Yılan ve yarasa karışımı Korona kâbusu

Çin’in piyasaya 174 milyar dolar sürdüğünü not düşelim: bu miktar, Türkiye’nin yıllık gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 25’i

HAZAR GÖKÇEN ÖNEY

03.02.2020

Çin’in ortasındaki Hubei eyaletinin başkenti olan Wuhan şehrinde ortaya çıkıp yayılan “Korona virüsü,” tüm dünyanın gündeminin tepesine oturdu. Çin’de, dağlık ve izole kalan Tibet de dahil olmak üzere her eyalete yayılan Korona virüsü, gerçekten de son dönemde yaşanan en büyük kriz meselesi oldu desek yeridir. Açıkçası, İran Devrim Muhafızları’nın komutanı Kasım Süleymani’nin Ocak ayı başında öldürülmesi ve bu suikastın “Üçüncü Dünya Savaşı”nı tetikleyeceği korkuları bile, yeni Korona virüsü kadar büyük bir küresel krize dönüşmemişti. 

Çin için de, Korona virüsü, Hong Kong’daki protestolarla beraber yakın tarihindeki en büyük sınavlardan biri. Çin hükümeti, Wuhan’da, sadece bir hafta içinde 1000 yataklık bir yeni hastane inşa ederek, bir ikinci dev hastanenin yapımına girişerek, dünyada pek az ülkenin altında kalkabileceği bir gövde gösterisine girişti. 3 Şubat Pazartesi günü, Çin Merkez Bankası’nın salgın sonrası ilk kez açılacak borsayı yatıştırmak için, piyasaya 174 milyar dolar sürdüğünü de not düşelim: bu miktar, Türkiye’nin yıllık gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 25’i.   

Bilindiği gibi, Uluslararası Sağlık Örgütü (World Health Organization-WHO) virüsün “kamu sağlığını uluslararası düzeyde tehdit eden acil durum" teşkil ettiğine karar verdi. Bu da, şu manâya geliyordu: Mesele Çin’in kendisinin bu virüse karşı alıp alamadığı tedbirler değil, dünya genelinde, sağlık sistemi çok daha zayıf yerlerde alınacak tedbirlerin güçlendirilmesiydi. Önce iyi haber: Çin’de, virüsün merkez üssü olan Hubei eyaleti dışındaki yeni Korona virüsü vakaları son birkaç gündür azalıyor. 30 Ocak 2020 günü, 761 yeni vaka ile zirve noktasına ulaşan salgın, 31 Ocak ve 1 Şubat günleri azalmaya başladı. Son olarak, 1 Şubat günü, 668 yeni vaka tespit edildi.

Şimdi de kötü haberlere geçelim: 1 Şubat aynı zamanda, Çin dışında ilk kez bir hastanın, Korona virüsü nedeniyle, Filipinler’de yaşamını kaybettiği gün oldu. Virüsün kurbanının, Wuhanlı Çinli bir erkek olduğu belirletiliyor. Diğer bir kötü haber, Hunan eyaletinde kuş gribi vakalarının da ortaya çıkması. Kuş gribi, hatırlanabileceği gibi SARS ve Korona virüsü türlerinden çok daha öldürücü bir grip tipi. Hunan eyaleti, Hubei’nin güneyindeki yer alıyor. Kuş gribi vakaları da, Hubei’nin tam sınırdan komşusu Şuangking bölgesinin Şaoyang kentinde gözlendi. Burada, bir tavuk çiftliğinde 4500 tavukta gözlenen grip, neyse ki henüz insanlara geçmedi.

Korona virüsü sınırları kapatmanın bahanesi mi?

Tüm bunların ötesindeki kötü haber ise, Korona virüsü endişesinin, dünya genelinde “seyahat fobisi” yaratması ve insanların özgür dolaşım hakkını baltalayan yeni bir faktöre dönüşmesi. Zaten, 2015’teki Avrupa’daki göçmen krizi ve bunun ötesinde popülist hareketlerin yükselişi, mültecilerin ötesinde göçmenler ve hattâ seyahat eden herkesi, “şüpheli” olarak gören siyasi anlayışların yükselmesine neden olmuştu.

ABD’de, Donald Trump’ın başkan olur olmaz ilk icraatlarından biri olan “seyahat yasağı”, geçtiğimiz günlerde yeni bir başkanlık kararnamesi ile genişletildi. Şu an için 13 ülke vatandaşları, ABD’ye girişi yasaklananlar arasında bulunuyor: Eritre, İran, Kırgizistan, Libya, Myanmar (Burma), Nijerya, Kuzey Kore, Somali, Sudan, Suriye, Tanzanya, Venezüella ve Yemen. 2 Şubat 2020’den 14 gün boyunca, Çin sınırlarından gelen herkes, milliyeti ne olursa olsun, ABD’ye giremeyecek. ABD’den Çin’e doğrudan uçuşlar yasaklandı ama aktarmalı uçuşla gelenler yasak kapsamına girmiyor. Bunun dışında, 2 Şubat’tan önceki son 14 günde Çin’e giriş yapmış herkes de ABD’den yasaklı. Tüm bu seyahat bilgilerini tespit etmek oldukça zor olduğu için, “çekik gözlü herkesin”, ABD’ye giriş çıkışta zorluk yaşayacağını varsayabiliriz. Unutmayalım ki, Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden sonra, Kanada’ya konsere gitmiş ABD vatandaşı İranlı kökenlilerin kendi ülkelerine girişinde dahi sorunlar çıkmıştı. Toplamda 200 kadar İran kökenli ABD’linin, Kanada sınırında göz altına alındığı ve 10 saate kadar siyasi görüşleri, geçmiş seyahatleri ile ilgili sorgulandığı belirtiliyor. 

