Okumalar, Değinmeler-47: Çemişgezek’in gezegeni
AİHM, ilk kez açılan iklim davasına öncelik verme kararı aldı. “Kim takar AİHM’ni?” diyebilirsiniz. Sizi kınayamam.
24.06.2023
“Okumalar, değinmeler” başlığı sizi yanıltmasın, aşağıdaki yazı bu kez farklı. Yaklaşık iki senedir her hafta yazıyorum. Artık biraz ara vermek, kafamı dağıtmak istiyorum. Bir fıkra vardı bir zamanlar: “Bir posta müvezzii varmış. Yıllık iznini almış. Şehri dolaşmaya çıkmış.”
Tatilde dahi boş duramayan, “meşguliyetle tedavi” raporu almış biri olarak, eski (2020-21) birkaç yazımı elden geçirip takdim edeceğim.
*
Yakın gelecekte “iyi dilek” için sebep kalmayacağı söyleniyor. İyi dilek taşıyıcıların yadırganacağı, tavırlarından vazgeçmezlerse karantinaya alınacakları, öpüşmek arzusu ve “gönlüm seher yeli gibi, daldan dala essem diyor” gibi yaşamak coşkusu taşıyan şarkıların yasaklanabileceği… Bunayan bir gezegendeyiz.
Bir yanda meşhur koronavirüs + ölümcül iklim değişiklikleri + tutunabildiği yere sıkışmış birkaç yüz milyon sığınmacı + evine ya da işyerine sıkışmış birkaç milyar insan + kadın öldürebilme kolaylığı ve cezasızlığı + hak arama yollarının kapalılığı (siz istediğiniz ekleri yapabilirsiniz)…
Öte yanda yangına körükle giden kömürcüler, petrolcüler, karbon salıcılar, insanları yerinden yurdundan ediciler, teşkilatları, yancıları, getir götürcüleri, boku püsürü… Hayatımızın kalitesine dair kararlar alıp verebilen efendilerin “ölen ölür, eğer işe yarıyorlarsa kalan sağlar bizimdir” şeklinde zihniyetleri. O zihniyeti üzerimize fışkırtan medyaları, saygın kurulları, kurumları… Bunalan bir gezegendeyiz.
“Toplum iğrenç bir barbarlığa doğru sürükleniyor.”
Belki de ilk defa (emin değilim ilk olduğundan) bu kadar yoğun ve sert bir biçimde, Bağcılar’dan Çemişgezek’e (*), dünyanın birbirlerine uzak ve ilişkisiz görünen köşelerinde yaşayan insanlar olarak aynı musibet ile yüz yüzeyiz. (Fakat her birimiz biricik’iz. Vallahi öyleyiz. “Ah, canım ben”lerden oluşan biz. Bu parantez içini yazmayaydım şişerdim. Cümleyi parantezden çıkarırsam yazı şişer.)
Slavoj Zizek, Covid salgınının gelecekteki gerçek krizin yalnızca küçük bir testi olduğunu söylemiş. Zizek kim?
Slavoj Zizek. “Z” harfleri şapkalı, okunuşu: Jijek. Sloven Marksist sosyolog, filozof ve kültür eleştirmeni. İdeoloji, köktendincilik, hoşgörü, politik doğruluk, küreselleşme, öznellik, insan hakları, Lenin, mit, internet, post-modernizm, post-marksizm, çokkültürlülük vb. gibi her ota maydanoz olabilme yeteneği vardır. (Wikipedia koktu ortalık bir an.)
Bay Zizek ima etmiyor, net konuşuyor:
“Toplum iğrenç bir barbarlığa doğru sürükleniyor. Umut etmek istiyorsak, eski hayatımızın bittiğini kabul etmeliyiz. Yeni bir normal icat etmeliyiz. Üçüncü dalga bir akıl hastalığı dalgası olacak.”
Ah! Bay Zizek bileydi ki biz burada 3. dalga’nın öncüleriyiz. Sert ve acı tonda konuşan sadece Zizek değil. Güney Kore doğumlu felsefeci, kültür kuramcısı, tükenmişlik sendromu, internet, aşk, siyaset felsefesi gibi konulara kafa yoran (**) Byung-Chul Han:
“Koronavirüs bizi bir ‘sağ kalma toplumuna’ indirgedi. İyi yaşama duygusunu tamamen kaybeden, hazzın da sağlığa feda edildiği bir sağ kalma toplumuna. Bu gidişle sanki daimi bir savaş halinde yaşıyormuşuz gibi, sağ kalmak nihai gerçeğimiz haline gelecek.”
