Hastane gullümleri (gırgır, mizah)

Devletin, polisin, hatta ailemin bükemediği belimi kalbim mi büktü yoksa ben mi kalbimin belini büktüm?

ESMERAY

13.01.2022

Anam Bacım, yeniden yeni merhaba! Uzun bir aradır yazamadım hiçbir yere. Yazıma başlamadan önce P24 ekibine bana yeniden bu fırsatı verdikleri için teşekkür etmek istiyorum.

Ah, bu körola virüs (Corona) hepimizin başına neler getirdi neler! Mesela ben "titiz obsesif" hastalığına yakalanmak üzereyim, ki benim gibi pasaklı biri üstelik. Maddî zarar, manevî zarar, o konulara girmek bile istemiyorum. Ayol, hâla işsizim mesela! Sahneye çıkmam ne mümkün. Tahmin edeceginiz gibi ilk vurduğu bizim meslekti (tiyatro ve ve sahne sanatları). Neyse yardım paketleri sağ olsun, devletimizin verdiği ekmek parasına bile yetmeyen para yardımları vs. İdare ettim.

Bizim çekirdek aile hiç körola virüse yakalanmamıştı; "ay tabii bilmem ne hormonu var bizde" diye övünürken yeğenim yakalandı. E bu da anne tarafına çekmiştir dedik 🙂

Derken bir gün evde örgü ördüğüm bir esnada sırtıma bir ağrı girdi, sanki boğazım düğümlendi. Daha önce böyle olurdu ve beş dakika sonra rahatlardım, hatta ilki beş yıl önce olmuştu, en son geçen sene oldu. O biraz uzun sürmüştü. Herhalde yine geçer dedim.

Ayol, yok, bu defa fena bir durum var! Kalktım su içtim, yok geçmiyor daha da ağır hâle geliyor, hemen Google'a girdim. Abu Google var ya! Tüm belirtiler –okuyorum– "mide spazmı" diye yazıyor. Doktor bir arkadaşımı aradım. O da aynı şeyi söyledi! Yok anam yok! Titreme geldi, soğuk ter bastı, birden kendimi tuvalette buldum. Geldim uzandım, yok! Eyvah, dedim bu virüs galiba… Ama nasıl olur bu kadar ağır başlar diye soruyorum kendime. Biraz hafifler gibi oldu, sonra tekrar aynı. Ay, kalktım, sıcak su torbası yaptım, karnıma koydum, papatya kaynattım içtim, bana mısın demiyor. sanırım bir ara bayılmışım.

Geçmiyor Corona korkusu, Doktora gitmek istemiyorum çünkü aynı şeyi defalarca yaşadım. Ah ahh… Akşama doğru yine aynı titreme, yine sıcak su vs. Üç günüm böyle geçti. Kardeşim, arkadaşlarım "Ambulans çağır, git!" diyor. Ben yok, kendime teşhisi koydum ya, Google bilgileriyle, tam iki hafta izole ettim kendimi.

Yatak yorgan, artık biraz daha iyiydim. Rutin hayata geri döndüm sandım, bir yorgunlukki  geçmiyor. Yürüyüşe çıktım, on adım geçiyor, dinlenme ihtiyacı duyuyorum. Ben ki Heybeliada'da büyük turu kısrak gibi yürüyen! Eyvah eyvah! Yaşlandım dedim. Aradan bir ay geçti, yine titizliğim tuttu, körola virüs almış başını gidiyor evin kıyısını köşesini çamaşır suyu dökerek (güya çevreci ben) temizledim. O gece uyku arasında sıçrayarak uyandım, eyvah nefes alamıyorum. Kalktım, camları açtım. Herhalde çamaşır suyu dokundu dedim ve tekrar uyudum. Sabah kalkınca halsizim, arkadaşımı aradım, "gece böyle bir şey oldu"  dedim. O da "Çamaşır suyudur, korkma" dedi.

Aradan iki gün geçti. Ah ah, nefes gitti, hırıltı. Sırt üstü yok, yan yok, dön yok, alamıyorum nefes! Biraz hafifledi, arkadaşımı aradım onda astım spreyi vardi. Aldım sıkıyorum iyice boğuluyorum. Bu böyle olmaz; Süreyya Paşa Hastanesinde göğüs hastalıkları bölümünde arkadaşım var. Aradım, "Koah olabilir" dedi. "Hastaneye gel, Acil'den test yaptır, sonra bana gelirsin" dedi.

Gittim test (Corona ) yaptılar, akciğer röntgeni çektiler. "Akciğer sağlam, fakat kardiyolojiye görün" dediler. "Neden pek" dedim. "Akciğerin, sağ tarafı su toplamış" dediler. Doktor arkadaşımı aradım, "yarın birlikte hastaneye gidelim" dedi, "bir bakayım."

Buluştuk. Sabahleyin, dizlerimde derman yok, iki adımdan sonra çöküyorum. Kadın beni gördü, hemen dedi "Eyvah! Bu kalp hastalığı olabilir!" Hemen beni kardiyolojiye yönlendirdi, küçük bir check-up yapıldı, kan testi vs. Kadın, kalbime eko testi yaptı. Döndü bana dedi ki, "Siz kalp krizi geçirmişsiniz, üzerine yürümüşsünüz, kalp büyümesi olmuş ve akciğer su toplamış." Sanki o an dünya başıma yıkıldı. Eyvah, nasıl yani? O sırada hâlâ aklıma geçirdiğim güya mide spazmı gelmiyor.

Doktor: "Ailede var mı kalp hastalığı?" "Hemen herkeste" dedim, "annem hariç". Abim kırklı yaşlarda öldü. Babam kalp hastası, büyük ablam yeni kalp krizi geçirdi. Ve mide spazmı olayını anlattım." Tamam, işte bu" dedi. Eyvah eyvah! Belimin büküldüğünü hissettim. Devletin, polisin, hattâ ailemin bükemediği belimi kalbim mi büktü, yoksa ben mi kalbimin belini büktüm? Etme eyleme, kalbimi elimle tuttum. Ben mi sana ihanet ettim yoksa sen mi ihanet ediyorsun? Çok erken. Çook işim var içimde ukte olan, etme eyleme kalbim huysuzlaşma ne olur….

Kardiyolog, hemen beni Acil'e yönlendirdi. Serum usülü bir ilaç verdiler, "Bitince hemen tuvalette git" dedi. Uygulandı ve nefesim açıldı. Bir sürü ilaç yazıldı, ben başımı alıp hangi yana gideyim, eyvah. Yıktım ocağımı, yıktım evimi. Dizlerime vurmaya başladım. Kardeşlerimi aradım, hemen gelip beni aldılar. "Evine gitme, yalnız kalma" dediler. Tesselli ediyorlar beni, lakin gözlerinin derinliğindeki o korkularını, endişelerini görüyorum.

Devamı gelecek anacım 🙂

—–

Tepedeki fotoğraf (Anadolu Ajansı)