Görüldüğü gibi, seyahat yasakları resmen konmasa bile, ülkelerin kendi vatandaşlarını ”potansiyel suçlu” olarak görmeye meyilli olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Korona virüsüne karşı tedbirler çerçevesinde, ABD vatandaşlarının kendileri de, eğer Çin’e giriş yapmışlarsa, zorunlu olarak iki hafta karantinada kalacaklar.  Zorunlu karantina uygulaması ABD’de, en son 60 yıl kadar önce, 1960’larda çiçek hastalığı salgını sırasında uygulanmıştı. Bu tip uygulamalar, her ne kadar tedbir amaçlı olsa da, insana 21. yüzyılda Ortaçağ’a dönmüşüz duygusunu yaşatıyor.

Korona virüs hakkında bildiklerimiz

“2019-nCoV” diye adlandırılan bu virüs, soğuk algınlığından MERS veya SARS gibi salgınlara neden olmuş “Korona virüsleri” sınıfına giriyor. Virüs nedeniyle ölenlerin sayısı da 2 Şubat itibariyle 305'e çıkmış durumda; ölümlerin tümü Çin’de gerçekleşen ve bu ülkenin vatandaşı olan kurbanlar. Vaka sayısının da 14,300’e yaklaştığı belirtiliyor: ABD, Kanada, Fransa, İngiltere, Almanya, Finlandiya, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Sri Lanka, Nepal, Tayland, Tayvan, Vietnam, Kamboçya, Vietnam, Malezya, Singapur, Filipinler, Avustralya, Rusya, Güney Kore ve Japonya’da, yani Çin dışında toplam 23 ülkede vakalara rastlandı.
 
Bu virüse göre ilk belirtiler, ilk başta Aralık 2019’da Wuhan şehrinde gözlenmeye başladı. Bu virüsün bir deniz ürünleri başta olmak üzere canlı hayvanlar satan “Wuhan Deniz Ürünleri Toptancı Pazarı” adlı pazar yerinden yayıldığına yönelik iddialar var. Bu iddialar ilk kez, virüsle ilgili ilk incelemeleri yapan Çinli doktorların vakalar üzerindeki çalışmalarına dayanarak ortaya atıldı. Buna karşılık, 24 Ocak 2020 tarihli ve gene Çinli doktorlar tarafından yazılmış bir makale[i], Korona virüsünün hasta ettiği ilk 41 vakanın 13’ünün bu pazarla hiçbir ilgisi olmadığını ortaya koydu. Hattâ, 1 Aralık 2019 tarihi itibariyle kayda geçen ilk vakadaki hastanın da Wuhan Deniz Ürünleri Pazarı ile bir alakası olmamıştı. Wuhan’daki pazar, 1 Ocak’ta mühürlenmiş ve ülke genelinde canlı hayvan pazarlarının tümünde satış yasaklanmıştı. 

Bu makaledeki iddia, ilk vakaların farkına varılmadan ve kayda geçemeden, Kasım ayında yaşanmış olabileceği ve dolayısıyla, Wuhan Pazarı’ndan kaynaklı vakalar başlamadan önce de bu yeni tip Korona virüsün yayılmaya başladığını düşündürüyor. Ancak, yeni Korona virüsün tıpkı daha önce MERS örneğinde olduğu gibi, tam olarak ilk nerede nasıl ortaya çıktığının anlaşılması daha aylar alabilir. “Ortadoğu Nefes Yolları Sendromu’na” yol açan Korona virüsü MERS, ilk olarak Haziran 2012’de Suudi Arabistan’da ortaya çıktıktan sonra, ilk tespit edebilen vakanın aslında Nisan 2012’de Ürdün’de yaşandığı anlaşılmıştı. Bu gibi virüslerden yaşanan ilk ölümlerin nerede nasıl olduğunu anlayabilmek ancak, geriye dönük olarak virüsün kurbanlarının kan testleriyle tespit edilebilmesiyle mümkün olabiliyor. Tabii, bu tespiti yapabilmek de sadece ölüm sebeplerinin net biçimde kayda geçirildiği ve çok iyi kayıt tutulan sağlık sistemlerine sahip yerlerde daha mümkün.

Yeni Korona virüsü “2019-nCoV” ile ilgili yazılan bir başka yeni tıbbi makale de[ii], yarasalar ve yılanların taşıdıkları virüslerin birleşiminin bu salgına yol açmış olabileceği belirtiliyor. Diğer bir deyişle, daha önce yarasalarda rastlanan Korona virüsü, daha önce rastlanmamış bir Korona virüsü tipiyle birleşince yeni bir genetik dizilim oluşturmuşa benziyor. Kaynağı bilinmeyen ikinci Korona virüsünün de, yılanlardan geldiği söyleniyor.

Yeni Korona virüsünün insanlığa düşündürmesi gereken bana kalırsa, henüz tıp ve sağlık gibi konularda yapacak ne kadar çok şey olduğu; sınırları aşarak çok daha fazla dayanışmamız gerektiği.
 

[i] Prof Chaolin Huang, MD, Yeming Wang, MD, Prof Xingwang Li, MD, Prof Lili Ren, PhD, Prof Jianping Zhao, MD, Yi Hu, MD, et al.,“Clinical features of patients infected with 2019 novel coronavirus in Wuhan, China”, The Lancet, https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736%2820%2930183-5/fulltext
[ii] Wei Ji, Wei Wang, Xiaofang Zhao, Junjie Zai, Xingguang Li, “Homologous recombination within the spike glycoprotein of the newly identified coronavirus may boost cross‐species transmission”, Journal of Medical Virology, 2020, https://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/jmv.25682