Kürdistan’a geliyoruz
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Irak Kürdistanı’nda gazetecilere yönelik tehditleri görüşmek üzere Mesud Barzani’nin kapısını çalacak

18.05.2014
Başkan Mesud Barzani ile buluşmamızdan bende kalan en güçlü hatıralardan biri, onun Erbil’in dışındaki Selahaddin kasabasında, bir dağın tepesinde bulunan karargâhına arabayla yılankavi yollardan geçerek tırmanışımızdı. 2008 yılıydı ve CPJ (Gazetecileri Koruma Komitesi) heyeti, o ziyarette, Kürdistan Bölgesel Yönetimi liderinden bölgede “gazeteciliğe elverişli bir atmosfer yaratma” güvencesini almayı başardı.
Gelecek hafta “öteki Irak”a giden bir başka CPJ heyetinin başkanı olarak, başkan ve yönetimiyle görüşmek üzere yeniden aynı tırmanışı yapmayı umuyorum. Kürt Bölgesel Yönetimi’nin çeşitli yetkilileriyle sözleştik ve başkanla da görüşme talebinde bulunduk.
CPJ’in basın özgürlüğüyle ilgili endişelerini doğrudan en tepedekilere iletme konusunda sağlam bir sicili var. Daha bu ay CPJ, ilk önce, yönetiminin başını alamadığı hummalı Dünya Kupası hazırlıkları ve siyasi kargaşa nedeniyle bizimle asla görüşemeyeceği söylenen Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff ile biraraya geldi. Nisan ayında CPJ kadrosu ve icra kurulu üyeleri Pakistan Başbakanı Nawaz Şerif ile buluştu. Her iki görüşmede de liderler endişelerimizi dikkate alarak, bu endişeleri giderme yönünde harekete geçme sözü verdi.
Kürt bölgesi son ziyaretimizden bu yana geçen altı yılda petrol ihracatı ve ticaret sayesinde zenginleşti. Enerjik ve – bölge koşullarında – görece özgür bir basın var. Fakat tehditler, sindirme politikaları, hapis cezaları ve fiziksel saldırılar gibi Kürt gazetecilerin karşı karşıya olduğu birçok temel sorun halen devam ediyor. İki gazetecinin öldürülmesi ve bir televizyon kanalının kundaklanması cezasız kaldı. Geçen ay yayınladığımız “Mountain of impunity looms over Kurdistan journalists (Kürdistan Gazetecileri Cezasız Kalan Suçlar Yığınının Tehdidi Altında)” başlıklı raporda bunların hepsi belgelendi.
Raporda, Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından uygulanması konusunda ısrarcı olduğumuz şu dört tavsiye yer alıyordu:
Serdeşt Osman ve Kawa Garmyane cinayetleri ile Nalia Radyo ve Televizyon (NRT) binasının ateşe verilmesi dahil gazetecilere yönelik tüm açıklığa kavuşturulmamış saldırıların araştırılması ve bütün sorumlulardan hukukun öngördüğü en geniş çerçevede hesap sorulması. Öldürülen ya da kaybolan gazetecilerin ailelerinin, başlarına bir şey geleceği korkusu yaşamaksızın, yakınlarının akıbeti hakkındaki gerçekleri araştırabilmesinin sağlanması.
Serdeşt Osman cinayetini soruşturmak için Başkan tarafından atanan komitenin elde ettiği bulguların ve gazetecilere yönelik saldırılarla ilgili her türlü resmî soruşturmada ortaya çıkan verilerin kamuoyuna açıklanması.
Hiçbir gazetecinin kendi işini yaptığı için yasadışı şekilde gözaltına alınmayacağını temin etmek amacıyla yargı ve güvenlik görevlilerine eğitim verilmesi. Yasadışı gözaltıların alenen kınanması ve sorumlulardan hesap sorulması.
Basın yasasını, suiistimale ve siyasileşmiş kovuşturmalara zemin hazırlayan muğlak ifadeli yasaklardan arındırmak amacıyla bölgenin gazetecileriyle istişare halinde adımlar atılması.
CPJ’in Ortadoğu ve Kuzey Afrika programı koordinatörü meslektaşım Sherif Mansour, raporun yazarı Namo Abdulla ve ben, pazartesi günü Erbil’e vardığımızda, bizimle temasın kendi yönetiminin çıkarına olacağını Barzani’nin anlamasını umuyoruz. Çünkü gazetecilik için elverişli o atmosferin sağlanmasını, başkan gibi, biz de istiyoruz.
* CPJ Başkan Yardımcısı
Türkçesi: Zeynep Nuhoğlu
Yazının İngilizce aslına ulaşmak için tıklayın