48 avukat “terör” suçlamasıyla gözaltına alındı
48 avukatın gözaltına alınmasına ilişkin P24’e konuşan Emma Sinclair-Webb, savunma hakkının Türkiye’de yok sayıldığını söyledi
14.09.2020
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla düzenlenen operasyonla 48 avukat ve 7 stajyer avukat, 3 ihraç hâkim, 1 ihraç hâkim adayı ile 1 Hukuk Fakültesi mezunu toplam 60 kişi “terör” suçlamasıyla 12 Eylül 2020 tarihinde gözaltına alındı.
Operasyonla ilgili açıklama yapan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, itirafçı beyanları, iletişimin dinlenmesi ve teknik takip sonucunda “15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ mensuplarının soruşturma ve kovuşturma işlemlerini örgütsel talimat ve saikle takip ederek avukatlık faaliyeti görüntüsü altında örgüt lehine yönlendirmek ve böylece örgütsel faaliyetlere katılmış olmak” isnatlarıyla 60 kişi hakkında gözaltı kararı alındığını söyledi. Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, “Avukatlık görüntüsü altında FETÖ soruşturmalarını örgüt lehine yönlendirdiler” ifadeleri kullanıldı.
Avukatların, “FETÖ'nün avukatlık yapılanmasında oldukları” iddiasıyla gözaltına alınması barolar, hukuk örgütleri ve avukat grupları tarafından tepkiyle karşılandı. Yapılan açıklamalarda savunma hakkına dikkat çekilerek avukatın müvekkiliyle özdeşleştirilemeyeceğine değinildi.
“Savunma hakkı Türkiye’de yok sayılıyor”
1 Eylül günü yeni adlî yıl açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açlık grevinde hayatını kaybeden avukat Ebru Timtik’in fotoğraflı pankartının İstanbul Barosu binasına asılmasını manidar, avukatların cübbeleriyle cenazeye katılmalarını da “kabul edilemez” bulduğunu ifade etmişti. Erdoğan konuşmasının devamında, “Bu yapılan işlerin avukat-müvekkil işleriyle ilgisi olmadığı açıktır. Diğer kurumlarda terör örgütleriyle böylesine içli-dışlı olan kişiler nasıl mesleklerinden men edilebiliyorsa, avukatlar için de böyle bir yöntemin gerekip gerekmediği tartışılmalıdır” çıkışında bulunmuştu.
Erdoğan’ın konuşması ardından gelen operasyon konusunda sivil toplum temsilcileri ve hukukçuların görüşlerine başvurduk.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Türkiye Raportörü Emma Sinclair-Webb, avukatlara dönük gözaltılarla ilgili P24’e açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın söz konusu konuşmasınıhatırlatan Sinclair-Webb, “Bu operasyon, ‘FETÖ avukat yapılanması diye bir risk var terör faaliyetleri içinde bulunuyorlar’ algısını yaratmak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın argümanlarını doldurmak için yapılan uyduruk bir operasyon olabilir” dedi.
Emma Sinclair
Gözaltına alınan avukatlara sorulan soruların tamamen meslekî faaliyetleriyle ilgili olduğunu söyleyen Sinclair-Webb, “Avukatlar müvekkilleri ile özdeşleştirilemez. Kim olursa olsun herkesin savunma hakkı vardır. Savunma hakkı temel bir ilkedir. Ancak bu ilke Türkiye’de yok sayılıyor. Bu operasyon avukatları meslek olarak kontrol altına alıp savunma hakkını fiilen kısıtlanmak anlamına geliyor” diye konuştu.
“Suçlama doğrudan doğruya avukatlık faaliyetiyle ilgili”
Anayasa hukukçusu Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak da müvekkili yalan söylese dahi onu savunmak zorunda olan avukatın, bundan dolayı cezai sorumluluğunun olamayacağını söyledi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte avukatların cezaevinde olan müvekkilleri ile görüşmelerinin kayıt altına alındığını hatırlatan Altıparmak, soruşturma kapsamında gözaltına alınan avukatların mesleğinin dışında hareket ettiğine dair herhangi bir kanıt bulunmadığını belirtti.
Altıparmak, “Avukatların doğrudan doğruya şiddete bulaştığının iddiası yoksa suçlama doğrudan doğruya onun avukatlık faaliyetiyle ilgilidir. Avukatın müvekkiline ‘itirafçı olma’ demesi olağandır. Görevinin kapsamı içinde müvekkilini yönlendirebilir. Müvekkil, ‘beni zorladı’ gibi bir şikâyette bulunmadıysa siz kendi kendinize bir soruşturma yürütemezsiniz” dedi.
