Fransa’da sert politik hiciv “Charlie” ile başlamadı

Özellikle Paris’te hiçbir otoriteyi takmayan hiciv geleneğinin özel bir ismi bile vardır: “gouaille”

P24

13.01.2015

 
Fransız politik mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırı benim için de çoktandır ihmal ettiğim bir çalışma alanına kişisel bir yolculuk yapmamı sağladı. Doktora zamanları politik karikatürün ifade özgürlüğünün ve tabuların sınırlarını nasıl zorladığına epeyce kafa yorduğum yıllardı. Özgürlükleri kısıtlı, demokrasileri yaralı toplumlardaki politik karikatür geleneğinin ne kadar yaratıcı ve keskin olabildiğine şaşırdığım dönemlerdi bunlar. Bir de tabii demokrasileri otoritenin alaya alınmasına tahammül üzerine kurulan kültürler mevcut, tıpkı Fransa gibi. Fransız Devrimi öncesinde bile iktidarı elinde tutanlarla, özellikle de saraylılarla alabildiğine dalga geçen yayınlar pek revaçtadır. O dönemlerde Marie Antoinette’in pornografik çizimleri elden ele dolaşmakta, halkın soylulara mizah yoluyla kafa tutması ise sarayı çılgına çevirmektedir.
 
Örneğin 1829 yılında dönemin İçişleri Bakanı François-Régis de la Bourdonnaye tahta oyma ve taş baskı çizimlerin halkın hayal gücünü kolayca harekete geçirdiğinden yakınır. Eğer halkın ahlakı zedelenirse bu yaranın kolay kolay kapanmayacağını söyler. Ertesi yıl Fransız hükümeti “soyluların iktidarına” ya da “kralın dokunulmazlığına” çizimlerle dil uzatanlara ağır cezalar getirir. Bu yasadan ilk nasibini alan Charles Philipon adlı karikatürist olur ve Kral Louis Philippe’in artık tarihe geçmiş kocaman çenesini armut gibi çizince tutuklanır. Mahkemeye çıkarılan Philipon savunmasında “Majestelerinin yüzü armuda benziyorsa ben ne yapayım?” der.
 
Aynı yıl Fransa’nın en büyük karikatürcüsü Honoré Daumier kralı Gargantua biçiminde çizer. Malum Gargantua, Fransız yazar Rabelais’nin canavar karakteridir. Gargantua, Ortaçağda yaşamış açgözlü, zalim ve cahil bir devdir. Annesi onu kulağından doğurmuştur. Honoré Daumier, kralı yoksulları yutup tuvalette zenginleri vücudundan çıkaran bir yaratık olarak çizer ve tabii olanlar olur. Bu karikatür yüzünden Daumier 6 ay hapis yatar. Söz konusu yasa uzun yıllar yürürlükte kalacak ve en az 15 karikatür bu yasaya göre ceza alacaktır.
Özellikle Paris’te hiçbir otoriteyi takmamak üzerine kurulu bu hiciv geleneğinin bir adı bile vardır: gouaille. Fransa’da her türlü dinsel, toplumsal ve politik simgeye kafa tutan, onu alaşağı etmek için mizahı kullanan yıkıcı çizim örneklerini bulmak hiç de zor değildir. Tarih boyunca kendini ulaşılmaz, dokunulmaz, ayrıcalıklı ve diğerlerinden üstün sanan tüm figür ve sembollere açılmış bir savaştır bu.
 
Irkçılığa varan klişe ve kalıplar
 
Ancak bu güçlü karikatür geleneğinin karanlık bir yönü de vardır. Fransız karikatürcüler yıllar boyu ırkçılığa varan klişe ve kalıpları da kullanmaktan çekinmezler. Anglosakson dünyanın ısrarla üzerine titrediği “politik doğruculuk” (political correctness) kavramı da böylece yerle bir olur. Fransız dergilerinde yıllarca “yamyam” olarak çizilen Afrikalılar, abartılı çekik gözleriyle Asyalılar, çengel burunlu Yahudiler ırkçılıkla stereotipleştirmenin arasında gidip gelirler.
Charlie Hebdo dergisi de kuşkusuz Fransa’nın bu geleneğinin bir uzantısını temsil eder. Charlie Hebdo çizerleri herkesle eşit olarak alay ettiklerini söylerler; asıl dertleri dogmalarla ve otoriteyledir. Dergi aşırı sağla ve ırkçı politikacılarla da dalgasını geçer. İmgelerin daima sözcüklerden daha güçlü olduğu su götürmez bir gerçektir. Fransa tıpkı diğer tarihsel ve kültürel değerlerini koruduğu gibi bu sert politik hiciv geleneğinden de ödün vermez. Hatta tam tersi demokrasi ve ifade özgürlüğünün sağlanması için bunu ahlaki bir sorumluluk olarak görür. Charlie Hebdo katliamı bu geleneği tüm dünyaya gösterse de, aslında bu duruşun yalın bir simgesi olarak Honoré Daumier’in kralı Gargantua olarak çizdiği karikatürü bugün Paris’teki Ulusal Kütüphane’de sergilenmektedir.