Gürcistan’da halk ayaklanmalarına neden olan “yabancı ajan” yasası 'Rusya'nın emriyle' hazırlandığı savunuluyor. Fotoğraf: Guram Muradov via Civil.ge. 

Gürcistan “yabancı ajan” yasasını geçirdi

Ülke dışından destek alan sivil toplum ve medya kuruluşları, “yabancı ajanlar” olarak etiketlenecek. Yaklaşık 45 gün süren protestolar, polis şiddetiyle karşılandı ve hatta göstericilerin tehdit telefonları aldığı bildirildi. Diğer bir deyişle, yasa daha gelirken baskıcı ortamını da beraberinde getirdi

SEZİN ÖNEY

30.05.2024

Ve Gürcistan’da “yabancı ajan” yasası, tüm protestolara ve ülkedeki muhalefete rağmen yürürlüğe sokuluyor. Yasa, 29 Mayıs’ta Gürcistan parlamentosunda yapılan son oylamayla kanunlaştı. Parlamento, Gürcistan Cumhurbaşkanı’nın vetosunu da geçersiz kıldı. Muhalefet milletvekillerinin çoğu, oylama öncesinde parlamento binasını terk ederek, meclis dışındaki protestoculara katıldı. Şimdi sırada, parlamento sözcüsü Şalva Papuashvili’nin imzasından sonra, 60 gün içinde bu yeni kanunun yürürlüğe girmesi var.

Gürcistan’ın “yabancı ajan” yasası, Türkiye’de de, 9. Yargı Paketi’nin içinde yer alacağı belirtilen “etki ajanlığı” düzenlemesi paralel çizgide. Gürcistan’ın yasasında, ülke dışından destek alan sivil toplum ve medya kuruluşları, “yabancı ajanlar” olarak etiketlenecek. 150 milletvekilinden 84’ünün lehte oyuyla geçen tasarıya göre, “etiketlenmeyi” kabul etmeyen kurumlar, 25 bin Lari (yaklaşık 9500 dolar) para cezasına çarptırılacaklar ve “etiketi” kabul etmedikçe de, her ay 20 bin Lari (7500 dolar) daha ek para cezasıyla karşı karşıya kalacaklar. Sivil toplum örgütleri ve medya kurumları genelindeki endişe, bu yasanın “istenmeyen kurumların” maddi kaynaklarını dondurmak ve hatta onları kapatmak için kullanılabileceği.

Sivil toplum deyince, insan hakları kuruluşları veya yolsuzluk üzerine çalışan kurumlar gibi, hükümeti “rahatsız” edecek çalışmalar içinde olan organizasyonlar aklınıza gelmesin sadece. Sokak hayvanlarına bakmak için kurulan gönüllü barınaklar bile kaygı içinde. Zira, ülke dışından bağış kabul ederek faaliyetlerini sürdürebilen sivil toplum örgütleri de var. Çok da ironik biçimde, tam da Türkiye’de sokak hayvanlarına “uyutma projesi” ve yönelik sert hukuki düzenlemeler ile “etki ajanlığı” yasa tasarısı gündeme gelirken; Gürcistan’dan da farklı biçimde aynı konular tartışılıyor. Yaklaşık 3,7 milyon nüfusu olan Gürcistan’da 500 bin kadar sokak hayvanı bulunduğu belirtiliyor. Ancak, hayvan hakları üzerine çalışan küçük çaplı sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu barınaklar bile artık “ajan” kategorisine sokulma tehdidi ile karşı karşıya. 

Neden “yabancı ajan” yasası?

İktidardaki “Gürcü Rüyası” partisi, bu yasanın ülkeye yönelik “dış güçlerin müdahalesini” önlemek için gerekli olduğunu ileri sürüyordu. Gürcü Rüyası’nın iddiası, sivil toplum kuruluşlarının “devrim” yapmaya çalıştıkları. 