“Tüm avukatlara verilen bir gözdağı”
Gözaltılara ilişkin Avukat Hakları Grubu, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, Katılımcı Avukatlar, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Çağdaş Avukatlar Grubu ve Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu tarafından ortak bir açıklama yapıldı. “Savunmaya dokunma” başlıklı açıklamada, adil yargılanma hakkında değinilerek avukatların müvekkil ve dava seçimi nedeniyle suçlanamayacağının altı çizildi. Açıklamada, avukatların gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınması “tüm avukatlara verilen bir gözdağı” olarak değerlendirildi.
“Avukatlar müvekkillerinin davalarıyla özdeşleştirilemez”
Batman, Van, Diyarbakır, İzmir, Şanlıurfa ve Gaziantep Baroları da Twitter hesapları üzerinden gözaltılara ilişkin açıklama yaptılar:
Batman Barosu:
Halklarında gözaltı kararı verilen 48 Avukat ile ilgili soruşturmanın ayrıntılarına henüz vaki değiliz ancak Ülkemizin de tarafı olduğu Havana Kuralları der ki; “Avukatlar görevlerini icra etmeleri nedeniyle müvekkilleriyle veya müvekkillerinin davalarıyla özdeşleştirilemezler.
Van Barosu:
Dikkat: Avukatlık tehlike altında! Bugüne kadar defalarca ifade ettik, anlaşılması ve uygulanması açısından tekrar tekrar ifade edeceğiz; Avukat müvekkillerinin davalarıyla özdeşleştirilemez! Meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.
Diyarbakır Barosu:
Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan ‘operasyon’ kapsamında çok sayıda meslektaşımız ve stajyer avukat gözaltına alınmıştır. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre gözaltına alınan meslektaşlarımıza doğrudan avukatlık mesleğini hedef alan, ‘meslek sırrı’ kapsamındaki bilgileri ifşaya yönelik sorular sorulmuş, meslektaşlarımız avukatlıklarını yaptıkları kişiler nedeniyle suçlanmıştır. Baroların ortak itirazlarına rağmen Avukatlık Yasasında güncel ihtiyaçlardan ziyade, ‘siyasi reflekslerle’ yapılan değişikten umduğunu bulamayanlar, aynı gayeyle bu sefer de tek tek avukatları hedef almaktadır. Yargının diğer iki ayağını kendi siyasi ikbali uğruna ‘kanatları altına’ alan iktidar, savunma makamını temsil eden baroları ve avukatları da etkisiz kılarak, erkler ayrılığı ilkesini tümüyle ortadan kaldırmayı ve yurttaşları savunmasız bırakmayı hedeflemektedir. Avukatlar ve barolar, bu keyfi soruşturmalar karşısında susmadı, susmayacak. Ulusal ve uluslararası hukuk standartlarına aykırı olan, bağımsız savunmayı susturmayı, ortadan kaldırmayı ve nihai olarak yurttaşları savunmasız bırakmayı amaçlayan bu ‘operasyon’ derhal durdurulmalı, gözaltına alınan meslektaşlarımız serbest bırakılmalıdır.
