Ya Çin’in nüfusu düşerse?

2019’da 1,40 milyar olan nüfus, 2020’de 1,41 milyara çıkmış. Toplamda yükselişe rağmen, nüfus artış hızında bir düşüş söz konusu.

HAZAR GÖKÇEN ÖNEY

14.05.2021

Çin için bugünlerde, çok önemli ve aylardır beklenen bir dönüm noktası gerçekleşti: Çin nüfusunun, 10 yılda bir açıklanan büyüme rakamları, 11 Mayıs 2021 günü kamuoyu ile paylaşıldı. Çin demografisine ilişkin detaylar, dışarıdan bakınca çok da heyecan verici gelmeyebilir. Ancak, Çin’in demografik yapısı tüm dünyada merakla takip edilen konu. Merakın ardında yatan sebep de, Çin nüfusunun olası düşüşünün ekonomik büyümesini engelleyip engellemeyeceği-ve dolayısıyla Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi olarak ABD’nin yerini alıp almayacağı.

Aralık 2020’de Çin’in nüfus verileriyle ilgili 10 yıllık hesaplama tamamlanmıştı. Ancak, verilerin açıklanmasının geciktirilmesi birçok spekülasyona neden oldu. Hatta, Financial Times’ın Nisan’da yayınladığı bir haberde, Çin’in nüfusunun ilk kez düşüşe geçtiğini ve bu nedenle de demografik verilerin açıklanmadığını öne sürmesi büyük sansasyon yarattı. O kadar ki, Çin’in tüm bürokratik birimleri gibi oldukça ketum olan Ulusal İstatistik Bürosu, son derece kısa bir açıklamayla da olsa, nüfusun düştüğü yönündeki iddiaları yalanladı. 

Çin’in, 1,5 milyara yakın nüfusu ile dünyanın en kalabalık ülkesi olduğu düşünülürse, demografik yapısı ile ilgili tartışmalar olması anlamsız gelebilir. Ne var ki, Çin’in nüfusunun azalması başta da bahsettiğimiz gibi, ciddi ekonomik sonuçlara yol açabilir. En klasik biçimiyle sıklıkla ifade edildiği gibi, “Çin’in zenginleşmeden yaşlanması” söz konusu olabilir. 

Öncelikle belirtelim ki, Ulusal İstatistik Bürosu’nun açıkladığı verilere göre, Çin’in nüfusu düşmemiş; yükselmiş. 2019’da 1,40 milyar olan nüfus, 2020’de 1,41 milyara çıkmış. Toplamda yükselişe rağmen, nüfus artış hızında bir düşüş söz konusu. Bu durumda, eğer Çin devleti tarafından gerekli tedbirler alınmazsa, nüfusun hakikaten de düşmesi ve gençlerin azalması ile beraber de toplumun yaşlanması mümkün. Nüfus genelinde yaşlanma ile beraber de, emeklilik-sağlık gibi sosyal güvenlik tedbirlerinin de kapsamının artması ve güçlendirilmeleri gerekiyor. 

Çin’in demografi meselesinin sebebi olarak, 1970’lerin sonunda başlayan “Tek Çocuk Politikası” gösteriliyor. Elbette, bu politikanın gerçekten ne getirip ne götürdüğünü hakikaten tartışabilecek derece “sakin” akademik ve politik yaklaşımlardan uzağız. Çiftlerin sadece tek bir çocuk sahip olabileceği uygulaması; 1970’lerde, Çin’in 1 milyarlık bir nüfusa ulaşması sonucu dönemin lideri Deng Xiaoping’in, bir çok tartışma sonucu ulaşılan “pragmatik” politikalarından biriydi. Öncelikle, 1978’de ailelerin, tek bir çocuktan fazlasını yapmaması tavsiye edildi. 1979’da ise, aile başı tek çocuğun tavsiyesi yönündeki resmi telkinler arttı. Sonunda, Eylül 1980’de “Tek Çocuk Politikası”nı resmileştiren bir mektup resmen yayınlandı.

2015’e gelindiğinde ise, Çin’in “demografik düşüş” yaşayacağı yönündeki iddialar giderek artmaya başladıkça, “Tek Çocuk Politikası” resmen gevşemeye başladı. Bugüne gelindiğinde, Çin’in bir çok eyaletinde, fiilen aile başına 2-3 çocuktan fazlasına sahip olmak mümkün. Ancak, ekonomik olarak gelişmenin bir diğer sonucu da, daha az çiftin çocuk sahibi olmak istemesi. Kadınların işgücünde daha fazla yer alması, çocuk sahibi olmak yerine bireylerin kendilerine zaman ve maddi imkan ayırması yönündeki kişisel tercihler, günümüzün yeni nesilleri genelinde daha az çocuk sahibi hayali, yönelimine neden oluyor.

Çin özelinde bakıldığında, “Tek Çocuk Politikası” ötesinde böyle bir modernite ve ekonomik gelişim gerçekliği var. Ancak, şunu da düşünmek lazım: Çin’in, “ucuz iş gücü” ötesinde, üretimde otomasyon ve doğru sosyal güvenlik politikaları ile dünyaya örnek olabileceği bir fırsat penceresi var. Çin’in nüfusunun düşüşü ile ilgili birçok uluslararası/İngilizce yorumda, “ucuz işgücünün” Hindistan’ın büyük gücü olacağı ve Çin’in bu kozunu devralacağı iddiası yer alıyordu.

Mesele, Batı’dan bir yerden bakınca; Çin yerine Hindistan’da mı “ucuz iş gücü” var? sorusunun soruluyor olması.

Mesele, belki “ucuz iş gücü” konusunda ve hâlâ “Batı’nın Doğu’ya” bakışında.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

+