Uzaylı Yazılar 22: Kimsin sen Giano?

Machiavelli’nin yaşamının sonunda yazdığı bu tarih, onun için çok değerli olan bir temayı ele alır: şehirlerin evrensel doğası.

LEVENT YILMAZ

30.03.2022

1280’lerden 1293'e kadar ve özellikle Campaldino'da 11 Haziran 1289'da Ghibellini ve Arezzolular'a karşı kazandığı zaferden bu yana, Floransa şehri tam bir kaosa sürüklenir. Dayanılmaz ve üzücü bir durumdan sorumlu olan Guelph soyluları ("assai mala condizione", diyor Machiavelli, Floransa Tarihi’nde -bundan gayrı HF diyelim o kitaba-, II, XI), cezalandırılma korkusu olmadan vicdansız katliamlar ve affedilmez suçlar işler. Anlaşılan, bu soylular dokunulmaz olduklarını düşünmektedir. Bu "büyükler" sulh yargıçlarından korkmazlar, çünkü savcıların falan onları mahkeme önüne çıkarmasının hiçbir yolu yoktur; onları cezalandırmak neredeyse imkansız… Kanun tepelenmiş, düzen düzensizliğe dönüşmüştür. Herkes sıkletine göre yaşamaktadır. Bu durumda halkın liderleri ("i capi del popolo") işleri ele almaya karar verirler.

İşte 1280'lerde "şefler"in aldığı önlemler: Önce sürgündeki Ghibellini'ye geri dönmeyi teklif ederler. Daha sonra, Kardinal Latino'nun anlaşma çabalarıyla, sulh yargısındaki koltuk sayısı iki kamp arasında eşit olarak paylaştırılarak on ikiden on dörte çıkarılır. Bu güzel "buonomolar" Papa tarafından bir yıl için atanacaktır. Bu arada, bu önlemler etkisiz kalınca, soyluların halka yönelik şiddeti ve yargıçlara yönelik tehditler daha da kötüleşir. O kadar ki, ancak bir yıl sonra, Papa IV. Martin'in ("di nazione franzese", yani “her şeye Fransız”! HF böyle der!) seçilmesinden sonraki dönemde ve İmparatorluk lehine olan politikası nedeniyle -yeni seçilen Papa Anjou’lu Charles'a, Roma "senatörü" unvanını verir ve onu "Papalık Devletinin" velisi yapar ve tabii Floransa'da çatışmalar yeniden alevlenir. Floransalılar, Ghibellini tehlikesini savuşturmak için yeniden silahlanmaya karar verirken, güçlü Guelph "abileri" iktidardan uzak tutmaya çalışırlar.

Böylece, 1282'de "şefler" ("şefler" kelimesi, Floransa kentindeki sanat ve zanaat loncalarının ileri gelenleri anlamına gelir) Zanaat Önderliği’ni ("priorato delle Arti") yaratmaya karar verir. Prior adlı üç vatandaş, esnaf olmaları ve ticaret siciline kayıtlı olmaları şartıyla iki ay süreyle sanat ve zanaat loncaları tarafından Önderlik’e seçilir. Bir de bu yeni sistem denenir.

Bu önlem sayesinde ve oldukça uzun bir süre boyunca, Floransalılar iç huzurunu bulurlar ve tekrar dış dünyaya dönerler: HF’ye göre anında Arezzo'ya (Ukrayna değil!) karşı bir savaş başlatırlar. Floransa giderek daha zengin ve kalabalık hale geldikçe (nüfus yüzyılın sonuna doğru 100.000'e ulaşmış gibidir), Önderlik şehir surlarını genişletmeye karar verir (planlar 1284 gibi erken bir tarihte hazırdır, ancak inşaat 1299'a kadar başlamaz). Dışarıda savaş ve içeride barış ile mesele sakinler, Guelph ve Ghibellini arasındaki düşmanlık unutulmuş gibidir. Küçük bir ayrıntı dışında: Büyükler (siz onu aristokratlar diye anlayın) ile halk arasında bir gerilim devam etmektedir. Ancak Machiavelli, bu gerilimler için "doğal değil mi, tüm şehirlerde bulunmuyor mu" der – herhalde öyledir.

