Baskıya karşı birlikte yürüyelim
Önümüzdeki süreçte işimiz zor, kolları sıvayalım ve aynı şevkle, sandığa gitmeyen insanları ikna edelim.

21.05.2023
Anam bacım, daha terimiz henüz silinmedi. Bir seçimi daha geride bıraktık, iyisiyle kötüsüyle…
Birçok insanda hayal kırıklığı oluştu, hem milletvekili hem de Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının durumu sebebiyle, bir umutsuzluğa kapılındı. Fakat son birkaç gündür bu umut yeniden yükselmeye başladı. Şunu da belirtmeden edemeyeceğim: çok ciddi şaibeler var gibi görünüyor. Mesela Yeşil Sol’dan MHP’ye oy kaydırılması, oldukça manidar. Ne yapmaya çalışıyorlar acaba?
Birçok insanın aklına geliyor, benim de geliyor; acaba Türkler ile Kürtleri karşı karşıya getirme propagandası mı? diye sormak istiyorum. Kendi açımdan şunu söyleyebilirim; bütün baskılara rağmen ve TİP’te çok yeni olmama rağmen, güzel bir kampanya yürüttüğümüzü söylemek istiyorum. Az bir zamanımız vardı ve birden bire biçimlenen bir kampanyaya girdik. Kampanya çok kısa sürdü, mesela altı aylık veya daha uzun süreli bir kampanya olsaydı, normal şartlarda bir kampanya olsaydı, sonuçlar daha iyi olabilirdi. Elimizde var olan argümanlarla ve politik söylemlerle kampanyamızı yürütmeye çalıştık.
Özellikle son iki hafta, TİP üzerine yoğun bir baskı oluşturuldu, stratejik oylar üzerinden, oyları TİP’e vermeyin, kaybolur diye… Mesela bu, CHP kanadından ve başka yerlerden de çok yapıldı. Bu da olumsuz etkiler yarattı diye düşünüyorum. Çok fazla insana ulaşabildik mi ya da ulaşabildim mi, bunu bilmiyorum. Belki bu bir deneyimdi. Daha organize ve eksik kalan noktalarımızı da göz önünde bulundurarak daha etkin bir çalışma yürüteceğiz önümüzdeki süreçlerde. Çünkü bana şöyle geliyor; bu parlamento aritmetiğiyle görünen bu parlamento, kim Cumhurbaşkanı olursa olsun önümüzde bir erken seçim daha olacağını işaret ediyor bana.
Parlamento çok sağdan bir yerden oluşmaya başladı ve açıkçası Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci tur için çok fazla milliyetçi söylemleri (Güneydoğu ve Anadolu’da çok hassas bir denge var orada) oradaki oyları olumsuz yönde etkileyecek diye korkuyorum. Orada halk çok hassas bazı konularda, çünkü çok acı yaşamış, çocuklarını kaybetmiş bir halk. Bu milliyetçi söylemlere karşı yeniden bir oylamada nelerle karşılaşacağımızı tahmin edemiyorum. Olumsuz sonuçlara sebebiyet verebilir diye düşünüyorum.
LGBTİ konusunda ise iyi bir iş çıkardığımızı ve Türkiye’de LGBTİ hareketinin gündeme oturduğunu ve dünyada konuşulduğunu, iyi bir ivme yakaladığımızı ve bu ivmenin daha da gelişmesi yönünde çalışmalarımıza devam edeceğimizi söyleyebilirim.
TİP’in genel politikaları ve benim durduğum politika ne kadar birbirine yakın? Tabii yakın ki TİP’ten aday oldum ama bazı eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Tabii bu eksiklikler de bundan sonraki çalışmalar ve TİP’teki arkadaşlarla yapacağımız toplantılar ve görüşmeler sonucu ortaya çıkacak. TİP’in LGBTİ konusunda ne kadar etkin bir politika yürüttüğüne bakınca, bazı eksiklikler hissediyorum. Fakat bu durumun kadınların ve LGBTİ’lerin katılımıyla aşılabileceğini düşünüyorum. Bundan sonraki politik çalışmalarıma artık TİP’te devam edeceğim, çünkü şimdiye kadar yapılan karma gruplardaki çalışmalarımda bu kadar yeri ve bu kadar açık alanı bize TİP sundu. Gerçekten omuz verdi ve bunu daha da genişletmek için TİP’te çalışmalarıma devam edeceğim. Çünkü parlamentoda sadece TİP’li milletvekilleri az da olsalar, LGBTİ’nin sözlerini daha çok dile getireceğini düşünüyorum. Seçim sürecinde de bunu gördük. SPOT’un sözleşmesine verilen imzalarda da bunu gördük. Bundan sonra bu sebeplerden TİP’te yoluma devam edeceğim.
