Bir ihtimal daha

Kendine hayal kurma hakkını sonuna kadar tanırsan, ihtimallerin de anısı olduğunu öğrenirsin. Sana dair en hakiki bilgileri içerdiğini de.

KARİN KARAKAŞLI

27.12.2021

Bazı kelimeler titreşen enerjileriyle birlikte gelir. Ağızdan çıktıkları anda bir şeyler hissettirmeye başlarlar. İhtimal de böylesi kelimelerden. Bendeki öncelikli karşılığı heyecan. Şöyle avuç içlerini karıncalandıran, kalp atışını hızlandıran cinsten. Hâli hazırda olana mahkûm değiliz. Her şey değişebilir, dönüşebilir hissiyatı. Hayatın doğal yapısına, mucizevi kurgusuna verilmiş tatlı bir selam. 

Arapça kökenli ihtimal kelimesi ilk bakışta bir şeyin mümkün olması durumu, olabilirlik, olasılık gibi anlamlarıyla niceliksel bir durum arz ediyor gibi görünüyor. Bu hâliyle sanki sadece matematiğin meselesi. Olasılık ya da ihtimaliyet, bir şeyin olmasının veya olmamasının matematiksel değeri veya olabilirlik yüzdesi, değeri olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla olasılık kuramı istatistik, matematik, bilim ve felsefe alanlarında mümkün olayların olabilirliği ve karmaşık sistemlerin altında yatan mekanik işlevlerle ilgili düşünmek için hayli geniş bir yelpazede kullanılıyor.

Gelgelelim bu kadarla sınırlı kalacak gibi değil onun çok katmanlı anlam dünyası. Nihayetinde fikriyle oynanan şey uçsuz bucaksız bir kainat. Ola ki gerçek olacak, başa gelecek, vuku bulacak. Ve işte o zaman bambaşka bir hayat mümkün olacak.

Değişimin heyecana değil endişeye hattâ korkuya yol açması da mümkün elbette. Bazı ihtimaller hayattan ziyade ölüme yakın. Bazı bekleyişler pek zorlu. O noktada ihtimal; riske ve tehlikeye denk geliyor. O zamana kadar sıradan kabul edilmiş, varlığına dair derinlikli hiçbir şey düşünülmemiş insanları, şeyleri, mekânları ve zamanları bir anda kaybedilebileceğimizi gösteriyor. Hiçbir şeyi çantada keklik görmemeyi öğretiyor.

En güçlü olanımız dahil hepimizin hayatı günün sonunda pamuk ipliğine bağlı. İnsanın kırılgan yapısının bir tezahürü bu. Kudretiyle hiç de tezat oluşturmayan, yapmaya muktedir olduklarının sınırlarını daraltmayan bir varoluş hâli bu. “Gücümü fiziksel açıdan zarar görmez oluşumdan almıyorum. Yaralara, darbelere açığım ama dayanıklılık başka bir şey. Hayatın hakkı sonuna kadar verilmeli. Bu uğurda bütün ihtimallerden geçmeye hazırım.” der gibi sanki. 

 

Hayalin sınırsızlığına dair

İhtimal, dile getirmeye çekindiğimiz en tutkulu hayallerin adı bazen. Hayatın karşımıza çıkarmasını umduğumuz ama çoğunlukla kalbimizin en mahrem istekleri olarak kendimize sakladığımız senaryoların, başrolüne soyunmak üzerine en beklenmedik anda elimize tutuşturulması adeta. Her şey zamanını bekler ne de olsa. 

Ancak özü itibariyle ihtimal, hayatın dinamik doğasına selam veren bir yaşam alanı. Zaman ve mekândan bağımsızlaşabileceğimizi anımsatan, bizi kuş kılan bir deneyim. Şu an yaşanmıyor olsa da hayali kurulabilen ve bu ayrıntılı hayalle gerçek gibi hissedilen alternatif hikâye. Her zaman başka bir ihtimal vardır. O ihtimal de günlük hayat rutini içerisinde kimi zaman kaybedilmiş görülen yaşama sevincine, coşkusuna denk gelir. İhtimallerin hayalini kurduran da bu uğurda insanı harekete geçiren de tutkunun ta kendisidir ne de olsa.