Machiavelli'nin 13. yüzyılın sonundaki 1293 "Adalet Nizamnamesi"ne (bence dünyanın ilk anayasası!) yol açacak olaylar üzerine kaleme aldığı bölüm, böyle başlar. 

Gerçekten de, Machiavelli'nin yaşamının sonunda yazdığı bu tarih, onun için çok değerli olan bir temayı ele alır: şehirlerin evrensel doğası. Bu noktayı başka bir biçimde ve başka amaçlarla başka bir yerde zaten ele almıştır (Prens, IX ve Söylevler, I, 5). Şehirlerde soylular ve halk vardır; ancak yasalara göre yaşamak isteyen halk ile onlara her zaman hükmetmek isteyen Büyükler’in (Güçlüler), barış içinde bir arada yaşamaları mümkün değildir. Bununla birlikte, Floransa şehrinde böyle bir birlikte yaşamanın bir yolu sanki bulunabilirmiş gibi görünmektedir. Ne var ki Ghibellini mensupları kovulduğundan beri, küçük insanların hakarete ve saldırıya uğramadan geçirdiği bir gün bile yoktur. Ne yasalar ne de sulh yargıçları adaleti yeniden sağlamayı başaramaz, çünkü soylular, ya arkadaşlarının ya da akrabalarının etkisiyle, Prior'ların ("priori") ve Kaptan'ın ("capitano") gücünü nasıl atlatacaklarını çok iyi biliyorlardır. Kanunlarla bağlı hissetmezler kendilerini.

Bu durum nasıl düzeltilir? Önce Prior'ların sayısı artırılır: önce altıya, sonra on ikiye. Machiavelli'ye göre, iki ay için seçilen bu Önderlik şehrin saygısını fazlasıyla hak eder. Ama sanki bu saygı işaretleri yeterli değilmiş gibi, feodal hafızadan çekilip alınan ve onlara daha fazla yücelik eklemenin bir yolu olan Lordlar ("signori") demeye başlarlar kendilerine – zaten de bu nedenle Floransa şehrine "Signoria" denir.

Ancak olaylar, bu sulh hakimlerinin, bu Lordların güvenliğinin kırılgan olduğunu gösterir. Güvenlik sorunu, hakimlerin yaşamı ve düzgün işleyişi için bir garantör kurularak bir kez ve herkes için çözülmeli midir? Ve nasıl? "Liderler" Kilise tarzında "adaletin sancaktarı" ("il gonfaloniere di giustizia") makamını yaratırken, cumhuriyetin güvenliğini olmasa da en azından düzeni sağlayabileceklerine inanıyorlardı. Halktan seçilen bu sancaktar (yani bir tür polis şefi, "vexillifer") kısa süre sonra emri altında yirmi farklı sancak altında kayıtlı bin kişilik bir birliğe sahip olacaktır, oha. "Sancaktar"ın birlikleri kısa süre sonra dört bine ulaşacaktı. İlk seçilen Ubaldo Ruffoli abi, bravo.

Ve Machiavelli'ye göre, "priorato"nun kurulması asaletin çöküşünün gerçekten de işaretidir. Kendi aralarında dayanışma da gösteremeyen soylular, kendilerini kendi amaçlarının kökeninde bulurlar – çünkü birbirlerinden nefret ederler ve iktidarı paylaşamadıkları için sonunda tamamen kaybedeceklerdir.

