Çin ile yine yeniden?
Çin ile ekonomik yakınlaşma, Ortadoğu’dan beklenen ekonomik desteği de çabuklaştıracak ve bölgede güveni arttıracak bir adım.
29.07.2023
Çin Komünist Partisi (ÇKP) Dışişleri Bakanı Wang Yi, bu hafta Ankara’ya hızlı bir ziyaret gerçekleştirdi. Wang, Brezilya, Rusya, Çin, Hindistan ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS ülkeleri grubunun ziyareti için Johannesburg’dan dönüşünde Türkiye’ye uğradı. Bu ziyaret, Türkiye’nin daveti üzerine gerçekleşti. Wang, ziyarette hem Dışişleri Bakanı Hakan Fidan hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü.
Ziyaretin şu an gerçekleşmesinde en önemli faktör, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik kriz ve Ankara’nın çıkış yolları araması. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 17-19 Temmuz’da, kabinesinin ağır topları ve iş insanları ile gerçekleştirdiği Körfez ülkeleri turundan sonra, Çin ile temas kurulması da beklenebilecek bir durumdu. Ancak, Wang’ın Güney Afrika yolundan ülkesine dönerken, rotasını Türkiye’ye çevirecek biçimde davet alması, Ankara için Çin ile ilişkilerin geliştirilmesinin öncelik listesinde yukarı tırmandığını gösteriyor. Ankara’nın Çin ile görüşmeyi hızlandırmak istemesinin ardında, Körfez ülkelerinden gelecek yatırım ve sağlanacak finansal kaynakların beklenenden daha yavaş ve kademeli gelmesi, güven arttırıcı şartlara bağlanması da yatıyor.
Beijing’in, Ankara’nın gözünde “siyasi sermayesi”nin artmasının çeşitli sebepleri var. Bu sebeplerin hemen hepsi de ekonomik. Her ne sebeple olursa olsun, Türkiye ve Çin’in ilişkilerinde “beyaz bir sayfanın” açılıyor olması çok muhtemel. Zira Wang Yi’nin, iş başı yapar yapmaz bir ülkeye yaptığı ilk resmî ziyaret Türkiye’ye gerçekleşmiş oldu. Wang, tecrübeli bir diplomat; 2013-2022 yılları arasında Çin’in dışişleri bakanlığını üstlenmişti.
Çin’in 2022 sonunda göreve atanan Dışişleri Bakanı Qin Gang’ın, Temmuz sonundan beri gözlerden uzak kalması ve ardından görevden alınmasıyla sonuçlanan “sessiz kriz” ertesi, Wang göreve geri çağrıldı. Wang, Qin’in Dışişleri Bakanlığı’na atanmasıyla beraber Merkez Komitesi Politbüro Üyesi ve Dışişleri Merkez Komisyonu Ofisi Direktörü görevlerine getirilerek, siyasi kariyerinde basamak atlamıştı.
Çin-Türkiye ilişkilerinin seçimlerden önce kaldığı nokta
Wang, en son 25 Mart 2021’de Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmüştü. Çavuşoğlu, kendisinden “dostum” olarak bahsediyordu. O dönem, Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, “Çin'in Türkiye ile dostane işbirliğini derinleştirmeye hazır olduğu” belirtilmişti. Aynı açıklamada ve Wang’ın Erdoğan'la yaptığı görüşmede, "temel çıkarlarla ilgili konularda her iki tarafın birbirini anlamaya ve desteklemeye devam etmesi gerektiğini vurguladığı; Çin ve Türkiye arasındaki ilişkilerin siyasi temelini korumak amacıyla birbirlerinin içişlerine karışmama konusunun altını çizdiği” vurgusu da yer almıştı.
Bu da, bir dönem Türkiye ve Çin arasında gerginlik yaratan Uygur konusunda, Çin’e karşı negatif tutum takınılmamasının talep edildiği manasına geliyordu. Bu alanda karşılıklı anlayış sürse de, Meclis Grup toplantısında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Cumhur İttifakı’ndaki ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’nin lideri Devlet Bahçeli Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir’i Türkiye davet etmişti. Fakat, bu konuda, MHP tarafından somut bir adım atılmadı ve gerginlik de yaşanmadı.