İzmir Barosu:
Avukatların görevleri nedeniyle müvekkilleri ile özdeşleştirilmesi anlayışından derhal geri dönülmesini ve mesleki faaliyetleri sebebiyle gözaltına bulunan tüm meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Şanlıurfa Barosu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın baro ve avukatlar hakkında yapmış olduğu talihsiz açıklama ile birlikte; avukatlar terör örgütleriyle ilişkilendirilme çabasına girilerek 7 ilde 48 meslektaşımız hakkında FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltı kararı verilmiştir. Daha önce de açıklamalarımızda defalarca belirttiğimiz gibi avukatların müvekkilleri ve müvekkillerine isnat edilen suçlamalarla özdeşleştirilmesi siyasal iktidarın savunma makamını itibarsızlaştırma için sistematik bir şekilde kullanmış olduğu bir argüman haline getirilmiştir. Şanlıurfa Barosu olarak savunmayı sindirmek ve itibarsızlaştırmak için yapılan hukuka aykırı ve yanlı her türlü girişime karşı olduğumuzu belirtiyor, sırf mesleki faaliyetlerini icra ettiği için gözaltına alınan meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Gaziantep Barosu:
Avukatlar terör örgütleriyle ilişkilendirme çabasına girilerek 7 ilde 48 meslektaşımız hakkında FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltı kararı verilmiştir. Daha önce de açıklamalarımızda defalarca belirttiğimiz gibi avukatların müvekkilleri ve müvekkillerine isnat edilen suçlamalarla özdeşleştirilmesi siyasal iktidarın savunma makamını itibarsızlaştırma için sistematik bir şekilde kullanmış olduğu bir argüman haline getirilmiştir. Gaziantep Barosu olarak savunmayı sindirmek ve itibarsızlaştırmak için yapılan hukuka aykırı ve yanlı her türlü girişime karşı olduğumuzu belirtiyor, sırf mesleki faaliyetlerini icra ettiği için gözaltına alınan meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
“Baro’ya değil basına haber verildi”
Avukatlar Ömer Turanlı, Barış Çelik, Murat Akkoç ve Nurullah Albayrak gözaltılar sırasında yaşanan hukuksuzlukları tutanak altına aldılar. 17 maddelik tutanağa göre, avukatların evlerinde yapılacak aramada Baro temsilcisi bulunması zorunlu olmasına rağmen Baroya haber verilmediği ancak polis ya da savcılık tarafından bilgilendirilen basın mensuplarının ev aramalarına katıldığı belirtildi. Tutanakta, Ankara Barosuna ev aramaları bitirilip ofis aramalarına başlandığı sırada haber verildiği kayda geçirildi.
“Savcılığın görevlendirdiği avukat ifadelere zorla dahil edildi”
Gözaltılar sırasında yaşanan hukuksuzlukların belgelendiği tutanaktaki diğer maddeler ise şu şekilde: “Bürolarda yapılan aramalarda avukatların takip ettiği davalara ilişkin dosya ve belgeler alınıyor. Sulh Ceza Hâkimliği kararında avukatların dava dosya bilgilerinin ayrı bir zarfa konulması gerektiği belirtilmesine rağmen bu karara da uyulmuyor. Gözaltına alınan avukatlardan birisi 8 aylık hamile diğeri de yeni doğum yapmış iki kadın avukat. Hamile ve yeni doğum yapmış kadınların tutuklanması ve cezaevine konulması yasaklanmasına rağmen çağrılsalar ifade için gelecek bu kadınlar sabah 5.30 da gözaltına alınıyor. Kendi avukatıyla ifadesine başlayan kadın avukatın ifadesi kesiliyor ve savcılık tarafından gönderildiği belirtilen başka bir avukat ifadeye katılıyor kendi avukatı çıkartılıyor. Savcılık tarafından görevlendirilen özel bir avukat, gözaltına alınan avukatların ifadesine zorla dahil ediliyor. Gözaltına alınan avukatların kendi özel avukatıyla görüşmesine izin verilmiyor. Gözaltına alınan avukatların ilk 24 saat içinde kimseyle görüşmesine izin verilmiyor. Hakim tarafından verilmiş bir karar olmamasına rağmen gözaltının 12 gün süreceği belirtiliyor. Arama esnasında kadın avukatlar mukavemette bulunmamasına rağmen elleri arkadan kelepçelenerek kötü muamelede bulunuluyor. Gözaltına alınanlar arasında daha önceden yargılanıp beraat etmiş avukatlar bulunuyor. Gözaltı gerekçesinde avukatların iktidar tarafından ‘terör suçlusu’ olarak gösterilen kişilerin avukatlığını yapmaları gösteriliyor.”
Gözaltındaki avukatlara sorguları sırasında sorulan “Bu zamana kadar ne tür davalarda avukatlık yaptınız? Avukat olduğunuz dosyaların kaç tanesi FETÖ ile ilgili? Vekil olduğunuz dosyalarda müvekkiliniz size nasıl ulaşmaktadır? Vekil olduğunuz dosyalarda aldığınız belirli bir ücret var mıdır? Ücreti neye göre belirliyorsunuz? Şu kişi ile ilişkiniz nedir, neden ondan ücret almadınız? Müvekkilinizin ifadesini neden değiştirmek istiyorsunuz?” sorular da tepkilere neden oldu.
HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Twitter hesabından sorulan sorularla ilgili şu mesajı paylaştı:
Gözaltına alınan avukata soru:
‘-Konuş, niye çiçekçiyle konuştun?
-Müvekkilimin evlilik yıldönümüydü, benden siparişi iletmemi istemişti’
Avukatlık faaliyeti suç olarak gösteriliyor
Ey halkım…!
Bu vb. susarsanız bir gün sizi savunacak av. bulamazsınız!!!