Seçimin ikinci tura kalması, başta da söylediğim gibi, çok şaibeli ve çok soru işaretleri var. Oy kaydırmaları, ıslak imzalı tutanakların tamamen YSK’ya yansımadığını veya sisteme girerken değiştirildiğini gördük. Bunların bazıları kamuoyuna yansıdı, çoğunun yansımadığı kanaatindeyim.
Şu an pazarlıklar sürüyor. Bir de arka planda pazarlıklar var, çünkü artık Emperyalist güçler devreye girdi gibi geliyor bana. Nasıl bir sonuç çıkacağını kestiremiyorum bugünden sonra, fakat önümüzdeki demokratik sürecin, parlamenter sistemin yolunu açmamız için Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemekten başka bir yol bulunmuyor. Canla başla, kaldığımız yerden devam edelim ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olmasını sağlayalım. Demokrasinin yolu o zaman açılmış olur.
Ancak laik sistemin önü o zaman açılmış olur ki laik olmayan bir ülkede demokrasi olamaz ve politika da üretemezsiniz, demokratik söylemlerde de bulunamazsınız. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Parlamenter sistemin önünü açmamız gerekiyor.
Şu an parlamento kadın düşmanlığı üzerinden politika üretecek. O söylemlerle özellikle iktidarın LGBTİ politikasını, LGBTİ’nin açtığı alanları daraltarak, onları yok sayarak bu şekilde vaatlerde bulunmuştu. Eğer parlamenter sistemin önü açılmaz ise LGBTİ politikasının önü çok daraltılır ve bunlar pratiğe dökülür, bu da hiç hayırlı olmaz. Önümüzdeki süreçte işimiz zor, kolları sıvayalım ve aynı şevkle, sandığa gitmeyen insanları ikna edelim. Sadece CHP’nin değil, tüm muhalefetin bu şekilde tavır alması gerekiyor.
CHP’ye bir önerim olacak; milliyetçi söylemlerden, hatta ırkçılığa varacak kadar politikalar üreten partilere yönelmekten daha çok, küskün seçmeni nasıl evden çıkarabilirim üzerinden çalışmaları daha etkili olabilir, diye düşünüyorum. Aksi halde sağa tamamen teslim olacağız gibi görünüyor. Mesela önümüzde Pride süreci var, arkadaşlar canla başla çalışıyor. Çeşitli etkinlikler olacak.
Pride Onur Yürüyüşü organize ediliyor. Bu belirsizlik içerisinde nasıl olacak, izin verecekler mi kestiremiyorum açıkçası. Çünkü bu parlamento aritmetiği bize gösteriyor ki LGBTİ üzerindeki şiddet ve nefret söylemleri devam edecek ve hatta Pride haftasında korkutucu boyutlara gelebilir. Umarım öyle olmaz…
LGBTİ örgütleri, Onur Yürüyüşü’nü yapmaya kararlı, umarım saldırılar, yasaklar gelmez ve kaldığımız yerden yürüyüşümüzü devam ettirebiliriz. Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanması ile LGBTİ hareketi de rahat bir nefes alabilir. Tıpkı bütün ötekileştirilen, yok sayılan, özgürlüğe susamış gruplar gibi bizde rahat nefes almış olacağız.
Bir umut filizlenir içimizde ve daha güçlü bir şekilde mücadelemize devam ederiz. Çok daha güçlü hisseder ve bu şekilde politikalar üretmeye devam ederiz.
Bu bağlamda Onur Yürüyüşü’ne herkes, hatta heteroseksüeller de davetlidir. Ne kadar kalabalık ve güçlü olursak, bu yürüyüş o kadar güzel olur…
—–
Kapak Görseli: Engin Akyurt (Pixabay)