1280'lerde, "adalet sancaktarı" konumunun yaratılmasına rağmen, güvenlik sorunu çözülmemiş gibi görünür. Bu amaçla şehir, sulh yargıçlarına bir saray vermeye karar verir. Bir saray? Daha çok gerçek bir ortaçağ kalesi gibi, çok yüksek duvarlardan yapılmış, 90 metreyi aşan devasa bir kuleye sahip (büyük ailelerin özel kulelerinin üç katı büyüklüğünde , 50 braccia – 29 metre – maksimum olmak üzere) müthiş üç seviyeli bir kale, yine oha, bu tür yapılar için izin verilen en büyük yükseklik). Tek kelimeyle, zaptedilemez, dev, sağlam bir bina ("anıtsal güzellikte bir kale" — Bruni, Laudatio Florentinae urbis , ed. Baron, s. 237). İnşaatı 1302'ye kadar tamamlanmaz ama ve bu arada sulh yargıçlarının birkaç konutu olur tabii: 1285'ten 1290'a kadar, örneğin Piazza San Martino'da, Alighieri evinin yanında bulunan "Castagna" kulesi ve 1298'e kadar Cerchi sarayı, falan.

Palazzo Comune yani belediye meclisi, Floransa'nın diğer tüm saraylarını görkemiyle sallar, geride bırakır; boyutları devasadır ve podesta’nın sarayı bile (15. yüzyılda monarşilerin çoğalmasından önce bazı "özgür" İtalyan şehirleri tarafından altı aylığına – en fazla on iki – atanan bir tür CEO) onunla karşılaştırıldığında küçücük ötesidir. Bugün bile Floransa'yı ziyaret eden sıradan bir turist Palazzo Vecchio'nun büyüklüğü karşısında hayrete düşer. Rubinstein'a göre Palazzo Vecchio, yeni popüler rejimin zaferinin mimari tezahürü olarak tasarlanmıştır. Aynı zamanda, bireyler tarafından gücün kötüye kullanılması karşısında, ortak iyinin üstünlüğünü temsil de edebilir: "superbia que dudum in turribus habebatur". Son olarak, saraylarını aynı zamanda inşa eden Sienalılarla rekabet, bu devasa yapının kökenini açıklamak için pek de yabana atılamaz bir hipotezdir. Bu bağlamda Machiavelli, güvenlik ihtiyacını -elbette güçlülerin olası bir darbesine karşı güvenlik- tercih eder.

Peki 1293'te ne oldu, aman allah!

1292'nin sonunda: İlk "gonfaloniere" olan Ubaldo Ruffoli, sancağı dikti ve Galletti ailesinin evini yıkmaya gitti. Bildiğimiz, bu ailenin bir ferdi, Fransa'da sıradan bir halk adamı ("minuto") olan Ugolino Benivieni adlı bir tüccarın iki oğlundan birini öldürmüştü. Machiavelli’ye göre, aristokratlar Galetti olayından sonra loncaların aldığı önlemlerin ciddiyetinin farkında değillerdir. Machiavelli, korktuklarını söylüyor; ama kısa bir süre sonra, küstahlık, kibir, sinizm, soyluları karakterize eden ne varsa, yeniden ortaya çıkar, hadi bakalım. Dahası, dehşet içinde yaşayan, şiddetle bastırılan halk, soylulara karşı tanıklık etmekten korkuyorlardı. Galetti davasında olan buydu: Katil aleyhine tanık bulmak imkansızdı. Yavaş yavaş, aynı saçmalık: aynı düzensizlik, aynı anarşi, büyüklerin aynı çıkarlarına maruz kalmış bir halk. Adalet yavaş.

Bu keder ve değer kaybı döneminde, bir tür kurtarıcı olan bir adam, Floransa sahnesine ustaca bir adım atar: Giano della Bella. Çok eski bir sülale mensubudur, ve anavatanının özgürlüğünün ateşli bir taraftarıdır da Giano.

Ah Giano, Bella’ların Giano’su… Altın kuşaklı diyor Dante… Kimdin sen? Kim?