İki ülke arasında nahoş bir esintinin olduğu son dönem, Mayıs seçimleriydi. Çin’de medyada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlığının iyi olmadığına yönelik iddialarla ilgili bazı haberler yer alması, Ankara’nın tepkisine yol açmıştı. Çin’in uluslararası medya kuruluşu CGTN’in Amerika’da faaliyet gösteren kolu tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında, Erdoğan’ın sağlığı sorgulanmıştı. Cumhurbaşkanlığı’nın serzenişleri üzerine bu paylaşımlar silindi ve Çin Dışişleri’nden “Türkiye’nin dost bir ülke olduğu ve içişlerine karışmadıkları” mesajı geldi.
Asıl mesele cılız kalan ekonomik ilişkiler
Tüm bunların ötesinde, Türkiye ve Çin arasındaki asıl mesele, ilişkilerin potansiyelinin bir türlü geliştirilmemesi. Bir yandan bakıldığında, Çin Halk Cumhuriyeti, Türkiye’nin dış ticarette Rusya Federasyonu’ndan sonra en büyük ticaret ortağı. Türkiye’nin 2022’de Çin’den gerçekleştirdiği ithalat, TÜİK verilerine göre yaklaşık 41 milyar Dolar tutarındaydı. Buna karşılık, Türkiye’nin Çin’e ihracatı 3,2 milyar Doları ancak bulabildi.
Bu arada, TÜİK rakamları ve Çin’in resmî verileri arasında da fark olduğuna dikkat çekelim: Çin’in ticaret verilerine göre, Türkiye’ye ihracatları 34,03 milyar Dolar ve ithalatları da, 4,52 milyar Dolar.
Her halükarda, Çin-Türkiye ticaretinde geliştirilecek yüksek bir potansiyel var. Dahası, Türkiye’nin Körfez ülkeleriyle olan toplam ticaret hacmi 22 milyar Doları ancak buluyor: Çin ile olan ticaret, geliştirilmemiş hali ile bile, Körfez ile olanı katlıyor.
Ortadoğu’ya açılan yolda Çin etkisi
Ayrıca, Çin’in Körfez ülkeleri başta olmak üzere Arap dünyası ile de sıkı ekonomik ve politik ilişkileri var. Son olarak, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen 10. Çin-Arap Ekonomik Forumu, bu ilişkilerin gövde gösterisi gibiydi. Çin’in sadece Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan ile değil; Türkiye’nin arasını düzeltmeye çalıştığı Mısır ile de sıkı ilişkileri var. Ötesinde, Çin’le yakın ilişkileri bulunan bir diğer bölge ülkesi İsrail. Bu nedenle, Çin ile ekonomik yakınlaşma, Ortadoğu’dan beklenen ekonomik desteği de çabuklaştıracak ve bölgede güveni arttıracak bir adım.
Diğer yandan, Çin’in Ukrayna Savaşı’nda Rusya’ya yakın, proaktif bir politika izleyeceği beklenirken; bu rolü asıl üstlenen Türkiye oldu. Çin’in kendisi, arasının iyi olduğu Ukrayna ile yakınlığını bozmayacak şekilde arka planda kalmayı ve Rusya’nın ısrarına rağmen, “orta yolu” seçti. Geçtiğimiz aylarda da, savaşı noktalamak için arabulucu rolü üstlenmek için adımlar da attı. Bu adımların en somutu, Şubat’ta sunduğu 12 maddelik barış planıydı. Ankara’nın Batı ve Ukrayna ile Rusya arasındaki gidip gelen duruşuysa, Çin tarafından da yakından izleniyor. Temmuz ortasında Rusya tarafından sonlandırılan Tahıl Koridoru’nun Çin’in yakın ilişkileri ve yatırımları olan Afrika ülkelerini de olumsuz etkilemesi, Beijing’in Tahıl Koridoru’nun yeniden açılması veya yeni formüller oluşturulması arayışına yol açıyor.
Türkiye ve Çin’in temaslarında asıl rolü, yakın dönemde savunma sanayi başta olmak üzere; Beijing’in yapabileceği yatırımlar oynuyordu. Çin’in Türkiye’deki yatırımları ve yeni yapabileceklerini ise ayrı bir yazıda ele alacağız.