“Yeni Türkiye’nin katil otobanı”

Evrensel gazetesinin manşetinde, “Yeni Türkiye’nin katil otobanı” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Kuzey rüzgarları ve sert hava koşullarının etkisi altındaki bir bölgede bulunan otoyol, özellikle kış aylarında sıklıkla görülen kuvvetli rüzgâr, don, yoğun kar, sis ve pus gibi doğa olayları nedeniyle ulaşım için güvensizleşiyor. Kuzey Ormanları Savunması sözcülerinden Alper Turaç da bu otoyolun bir ulaştırma projesi değil, emlak geliştirme projesi olduğuna dikkat çekti.

TMMOB 2010’da hazırladığı raporda, bölgede özellikle yeni sanayi yapılaşması ve OSB alanlarının önünün açılacağını söylemiş, bunun da tarım alanları için tehdit ve yeni bir trafik yoğunluğu yaratacağı konusunda uyarmıştı. Kısa sürede tarikat-sermaye bağlantılı ‘dev projeler’ bölgede baş gösterdi. Otobanın yapımında görev alan iki şehir plancısı da TMMOB tarafından meslekten men edildi.”

“Saraygillerin çiftliği olmuş”

BirGün gazetesinin manşetinde, “Saraygillerin çiftliği olmuş” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Hatay TİP Milletvekili ve Gezi tutuklusu Can Atalay’ın kararını görüşen Anayasa Mahkemesinin bir kez daha hak ihlali kararı verdikten sonra İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yolladığı dosya ilk kararda olduğu gibi Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Mahkeme, “Başvuruya konu yeni değerlendirmelerin Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin vermiş olduğu karara dair olduğu gözetilerek karara ilişkin oluşan yeni hukuki duruma karşı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu” değerlendirmesini yaptı. AYM’nin Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararının kesin olarak onaylanması talebi ise bir kez daha görmezden gelindi.”

“Kırılma anı”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Kırılma anı” başlıklı haber yer aldı. Sefa Uyar imzalı haberde şöyle denildi:

“Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki ikinci ihlal kararının gerekçesi önceki gün yayımlandı. AYM’nin bir ihlal kararı kendisine ulaşan mahkemenin anayasal ve yasal yükümlüğünün, AYM’nin ihlal kararlarının uygunluğunu veya yerindeliğini sorgulamak değil, ihlalin sonuçlarını gidermek üzere işlemlere başlamak olduğu vurgulanan kararda, “İstanbul 13. ACM’nin, usul hukukunda kendisine verilmemiş bir yetkiyi kullanarak ihlal kararının gereğini yerine getirmekten kaçındığı” tespiti yapıldı. İstanbul 13. ACM’ye ise hukukçular tepki gösterdi.”