“Özgür ve alternatif bir medya” yazısına ek olarak…

Geçen yazıda aklımdaydı ama bahsedememiştim. Youtube kanalları özgür ve alternatif medya ağının önemli bir parçası durumunda. Hattâ buna ek streaming araçları da eklenebilir. Ne yazık ki burada bir liste yapamadım. Oysa epeydir Youtube kanalları benim için de önemli bir kaynak hâline geldi. Neredeyse her sabah kahvaltıda Ruşen Çakır’ın söyleşileriyle başlıyorum güne. Cüneyt Özdemir’in BluTv ile anlaşması nasıl bir etki yapacak merak ediyorum. Bir süredir 140Journos’un videolarını görmez oldum, BluTV anlaşmasından sonra. Youtube yalnızca haber ve yorum değil daha geniş içerik olanakları da sunuyor ve Türkiye’de iyi bir potansiyel olduğu yadsınamaz. Tabii, video streaming sırf Youtube ile sınırlı değil. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu seçim sürecinde yaptığı yayıncılığı sosyal medya hesaplarından şimdi de İBB Meclisi’ne taşıyor ve yalnızca iki oturumu 3.5 milyondan fazla kişi izledi.

Bu arada DW öncülüğünde ve BBC, F24 ve VOA desteğiyle kurulan +90 da muhtemelen önemli bir içerik kaynağı olacak. Tabii, böyle bir ortak faaliyetin bazı çevrelerce nasıl karşılanacağını tahmin etmek zor değil. Dev bir medya ekonomisine sahip ülkenin bir çok kalifiye gazetecisini işsiz bırakanların ayıbı olsun bu. Ana akımın çöktüğü bir medya ekosisteminde tabii ki yeni aktörler çıkacak.

Hiç bahsetmediğim bir alan da podcast’ler. Görece daha az maliyetli ve yapımı kolay olan podcast’ler alternatif bir bilgilendirme ve yorum alanı olabilir. Bu bağlamda önemli bir podcast ağlarından Medyapod 6-7 Mayıs’ta bir zirve düzenliyor. Bir bakılmasını tavsiye ederim. Ne yazık ki bu alanda deneyimim çok az. Ama zaten hem Sarphan Uzunoğlu hem de başka arkadaşların yazıları sayesinde yeterince bilgilendirme olabiliyor.

Websiteleri ve Twitter yanında Youtube kanalları ve podcast ağları sayesinde aslında gayet diri ve bastırılması zor bir bağımsız medya ortamı var gibi. Bundan sonra bu mecraların daha fazla erişime ulaşması ve niteliğin ve içerik zenginliğinin artması için çalışmak gerek.

Platformlar dışında her zaman dostumuz olacak özgür yazılım dünyasını da burada hatırlama ihtiyacı duyuyorum. Büyük teknoloji şirketlerinin tekelleştiği bir medya düzeninde bağımsız ve alternatif olmak ihtiyacındaki medyacıların bir şekilde özgür yazılım dünyasıyla etkileşim içinde olmaları gerektiğine inanıyorum. İşletim sisteminden gündelik yazım araçlarına kadar zengin ama belki hala yeterince kullanıcı dostu olmayan bir alternatif internet alanı bizlerin keşfini bekliyor. Bunları var olan ticarî araçlara tamamen karşıt olarak değil de elimizdekileri zenginleştirecek araçlara olarak düşünüyorum. Önümüzdeki haftalarda bu konuda daha çok yazmayı umarken özgür yazılımı tekrar aklıma getirenin de geçenlerde katıldığım bir konferans/festival olduğunu hatırlatayım: Özgür Yazılım Vakfı’nın düzenlediği Libre Planet 2019 sayfasında konferans videoları bulabilirsiniz. Vakfın sayfasında da beni beklemeden birçok kaynağa birçok kaynağa ulaşabilmek mümkün.

Önceki yazımdaki haritalandırmaya gelen öneriler üzerine Twitter tavsiyeleriyle ilgili haritalandırmayı güncelledim. Buyrun.