Bizim varlığımız sizin teşhirinizdir

Çocuk yaşta direnmeyi öğreniyorsunuz, çünkü seni sana yabancılaştırıyorlar. Mümkün değil başaramıyorlar!

ESMERAY

28.06.2022

Anam bacım son zamanlarda biz LGBTİQ’lara yapılan baskılar ve yasaklanan Onur Yürüyüşü etkinlikleri hakkında bir kaç kelam etmek isterim. Biraz kendi penceremden olaya giriş yapayım; yani trans kadınların yaşamı ve mücadelesi üzerine. Bizler, doğduğumuz gün aslında doğal olarak mücadeleye başlıyoruz. Mesela ben ters doğmuşum; annem trans kadın olmamı buna bağlar, al sana direnişin en dibi! Heteronormatif olmayan bizlerin, özellikle trans kadınların hikâyesi birbirine çok benzer, o yüzden kendi yaşamımdan örnekler vererek yazmaya çalışacağım.
 
Üç yaşımı hatırlarım. Ben başörtüsü takardım ve hep alırlardı başımdan, böyle travmatize olarak dokuz yaşıma kadar geldim. O yaşlarda bazı şeyleri artık fark ediyorsunuz. Toplumsal cinsiyet, kuku-pipi ayrımı, ben ve eminim diğer trans kadınlarda büyük kafa karışıklığı yaratmıştır. Sürekli bir biçimde ebeveynlerin zorla seni bir role, erkek olman için zorlamaya çalışmaları! O yaşta direnmeyi öğreniyorsunuz, çünkü seni sana yabancılaştırıyorlar. Mümkün değil başaramıyorlar! Başaramadıkları için sonun ya ölüm ya da evden kaçmak oluyor. (Hele benim bir amcamın oğlu vardı, öğretmen, her yaz beni bir korku sarardı. Köye geldiği gün başlardı bana askeri içtima öğretmeye ve yumruk nasıl atılır, taş nasıl atılırdan tutun da nişan almaya kadar! O da başaramadı beni erkek yapmaya, çünkü ben bendim!)
 
Zaten evden kaçtıktan sonra direkt kurtların önüne atılan kuzu misali direnmeye başlıyorsun. Bazılarımızı kurtlar parçalardı; kimimiz de hayatta kalmayı başarıyorduk! Kurtlar sofrasında var olmaya devam edebilmek için örgütlü bir güce ihtiyaç duyuluyor. En baştan korunaklı alanlara, nerelerdir bu alanlar, yaşadığımız sokaklar, çalıştığımız yerler, sosyalist mekanlar.. Bu mekanlar daha çok kuaförler ve lokantalar, gece kulüpleri oluyor ve en çok korunaklı alan, çalışan evler oluyordu genelde. Her ne kadar pezevenk ve çalıştırılan kızlar görüntüsü dışarı yansısa da içerisi öyle değil. Çünkü bir yaşam alanı oluyor orada, evi olmayan kızlar evlerde kalır, tencere kaynar ve anne kız ilişkisi olur, pezevenk ve satılan kız görünümünden ziyade!
 
İşte doğallığında böyle başlar mücadele. Tabii kolay olmuyor hayat dışarıda, en başta kolluk kuvvetiyle karşı karşıya geliyoruz, polis asker vs… Mesela biz, çalıştığımız dönemde strateji belirlerdik otobanda. Yolun en tepe yerinde dururduk, polis bizi görünce hemen durup almasın diye kaçmak için zaman yaratırdık. Onlar aşağıda durana kadar ya yolun diğer yanına kaçardık ya da ilk duran arabaya biner uzaklaşırdık. Biz böyle yapınca polis buna çare olarak iki araba ile geliyordu, biri biraz yukarıda biri daha aşağıda durup kaçma alanımızı daraltıyordu. Can havli ile karşıya geçmeye çalışan çok arkadaşımızı araba çarpması sonucunda kaybettik. Bunu sürekli hale getirdi polis, bilinçli bir şekilde ölüme yolladı çoğumuzu!
 
