New Internationalist: Bir medya kooperatifi deneyimi

Artık 3467 sahibi var: okuyucu, yazar ve destekçilerden oluşan bu sahip kitlesi ile dergi dünyanın en büyük medya kooperatiflerinden biri

ERKAN SAKA

31.12.2018

New Internationalist 1973’ten beri Birleşik Krallık’ta sosyal adalet ve eşitsizlikler üzerine makalaleler, karikatürler vb yayınlayan bir dergi. Columbia Journalism Review geçenlerde derginin yeni iş modelini inceleyen bir yazı yayınladı.

Aslında dergi her zaman aboneleri tarafından finanse edilmiş. Şu anda 23 bin abonesi var. Editörler ve yazarlar başlarında bekleyen bir milyarderin olmadığı bu mali düzen içinde kendilerini güven içinde hissederek 2017’e kadar vardı. Ancak o yıl abone sayısının düştüğünü ve bu durumda sahip oldukları iş modelinin sürdürülebilir olmadığını hesapladılar. Bunun üzerine, iki ayda bir çıkan New Internationalist kendini tamamen bir kooperatife çevirmeye karar verdi.

2017 Nisan’ına kadar süren kitle-kaynak kampanyası sonucunda derginin hisseleri satışa çıkarıldı ve 900 bin dolar toplandı. Artık derginin 3467 sahibi var: okuyucular, yazarlar ve destekçilerden oluşan bu yeni sahip kitlesi ile New Internationalist dünyanın en büyük medya kooperatiflerinden biri hâline geldi.

Aslında derginin bu deneyi tamamen de yeni değil. Dergi çıkışından bu yana gayet sadık ve etkileşim içinde bir abone kitlesine sahip olmuş. Okuyucu kitlesi zengin ve fakir ülkeler arasındaki eşitsizliğe dikkat çekmeyi bir amaç olarak gören bir kitle. Zaten dergi çıktıktan kısa süre sonra 1975’te  iflasa sürüklenince Oxfam ve Christian Aid gibi uluslarası yardıma odaklanan kuruluşların, Methodist kilisesinin vb desteğiyle ayakta kalabilmiş (Bu arada iflasa sürüklenme nedeni posta fiyatlarının kısa sürede iki katına çıkması). 

1992’de dergi statüsünü resmen çalışanların sahibi olduğu bir kooperatife dönüştürmüş. Topluluk hissesi Birleşik Krallık devletinin de desteklediği bir araç. Bu sayede vatandaşlar futbol kulüplerinden limanlara kadar birçok şeye ortak olabiliyorlar. 2015’te Positive News dergisi bu sayede 263 bin sterlin toplamış. Community Channel TV kanalı da 390 bin dolar toplamış. Bu tip hisselerde yatırımcılar genelde bir gelir beklemiyor. Proje kâr ederse küçük bir miktarda faiz ödemesi yapılıyor. Genelde beklenti faydalı işler yaptığını düşündükleri bir medya organını devam ettirebilmek, yani sosyal beklentiler. Burada bahsedilen hisseler de borsada yatırımı yapılan, transfer edilebilen hisseler değiller.

Ne kadar hissesi olursa olsun her hisse sahibinin yıllık toplantıda bir oy hakkı var. Hiçkimse çoğunluk hissesini ele geçirip kontrolü elde edemiyor bu sayede. Yönetim kuruluna herkesin aday olabilme hakkı var.  Tabii, bu her aboneye daha fazla sorumluluk yüklüyor ve olağan bir hissedar gibi kâr odaklı bir yatırım da yapmamış oluyor. Aslında bu da çalışanlar açısından biraz stres yaratmış bir durum. Patronsuz çalışmaya alışmış editörler/ yazarlar şimdi büyük bir sahip kitlesiyle karşı karşıyalar. Özellikle editöryal bağımsızlık bu yeni durumda nasıl olacak, merak ediliyor. Çözüm olarak bu tip kooperatifler konusunda uzman olan Dave Boyle’dan danışmanlık alan dergi yine bir kooperatif yapılanması olan Die Tageszeitung’u örnek alan bir yapılanmaya hazırlanıyor. Başlangıç olarak yayın sürecini bizzat ilgilendiren konularda çalışanlar asıl söz sahibi olacak. Dergi çalışanları işten kovma gibi konularda yetkileri kendilerinde tutarken maaşların belirlenmesini yatırıcımlarla birlikte yapacak.

Kooperatif denemesinde hem yayın organının geçmişi, hem devletin sunduğu hukukî dayanaklar önemli etkenler. Ayrıca kültürel değerlere girmeye gerek bile yok. Türkiye’de hissedarların katıldığı bir yıllık toplantıyı hayal ettim de şimdi….

New York Times’ın başarısı!
 
New York Times Kasım 2018 itibarıyla 2.54 milyon dijital aboneye ulaşmış durumda. Ayrıca yaklaşık yarım milyon abonesi de haber niteliği taşımayan diğer ürünlerine abone olmuş durumda. Son çeyrek raporuna göre dijital abonelik gelirleri ilk defa 100 milyon dolara ulaştı ki bu da yıllık 400 milyon dolar demek. 7 yıllık abonelik deneyiyle New York Times dünyadaki en başarılı gazete olmuş durumda. Abonelik denemeleri içinde örnek alınacak bir model olarak ortaya çıkıyor. Bu arada 200 milyon dolar da dijital reklam geliri olacağı açıklandı ki aslında rakam büyük gözükse de dijital reklamcılık medya dünyası için son 10 yılın en büyük hayalkırıklıklarından birisi. NYT’nin dijital reklam geliri uzun zaman sonra ilk defa bu çeyrekte artmış gözüküyor ama yine de aboneliklerden elde edilen gelirin gölgesinde kalıyor.
 
NYT kendisine 2014’te bir hedef koymuştu: Toplam dijital gelirleri 2020’ye kadar yıllık 400 milyon dolardan 800 milyon dolara çıkacaktı. Üç yılda hedeflenen miktarın yarısına ulaştılar, bakalım kalan zamanda neler olacak.