Maraş-Malatya-Diyarbakır: İnsanlar Enkazda, Kızılay Reklamda!

“Devlet Maraş’ta enkaz çalışması yapmıyor, ceset çıkarmakla uğraşıyor. Canlı ihbarları devlete değil, bize geliyor. Bir de madencilere güveniyorlar.”

ASLIHAN GENÇAY

13.02.2023

Deprem Gerçekleri-2
 
Dün depremzedelerin anlatımlarıyla deprem gerçeklerini yayınlamaya başlamıştık, bugün de devam ediyoruz. En son Adıyaman’da kalmıştık. Adıyaman’dan bir aktarım daha paylaşıp, ardından Kahramanmaraş, Malatya ve Diyarbakır’a bakacak, deprem sonrasında neler yaşandığını hep birlikte göreceğiz. Yetkililer, devlet kurumları ya da siyasi patiler değil, halk anlatacak şimdi yaşadıklarını ve gördüklerini. Kayıtlar 10-11-12 Şubat 2023 tarihlerinde yapılmıştır.
 
Adıyaman’da AFAD Plansız ve Yetersizdi
 
Arama Kurtarma Gönüllüsü F.:
 
 * “Depremin ilk gününden bu yana Adıyaman’da arama kurtarma gönüllüsü olarak çalıştım. Besni’de 40 kadar akrabamı kaybettim ama merkezde daha çok yıkım var diye buraya geldim. Dün (10 Şubat) asker sahaya indikten sonra, bizlerle yurtdışından gelen profesyonel ekipleri (mesela İspanya) alandan çıkarmaya başladılar. Sismik dinleme ve termal izlemeleri yoktu. ‘Ses var mı’ diye bakıp gezdiler, ötesi yok. Burada anlatılmaz bir insanlık dramı ve travma yaşanıyor.”
 
* “Hükümet bir an önce enkazı kaldırmak istiyor. Bizler yıllardır bu işte çalışıyoruz. Gerek özel sektörde çalıştığımız işletmelerde gerekse kendi dağcılık ve arama kurtarma ekiplerimizde, her zaman bir eylem planımız vardır. Adıyaman’da bu kesinlikle yoktu. Yardımların dahi siyasi propagandayla yapıldığına tanık oldum. Yardım dağıtımları hâlen yetersiz.”
 
* “Sağ kurtulanlar, kırsal kesimlerdeki köylere çekildiler. Bazı köylere ulaşım yok ve hava koşullarından dolayı yardım süreci organize edilemedi. Liyakat probleminden kaynaklı AFAD çok yetersizdi. Bizler bile vardiya usulü çalışırken, AFAD ‘yorulduk’ diyerek çalışmayı bırakabiliyordu. Alet ve teçhizatları da yetersizdi.”
 
* “Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin gönderdiği birçok iş makinesi, siyasi nedenlerle Adıyaman’da bekletilip kullanılmadı. Hâlen de kullanılmıyor.”
 
Maraş Terk Edilmişti
 
Arama Kurtarma Gönüllüsü Serdar Bal:
* “Elbistan’a depremin ikinci günü gittim ve terk edilmiş bir kent gördüm. Devletin de, konu komşunun da terk ettiği bir kent. Arama kurtarmada altın saatler, ilk üç saattir ve konu komşu kurtarır seni. Ama konu komşu da yoktu. İkinci veya üçüncü gün arama kurtarma gelince ne olacak ki…”
 
* “Biz tedbirli gitmiş, yanımızda jeneratör vb getirmiştik ama yetersizdi. Kriz koordinasyon merkezi son derece berbattı, ‘Ses alınan yer varsa gidelim, bizi yönlendirin.’ dedik, iş makinesi istedik. Altı saat boyunca yalvardık ama vermediler.”
 
