Yargısız infaz kurumsallaşıyor!
İnternet yayınlarına ilişkin tasarı, TİB’i dev bir sansür aygıtına çeviriyor.

01.02.2014
5651 sayılı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da önemli değişiklikler yapan ‘torba yasa’ tasarısı, “sorunlu alanları özgürlükleri gözeterek düzenleme” amacını ilan etse de, bunun zıttı sonuçlara yol açacak hükümlerle dolu.
Örneğin, kişisel hakkı ihlal olduğunu iddia eden kişi bir mahkeme kararı aldıktan sonra “aynı mahiyette” kişisel hak ihlali iddialarında başkaca bir mahkeme kararı almaksızın istediği kadar web sitesini kapattırabilecek. (5651 sayılı kanunun 9 uncu maddesine eklene 8. Bend) Çünkü söz konusu düzenlemede “aynı” denmiyor, “aynı mahiyette” deniyor. Söz konusu ihlalin mahkeme kararında belirtilen “aynı mahiyette” olduğuna kim karar verecek, bu durum nasıl denetlenecek, bu da belli değil. Bu durumun sansür dışında sonuçlara yol açması pek mümkün değil.
Telekominikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) Başkanının kararları ile kapanan internet siteleri için sadece “sulh ceza mahkemesine gidilebilir” diye ucu açık bir hüküm getirilmiştir. Mahkeme ne kadar zamanda karar verecek, ne kadar süre beklenecek muğlaktır.
TİB Başkanı tarafından uygulatılacak kapatma kararına karşı hiçbir otomatik denetim mekanizması getirilmiyor. Mahkeme kararı aranmıyor. Veya bu karar başka bir yerde denetlenmiyor.
“Özel Hayatın Gizliliğinin ihlali” TCK’nın 134’üncü maddesinde düzenlenmiş olup, bu suç her olayda tek tek, bazen bilirkişi incelemesine başvurularak kararlaştırılacak, şikayete bağlı bir suçtur. Yani bir fiilin “Özel Hayatın Gizliliğinin ihlali” sayılabilmesi için ciddi bir incelemeye gerek vardır. Çok açık “özel hayatın gizliliğinin ihlali” sayılabilecek bir örnek vererek tüm uygulamaların bu kadar kolay tespit edilebileceğini iddia etmek hukuken mümkün değildir. Uç ve tekil nitelikteki örnekleri öne sürüp ceza hukukunun temel prensiplerinin külliyen yok sayılması, adaletsizliğin artmasından başka işe yaramaz.
Kişilerin veya kamu görevlilerinin suç olan, dolayısıyla gizli icra ettikleri rüşvet, yolsuzluk, irtikap gibi fiillerine dair bilgilerin yayınlanması, yani temel gazetecilik faaliyetinin “özel hayatın gizliliği”ne ilişkin bu denetimsiz hükümlerle engellenmesi işten bile değildir. Getirilen denetimsiz kapatma gücü, Google, facebook, twitter gibi sosyal mecralar dahil, içerik üreten ve yayan ya da yayılmasına aracı olan sitelerin “özel hayatın gizliliğinin ihlali” ve “başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçeleriyle kapanmasının yolunu açıyor. O kadar ki, TİB “haklarım ihlal ediliyor” diye başvuran herkesin talebini kabul etmek, yani önce o siteyi kapatmakla memur ediliyor.
Karar olmadan uygulama
Mahkeme kararsız çok geniş alanlarda hak iddiaları ile ilgili hüküm verilerek erişim engellenebilecek. Ayrıca 5651 sayılı kanunun 9/A maddesinin 1,2,3,4,5,6,7n ci fıkraları kapsamında erişimin engellenmesi tam bir sansürdür. Bu, TİB Başkanı’naca yapılan engelleme gibi bir tür yargısız infazdır:
Herhangi bir özel veya tüzel kişi ile kurum veya kuruluş “hakkım ihlal oldu” şu siteyi kapatın diyince TİB hiçbir incelemeye girmeden doğrudan web sitesini kapatacak. Yani yargısız infaz kanun emri.
TİB kendisine yapılan başvuruda hak ihlali yapılıp yapılmayacağını incelemeyecek sadece şekli olarak bakacak. Şekli olarak talep uygunsa erişimin engellenmesi uygulanacak.
Sonra 3 gün içinde mahkeme kararı getirmesi istenecek. Eğer mahkeme kararı getirilmezse site açılacak. Ama üç gün sonra mahkeme kararı getirmeden tekrar aynı web sitesinin kapatılmasını talep ederse TİB mahkeme kararı aramaksızın tekrar kapatma tedbiri uygulayacak.
Bu durumda ilgili kişi konuyu takip ettiği sürece o web sitesi ebediyen kapalı kalabilir!
Fişleme imkanı
Erişim Sağlayıcılarda (TTNET, Süperonline, Türkcell gibi), yer sağlayıcılarda (Türk Telekom, Vodafone Net gibi), toplu kullanım sağlayıcılarda (internet kafeler) gibi. Tüm trafik bilgilerini, abonelerin hangi sitelere girdiğini, nerelere baktığını, hangi e-mailleri attığını vs. 2 yıl borunca tutacak.
Bu veriler her istendiğinde TİB’e, emniyete, MİT’e verilecek.
Bu verilerin tutulması hala “Kişisel verilerin korunması”na ilişkin bir mevzuatı olmayan ülkemizde ciddi suiistimallere sebebiyet verebilecektir.
Girilen sitelerin analizinden kişinin siyasi , kişisel vs. tüm analizleri yapılabilecektir. İnternete giren kişilerin güvenlikleri tehlikeye atılmaktadır.