 

Tekinsiz güç

Tutkunun değişik bir mekanizması var. Özünde yapıcı ve çok güçlü olan enerjisi sistem açısından tehlikeli bir yıkıcılığa sahip olarak görülmesine yol açabiliyor. Ehlileştirmenin önündeki en büyük engel olarak kitleleri harekete geçirme ve bağımsızlaştırma gücüne sahip. O yüzden kurumsal eğitim müfredatından itinayla uzak tutulur ve tekinsiz görülür. İhtimalin gücünü öğrenmek, deneyime dayanır. Yaşayarak anlaşılır. Ve yaşanılan, yaşatılan hâliyle hayat yanlış geliyorsa ihtimalin zamanı başlar. Bu açıdan bakıldığında her devrim bir ihtimaldir. Ve elbette tersi de geçerli: ihtimallerin çoğu devrim getirir.

Bakmayın siz ihtimallerle oynayan insanların hayalci diye aşağılanmasına. Bir ihtimal daha diyen insan bütün zorluk ve acılarına karşın inadına hayata tutunuyor demektir. Dahası ihtimal farklı başlangıçlar dayatır çünkü henüz yaşanmamış olan ama varlığına inanılan hayallerin gerçekleşme umudu ve beklentisini içerir. İhtimal, o an yaşanmıyor olsa da belirsiz zamanlara ait bu gizil gücüyle hep kendinden çok fazlasıdır. Tohumunu hep içinde taşır.

Bazen bir ihtimal, var olanı sonlandırmak anlamına da gelebilir. Nihai anlamını güfte ve bestesi Osman Nihat Akın'a ait nihavend makamındaki şarkıda bulur. Müzeyyen Senar’ın sesinden insanı olduğu yere çakar.  
 

Bir ihtimal daha var 

O da ölmek mi dersin

Söyle canım ne dersin

Vuslatın başka alem

Sen bir ömre bedelsin

 

Sükut etme nazlı yar

Beni mecnun edersin

Vuslatın başka alem

Sen bir ömre bedelsin

 

Ayrılıklara boş yere küçük ölüm dememişler. Özlemin kavuran doğasından kül olma eşiğine geçildiğinde artık kavuşmanın da hükmü kalmaz. Kalbin örselenmiştir bir kere. Kendinle ne edeceğini bilemezsin. Sen her şeyi göze almışsındır ama bu cesaretin dahi bir başına başarabileceği bir şey yoktur ortada. Çünkü ihtimal elden gelen her şey yapıldıktan sonra akışa teslim. Olmayı da gerektirir. Gerisi Allah kerim, demeyi. 

Sevdiğin kişi karşında susuverdiğinde bütün ihtimallerin ağırlığıyla ezilirsin. Fazla dolu bir sessizliktir bu. Sorulmamış soruların yanıtını talep eden, kendine dahi demediklerini itiraf ettirmeye yeltenen bir yanı vardır. Hayatın karşı kutbundaki ölümü dahi göze aldığında, vaatlerinin de sonuna gelirsin. Sen de susarsın. Çaresiz, karşındakinin seni iliğinden anlama ihtimaline güvenirsin.

 

Bir çeşit papatya falı

İhtimal, insana hayat içerisinde sürekli papatya falı baktırır. Olabilirlik kefesi daha ağır bastığında “Büyük ihtimalle gelecek” dersin misal ya da “Gelme ihtimali yüksek.” Bazen de her şeye karşın inadına korumaya çalıştığın umudunu “Çok küçük bir ihtimal biliyorum ama” diye ifade edersin. Bu aynı zamanda bir hezimet karşısında güvenlik ağına yuvarlanarak yere çakılmanın önlemek içindir. 