* “İstanbul’dan gelen arkadaşlar da jeneratör getirdi ve ışık sorununu çözdük. Sonra onlar da verdiler. Ve bunu özellikle yaz, kamulaştırma da yaptık. Halkın ihtiyacı vardı, biz de ŞOK’un ve BİM’in jeneratörlerini aldık.”
 
* “AFAD diye bir şey yok, altı bomboş, aynı Kızılay gibi, aynı AKP gibi. Yukarıdan aşağıya aynı durum devam ediyor.”
 
* “AFAD bizi engellemedi çünkü o takatleri yoktu. Yan yatmış bir bina vardı ve komşular ’Ses geliyor’ dediler. Gittik, baktık; risk var, girilemez. Vinç, ekskavatör istedik, bekledik, vermediler. Bir daha gittik, baskı yaptık, ilgiyi oraya yoğunlaştırdık ve ancak ondan sonra anneyle kızı kurtarabildik. Ama bu süreçte baba ve iki çocuk öldü. İlk saatlerde müdahale edilseydi, belki de ailenin hepsi kurtulacaktı.”
 
* “Devlet şu anda enkaz çalışması yapmıyor. AFAD ceset çıkarmakla uğraşıyor. Canlı ihbarları bize geliyor, devlete değil. Bir de madencilere güveniyorlar. Biraz da asker var, onlar da, biz madencilerle çalışalım, diyorlar.”
 
* “4 kişilik bir aileyi çıkarırken askerler bize çok yardımcı oldu. Kızılay, enkazdan sağ çıkacakları haberini almış, hemen geldiler. Dertleri görüntü vermek. Zaten ‘Görüntü verebilir miyiz, sonra gideceğiz…’ diye açık açık sordular. İzin vermedik ve onları kovduk. Lojistik yardımları da ancak baskı kurarsan düzgün yapıyor AFAD ve Kızılay.”
 
* “Gece ateş başında MHP’li bir vatandaş, ‘Allah devletimize zeval vermesin.’ dedi. Yine MHP’li olan bir diğeri de, ‘Ne devleti, devlet mi kaldı? Bunlar var işte yanımızda, devlet yok. İlk gün kimse yoktu, sonra bunlar gelip enkazlara girdiler’ dedi bizim için.”
 
* “Enkazdan 14 kişiyi sağ kurtardık. Eğer ilk akşam devlet izin verseydi veya kendi yapsaydı, en az 500 insan enkazdan sağ çıkardı. Göz göre göre ölüme terk edildiler.”
 
* “Artık buradaki iş ceset çıkarmaya döndü ve can çıkarmak için gelenler gittiler. Bundan sonrası yardım dağıtımı ve bu konuda da karmakarışık durumdalar. Derli toplu ve adil bir dağıtım yapmak için bir süre daha burada kalıp, organizasyon yapacağız.”
 
* “Şimdi 1 senede yapacağız dedikleri binalar, ilk depremde çökecektir. Yapacakları da o kadar çünkü onların ‘yapmaktan’ anladığı tek şey inşaat. Devlete zaten kinim vardı ona katlandı. Aklı, vicdanı olan herkesin bunlarla son nefesine kadar savaşması lâzım.”
 
Malatya’da Devlet Yardımı Yoktu
 
Depremzede S.:
* “Battalgazi Başharık’ta oturuyorduk. Deprem gecesi uyurken sarsıntıyla uyandık. 1,5 dakika sürdü. Sarsıntı bitince kendimizi sokağa attık. Yıkıntı fazla yok ama hasar vardı. Bizim birkaç sokak altımızda, yerle bir olmuştu her şey.”
 
* “İlk geceyi kız kardeşimde geçirdik. İkinci deprem daha çok salladı. Sokaklarda kızılca kıyamet koptu. Bizim evin yanındaki çatı üzerimize düştü. MS hastası bir kızımızı altından çıkardık ve gece dışarıda kaldık. Elektrik kesilmişti ve ne gelen vardı ne giden.”
 