Demokratik bir ülkede cinayete sebebiyet vermekten yargılanırdı polisler. Bizim ülkemizde bu polislere bir üst seviye ataması yapılıyordu. Sonra artık otobanı yavaş yavaş terk ettik çoğumuz. Ülker sokakta ev tutmaya başladık. Sokak bizim kurtarılmış alanımız oldu birkaç yıl. Sonra Hortum Süleyman belası geldi, Beyoğlu ekipler amirliğinin başına ve hayatı bize dar etti. Ülker sokağa bilinçli ve planlı saldırı başlattı. Aylarca direndik; onların topu tüfeği, copu vardı. Bizim silahımız da belki keskin zekamız oldu. Ülker sokak polis ablukasına alındı. Biz arka sokakta çıkacak yerler keşfetmeye başladık.
 
Oturduğumuz apartmanın boşluklarından, balkondan balkona ya da yorgan çarşaflarını birbirine bağlayarak aşağı iniyorduk. Ve diğer sokağın kömürlüklerinden Taksim’e çıkan yollar keşfettik. Ayol bize gelen müşteriler de deli, aynı bizim gibi onları da aynı yollardan çarşaf bağlayarak camdan içeri alıyorduk. Hortum Süleyman ile işbirliği yapan birkaç çıkarcı mahalleli öğrendi arka tarafı. Son gün büyük baskın oldu ve sokak darmadağın oldu. Evlerimizi yaktılar; tüm kapıları balyozlar ile kırdılar. Her yere kocaman bayrak astılar. Kurban kestiler, sofra kurdular ve namusu en başköşeye oturttular. Evet, sokak ellimizden alındı, bu çok kötü oldu!
 
Bir de işin iyi tarafına bakalım. Dört bir yana dağıldık, artık her yerde var olmaya başladık. Mesela Halkalı, kızların çoğu oraya taşındı. Tarlabaşı, Şişli ve Cihangir’den başka her yere gittik. Aksaray, Avcılar, Beşiktaş, hatta Ümraniye, Kartal vs… İşin bir de böyle güzel bir yanı oldu. Artık her yerdeydik. Tabii ki Avcılar ve başka yerlerde Ülker sokaktaki benzer olaylar yaşandı. Lakin bizi yine kendilerine benzetemediler. Ayol niye biz size benzeyelim, siz bize benzemeyi deneyin biraz ya!
 
Seks işçiliği yapan kadınlar ya da herkes, politik arenaya ayak uyduramıyor çoğunlukla, bu da çok normal, mekan zaman farklı. Bence seks işçiliği yapan kadınlar zaten politik, var olma nedenimiz politik! Hani teşhirci derler ya bize bazen, hatta bu kelimeyi cümle içine koyup para cezası veriyor polisler trans kadınlara. Evet, doğru, biz teşhirciyiz, bizim varlığımız sizin teşhirinizdir. Mesela trans bir kadın yürürken bütün gözler üzerinde olur, arkasını dönüp saç sallaması politik bir eylemdir. Yani Anam Bacım, iktidarlar değişir, homofobi değişmez.
 
Bu yasaklar ve zulüm hep vardı, son zamanlarda LGBTİQ’ları hedef gösteren iktidar acizdir ve muhafazakar kesimi etkilemek için şiddetin dozunu arttırıyorlar. Farklı alanlarda farklı biçimlerde mücadelemiz devam ediyor. Bizi değiştirmeniz mümkün değil, gelin siz değişin. Ne yani, toplu yürüyüşü yasak etmeniz bizi yok mu edecek?
 
Ayol her yerdeyiz, evden çıkıp her yere yürüyoruz zaten! Vallahi giyiyorum şalvarımı Bayramiç’te o sokak benim bu sokak senin yürüyorum. Şöyle bir düşünün, rüzgar tersine esti, tam demokratik sosyal bir devlet olduk, ülkenin yarısı eşcinsel olduğunu beyan etti ya hayatınızın en travmatik olayını yaşarsınız ya da siz de açılırsınız. İstatistikleri kimse bilemez, lakin sizin zannettiğiniz gibi herkes heteroseksüel değil.
 
—–
Kapak Görseli: Sergio Carabajal (Pixabay)