Kendine hayal kurma hakkını sonuna kadar tanıdığında “ihtimaliyle oynarsın” bir şeylerin. Varsın hayale daha yakın dursun o ihtimal. Sana kendini düşündüren, hissettiren hâliyle yaşanmışlıklar kadar iz bırakır içinde. İhtimallerin de anısı olduğunu öğrenirsin. Sana dair en hakiki bilgileri içerdiğini hem de.  

En fenası bütün ihtimalleri tüketmendir. Sadece denediğin değil, göze aldığın ihtimalleri. İnsan kendini de tutsak kılabilir hayatta. Kendi eliyle bir ömrü zindan edebilir varlığına. Sadece sağ kalmakla yetinebilir. Ruhunu kaybeder onca gailenin arasında.

Bir şeyin olmasını çok da mümkün görmüyorsan “Pek ihtimal vermiyorum” dersin. Sanki bir bahse tutuşmuşsun da ruhunla, kendi olası üzüntünü önlemeye girişirsin. “Hiç ihtimal vermiyorum” dediğinde bir şeyin olacağına dair zerre inancın olmadığını vurgulamış olursun. Ayrıca ihtimal, evet tam da senin verdiğin bir şeydir. O yüzden kimse de alamaz onu senden aslında.

 

İhtimal bahane değildir

“Bir ihtimal gelebilirim” hiç de öyle görünmediği hâlde zulme dönüşme gücüne de sahip bir ifade. Aslında hiç yapmayı düşünmedikleri bir şeyin “bir ihtimal” olabileceğini iddia edenler

gelmediklerinde, dediklerini yapmadıklarında senin elinden hayal kırıklığına uğrama hakkını almaya çalışırlar hesapta. “Bir ihtimal demiştim, olmadı işte. Ne yapabilirim?” anlamına gelir kaçak güreşenlerin sloganı. İhtimal bahane niyetine kullanılmamalı asla. Küçük ama koca bir karardır bu. Hiç niyetin olmayan şeyler için “bir ihtimal” demekten, karşı tarafta beklenti yaratmaktan vazgeçebilirsin mesela. İhtimalin de sorumluluğu var. İyi insan olmak kimsenin ihtimalleriyle rastgele oynamamayı da kapsar günün ve ömrün sonunda. 

İhtimal, salt imkânla ölçülen bir şey de değil. İmkânsız gibi görünse de biz bir arzu olarak ihtimal dahilinde görebiliriz özlemini çektiğimiz şeyi. Ve bizi inandığımız oranda ve sürece gerçeğimizdir o ihtimal. Hatta en büyük önceliğimizi gösterdiği oranda bizi çevreleyen görece gerçeklerden daha sahicidir. Çünkü hakikatimizi kapsar, kendi varlığımıza sadık kalmayı, özü sözü bir olmayı öğretir. 

İhtimal, insanı hem terbiye eder hem de mest eder. Çünkü hayal dediğin de hem çok ciddi hem çok eğlenceli bir edimdir. Hayal kuranın, o hayaline ihanet etmeden yaşayanın ödülüdür ihtimal. Bir küçücük olasılığın peşi sıra dünyanın sonuna gitmeyi göze alanlar, yola çıkarken heybeye önce ihtimali atarlar. İhtimal ciddiyeti oranında ağır, mutluluğu oranında hafiftir. Kanadın kendisi kadar ağır, uçuşun kendisi kadar hafif.

Bir an gelir de kendi hayatına kuş bakışı baktığında yıldızlar misali ufkuna yayılmış ihtimalleri görürsün. Bunu da düşledim, bunu da diledim dersin. Bu uğurda da mücadele verdim, bunun için de kendimden geçtim. Ben bütün ihtimallerim kadar güçlü, bütün ihtimallerim kadar güzelim. Gözümün içine baktığında, ihtimallerime kadar göreni gelsin.