* “4 gün Malatya’da kaldık, hiçbir resmî görevli görmedik, ne AFAD ne Kızılay… Her tarafta kaos vardı. İnsanlar kendi çabalarıyla yedi içti, imkânı olan arabada kaldı. Sokakta ateş yakarak bekledik. Yiyecek bitince mecburen marketlerden alanlar oldu. Tüm halk birbirine yardım etti, herkes her şeyini paylaştı.”
 
* “Biz enkazlara inemedik ama enkazdan gelenlere yardım edip evimizden giysi ve yemek verdik. Bugün İstanbul’a geldik (10 Şubat) ve henüz devlet kurumlarından hiçbir erzak yardımı yapılmamıştı.”
 
* “Yardım getiren siviller anlattı; bizim Kürecik ve köylerine gelen yardımları AFAD engellemiş, ‘Siz bırakın, biz dağıtırız’ demişler. Alevi köylerine bilinçli olarak yardım dağıtılmadı diye düşündük. Bugün ilk kez yardım gitmiş bizim köylere, onları da iş adamları ve sivil toplumcular götürmüş. Köyde hâlen su, yiyecek, giyecek yokmuş. Şu anda köylüler, silahlı yağmacı çetelerden korkuyorlar.”
 
* “Depremde merkezde bulunan ve 2001’den sonra yapılan toplu konutlarla binalar yıkıldı. Başharık’taki binalar eski ve alçak olduğundan yıkılmadılar.”
 
Diyarbakır’da kolonları kim kesti?
Diyarbakır, diğer illere nazaran depremden daha az etkilendi. Bölge halkı ve yakınları enkaz altında kaldığı için Diyarbakır’a gidenler, yıkılan binalardaki kolanların kesilmiş olmasına ve enkaz çalışmalarının yavaşlığına tepki gösteriyorlar.
 
Gazeteci Arat Barış:
* “Diyarbakır’a 8 Şubat’ta geldim. Manevi ve vaftiz annem sanatçı Zilan Tigris enkaz altındaydı. Bugün (12 Şubat) cansız bedenine ulaştılar ve toprağa verdik.”
 
* “Diyarbakır’da, diğer kentler düşünüldüğünde, büyük bir hasar yoktu, 10-11 bina yıkılmıştı. İki yer simge oldu: Galeria İş Merkezi ve annemlerin oturduğu Sözer Apartmanı. İkisi de Diyarbakır’ın tam merkezinde ve ulaşımın maksimum seviyede olması gereken yerler. Buna rağmen çalışmalar yavaş ve yetersizdi, koordinasyon sıkıntısı vardı. Olmadı, yapamadılar ve hâlen yapabilmiş değiller.”
 
* “7. gün geride kaldı ama Galeria’nın enkazında onlarca insan var. Bu koordinasyonsuzluk ve yetememe durumu, yüzlerce, belki de binlerce insanın ölümüne yol açtı. Kimi enkaz altında yara bere içindeyken kimi de donarak hayatını kaybetti.”
 
* “Benim geldiğim gün AFAD çalışıyordu. Sonra ekip değişti ve başka bir ekip geldi. Ortada bir karmaşa vardı. Kolonları kesilmiş bir bina, yan yatmış ve çökmüştü. Yerler belliydi ama çalışma çok yavaş ilerledi. 4. günde henüz hiçbir şey yapılmamıştı.”
 
* “Burada bir çadırkent kuruldu. Yiyecek ve sıcak çorba dağıtıyorlardı. Yakınlarını günlerce enkaz başında bekleyen halk ise o ayazda, soğukta çadırsız kaldı. Talep etmelerine rağmen onlar için bir çadır kurulmazken, kendileri için aynı alanda üç dört tane çadır kurdular. Askerlerin, AFAD’ın ve Kızılay’ın ayrı ayrı çadırları vardı.”
 
