılıyor.
Massachusetts Institute of Technology (MIT) Üniversitesi, akademik başarısızlık ve aynı anda sosyal medya gezinmeleri arasında ciddi bir korelasyon buluyor. Buradaki sorun genel olarak siber âlemin hem oyun hem de çalışma ortamını aynı anda öğrenciye sunabilmesi. Aslında aynı anda kendinizi hem lunaparkta hem de kütüphanede hissediyorsunuz ve birinden diğerine atlamak sadece bir klik ötede.
Bu işin bir de bilişsel yani beyinle ilgili kısmı var. Amerikan Psikoloji Derneği’ne (APA) göre aynı anda birden fazla iş yapmak o işlerin aşinalık ve zorluk düzeylerini olumsuz etkiliyor. Bir işten diğerine atlamak bilişsel anlamda onlarca saniyede bir oluyor. MIT laboratuvar çalışmalarına göre beyin kısa aralıklarla sürekli yer değiştiren işlerde epeyce zorlanıyor. Bu tıpkı bir jönglörlüğe benzetiliyor. MIT’deki nörobilimciler beyinin multi-task için pek uygun olmadığını ve hızla değişen işin ardından bilişsel bir bedel ödendiğini belirtiyorlar. Elbette eş zamanlı farklı işler dendiğinde, çalışırken arka fonda müzik çalması, ya da yemek yaparken haber dinlemeyi kastetmiyoruz. Örneğin piyanoda zor bir müzik parçasını çalarken kitap okumak gibi iki farklı işten söz ediyoruz.
Dijital dünyaya geri dönersek ABD’de 262 ortaokul, lise ve üniversite öğrencileri arasında yapılan bir araştırma bize gençlerin sosyal medyaya geri dönmeden sadece kesintisiz 6 dakika ödev yapabildiklerini gösteriyor. Üniversitede ise ders dinlerken ya da sınavlara çalışırken sosyal medyada dolaşmayan öğrenciler akademik olarak çok daha başarılı oluyor. Bunu ben değil pek çok farklı bilimsel araştırma söylüyor. Üniversitede final sınav dönemine giren düzinelerce öğrencime ben de buradan duyurmuş olayım.