Ah! Bay Byung bileydi ki biz o nihai gerçeğin bizzat kendisiyiz. Bu manada, Bay Zizek’in “gelecek” dediği şey biziz. Geldik yani. Erken mi oldu acaba gezegen için?
Tarih ve siyaset bilimci Prof. Dr. Hamit Bozarslan el yükseltiyor: “İnsanlığın karşısında iki ihtimal var: Ya küresel tiranlık rejimleri ya enternasyonalizm.” (İrfan Aktan söyleşisi, Gazete Duvar) Hamit Bozarslan Hoca’ya saygın sevgim vardır. Hayat ne zaman iki seçenek sunsa ben hep üçüncü bir yol ararım. Belki de yoktur. Ama ararım.
Beşinci günün şafağı
Bu ahval ve şerait içinde bazı insanlar, “beşinci günün şafağında” gelen müjde gibi dünyanın her tarafında ışıldıyorlar. Mesela dünyaya kafa tutan Portekiz altılısı!
Takdim ediyorum:
“Yaşları sekiz ila 20 arasında değişen Portekizli yaşam savunucuları, iklim kriziyle mücadelede 'görevlerini yerine getirmedikleri' gerekçesiyle Türkiye'nin de aralarında olduğu 33 ülkeyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne şikayet etti. Altı genç aktivist, fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı bir çevrede büyüme haklarının ihlal edildiğini savundu.” (Sahici Basın)
Kimdir bu insanlar? Birer maceraperest mi? Kafaları mı güzel? Yakından bakalım.
Catarina Mota (20), Cláudia Agostinho (20), Martim Agostinho (17) Mariana Agostinho (8), 2017’de 66 kişinin öldüğü, 204 kişinin yaralandığı ve günlerce söndürülemeyen yangından en çok etkilenen Leiria'dan. Sofia Olivera (15) ve André Olivera (12), 2018'de 44⁰C ile en yüksek sıcaklığı gören Lizbon'dan.
Bu kıymetli insanlar “yaşadıklarımızın sorumlusu küresel iklim krizidir” iddiasıyla, çevre örgütlerinin de desteğiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) iklim davası açtılar. AİHM, bünyesinde ilk kez açılan bu iklim davasına öncelik verme kararı aldı. “Kim takar AİHM’ni?” diyebilirsiniz. Sizi kınayamam.
Davalı 33 ülkeden biri olan Türkiye, koronavirüs günlerinde kömüre ve petrole teşvik verdi, üstüne araba lastiği ve plastik çöpleri biyokütle sayan kanunu geçirdi. Belirtilen eylemlerin icracıları yerli, milli gibi kelimelerin arkasına saklanmaktadır.
Portekiz Altılısı’na destek vermek isteyen olursa adresi şurada: https://www.youth4climatejustice.org. Madem artık küreseliz, imkânı olan desteklesin bence.
Selam ve sevgiyinen
*
(*) Bir zamanlar Erzincan’da, “Çemişgezekli” diye şaka yollu bir olumsuzlama vardı. “Çorumlu” nitelemesi gibi. Çemişgezek, Tunceli/ Dersim’in bir ilçesi. İlçe’nin şaka yollu bu olumsuzlamayı ne zaman ve neden aldığını veya dile nasıl yerleştiğini bilmiyorum.
“Çemişgezek” kelimesine (veya ismine) başka bir yerden bakalım. İsa’dan sonra 969-976 yıllarında Bizans’ın bir İmparatoru var. Adı, Yannis Tzimiskes (John/Jean I. Tzimiskes) Çemişgezekli soylu bir ailenin oğlu. Ermeni kaynaklarına göre bu soylu kişi, Bizans/Doğu Roma Dönemi'nde IV. Ermenistan eyaletinin Khozan (Hozat) bölgesinde, Çemişgezek'te doğmuş. Süryani ve Ermeni kaynakları Beyimizden, Tzimiskes'in bir türevi olan “Çımışkig” ismiyle söz etmektedirler.
Bu detayı 2023 Haziran ayında ekliyor ve bir kamu hizmeti olarak takdim ediyorum. Kaynağım ise, Dr. Öğr. Üyesi Serkan Erdoğan’dır. (Yozgat Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi)
(**) Byung-Chul Han’ı tanıtırken, “….gibi konulara kafa yoran” dedim. “Yorma kafanı” kültüründen geldiğimi itiraf etmiş oldum.