* “Annemlerin evinin alt katında Uğur Dershanesi var ve bina sakinleri, dershane yetkilileri veya tanıdıkları kişilerin, bina kolonlarını kestiğini iddia ediyor. Galeria’da da benzer bir durum söz konusu. Bu iddialarla ilgili müteahhitler hakkında suç duyurusu yapıldı.”
 
* “Evet, kolonlar kesiliyor. Mesela Akbank, para kasalarını daha rahat götürebilmek için kolon kesti ve bina yerle bir oldu. İnsanlar değil, Akbank’ın paraları kurtarıldı.”
 
* “Peki, bu kolonlar kesilirken belediye ne yapıyor? Denetim niye yok? Neden göz yumuluyor? Eğer belediyeye rağmen yapılıyorsa bu da ayrı bir ihmal… Sorular çoğaldıkça, ihmaller zinciri ortaya çıkıyor. Böyle bir garabet var.”
 
* “Diyarbakır halkı, devlete ve müteahhitlere çok tepkili. Özellikle kolon kesilmesi konusu, git gide büyüdü. Şu anda herkes birbirine soruyor, sizin binadaki de kesilmiş mi, diye ve çoğu binada da kolonlar kesilmiş maalesef. Zaten Galeria ve Sözer Apartmanı bundan dolayı yıkıldı.”
 
Depremzede N.:
* “Diyarbakır’a 7 Şubat’ta gittim. Yıkılan bina sayısı 10 kadardı ama çökenler de fena çökmüştü. Akrabalarım merkezdeydi ve aralarında göçük altında kalanlar vardı. Şehirdeki herkes tek katlı binalara gitmiş, çoğu insan da köylere dağılmıştı. Yakınlarım için enkaz alanına gittiğimde sözde profesyonel bir çalışma sürdüğünü gördüm. Orada Güneydoğu’nun en büyük iki vinci ve bir ekskavatör vardı. Binalar yıkılacak diye itinalı davransalar da çok yavaş çalışıyorlardı.”
 
* “Enkaz çalışmaları, 6 Şubat sabahı askerler tarafından başlatılmış. Vatandaşlar da katıldı bu çalışmalara. AFAD varsa da ben görmedim. Belediyeyi de görmedim. Alana kimseyi almadılar. Yiyeceği, içeceği bölge halkı dağıtıyordu ve büyük bir dayanışma vardı.”
 
* “3. ve 4. günlerde insanlar isyan etmeye başladı bu yavaşlığa. Galeria İş Merkezi’ndeki çalışmada anlamadığımız bir şey yaşandı. 4. günün akşamı, özel harekâtçılar, alandan polisleri bile kovdu ve tek yere yoğunlaştılar. Belki de kendi merkezleri vardı orada. Sonra istediklerini aldılar ve bırakıp gittiler. Hiçbir şey anlamadık.”
 
* “Bağlar, Şehitlik Yolu dediğimiz yerlerde bulunan eski binalarda hiç hasar yoktu. Bizimkilerin bulunduğu, enkaz olan, binada birileri alanını genişletmek için kolon kesmişti. En alt katta market ve otopark var, belki de onlar kesti. Şu anda göçük altında olan damadım, bu yüzden bina sahibiyle kavga etmişti hatta. Sonuç bu oldu.”
 
* “Galeria’nın yapımında arkadaşlarım çalıştı. ‘Oraya çok mükemmel bir demir ve beton atmıştık’ diyor ve buna rağmen nasıl çöktüğüne anlam veremiyorlar. Bu yüzden binaların kolon kesilmesinden kaynaklı çöktüğünü düşünüyoruz.”
 
* “Diyarbakırlılar civar illerle de yardımlaşıyor, mesela oğlum doktor ve üç gündür aralıksız hastanede çalışıyor. Bir taraftan da her yere battaniye, yiyecek, içecek gönderdi, gönderiyor. Organizasyon yapıyor.”
 
—–
Kapak Görseli: Alessio Mamo / The Guardian