Fakat asıl mesele, Ekim 2024’te ülke çapında yapılacak seçimler öncesinde sivil toplum ve  medyayı kontrol altında tutmak gibi gözüküyor. Muhalefet de, hükümeti, Gürcü Rüyası’nın kurucusu oligark Bidzina Ivavishvili’nin yönlendirmesiyle Rusya’nın uydusuna dönüşmekle suçluyor. Sıfırdan milyarderliğe geçiş yapan, ülke politikasında 2010’dan beri belirleyici rol oynayan Ivavishvili, şu an hükümette yer almıyor; fakat, perde arkasından kontrolü elinde tutuyor. Ivavishvili, 2023’e kadar başbakanlık da dahil, hükümetin hep en tepesinde yer aldı ve Gürcistan’ın Avrupa Birliği başta olmak üzere Batı ile entegrasyonunu destekliyordu. Ne zaman ki, Gürcistan’ın AB üyeliği ciddiye binmeye başladı; gerçekten Avrupa rotasında ilerleyen bir ülkede, tüm siyasi ve ekonomik gücü avucunun içinde tutamayacağını anladı-işte o zaman, Ivavishvili’nin de, söylemini değiştirmeden eylemini değiştirme dönemi başladı. “Söylemini değiştirmeden” diyoruz çünkü; Ivavishvili ve “onursal başkanı” olduğu iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi, hala AB üyeliği ve Batı ile diyaloğu destekliyor. Buna karşılık, “eylemleri”, yabancı ajanlık yasası gibi Gürcistan’ı Batı’dan koparacak yönde şekilleniyor.

Başbakan Irakli Kobakhidze, yabancı ajan yasasının parlamentoda nihai olarak kabul edilmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, bu kanunun, “Gürcistan’ın Avrupa Birliği’ne katılımını sağlamakta daha iyi bir temel oluşturacağını” öne sürmüştü. Kobakhidze, “2030 yılına gelindiğinde Gürcistan, Avrupa Birliği’ne katılmaya tüm aday ülkelerden daha hazırlıklı olacak ve Gürcistan, onurlu, bağımsız, özgürlük ve egemen biçimde Avrupa Birliği’nin bir üyesi olacak” da dedi. 

Gürcistan’da hükümet, AB üyeliği hedefi ile yabancı ajan yasasının ters düşmediği savını, tasarı ortaya çıktığından beri savunuyor. Hükümet yetkilileri, Gürcistan’ın yasasının, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası ve Fransa başta olmak üzere Batı ülkelerinde var olan ve Avrupa Birliği’nin kendi planlandığı “yabancı lobiler” düzenlemelerine benzer olduğunu savundu. Oysa, AB’nin gündemindeki “Üçüncü Ülkeler Adına Çıkarların Temsil Edilmesine İlişkin Şeffaflık Direktifi” önerisi, her ne kadar eleştirilecek yönlere sahip olsa da; Gürcistan’daki yasa ile benzer yönü yok. Kaldı ki, AB’nin içinde “Üçüncü Ülkeler Adına Çıkarların Temsil Edilmesine İlişkin Şeffaflık Direktifi” gibi bir olası yasanın olumsuz sonuçlarıyla mücadele etmekle, Gürcistan’daki “yabancı ajan” düzenlemesi ile mücadele etmeye çalışmak aynı şey değil.

AB’nin kendi sivil toplumu tarafından sertçe eleştirilmesine rağmen, “Şeffaflık Direktifi”, Avrupa Parlamentosu’nda onaylanmaya doğru ilerliyor. AB’nin iddiası, aşırı sağ popülistler ve radikal partileri güçlendiren “dış kaynaklı lobilerin” faaliyetlerine yönelik şeffaflığı sağlamaya çalıştıkları. AB, kendi direktifi ile Rusya’nın, özellikle Ukrayna Savaşı sonrası Avrupa siyasetini “içeriden” lobi faaliyetleri ile etkilemesini engellemeye çalıştığını öne sürüyor. 

Gürcistan’daki yasa ise, kamuoyunda “Rus Yasası” olarak anılıyor ve Rusya’nın sivil toplum ve medyayı bastırmak için şekillendirdiği “yabancı ajan” düzenlemelerinin bir kopyası olarak görülüyor. Ki, içeriğine bakınca Rusya’nın 2012’deki ilk yabancı ajan kanunuyla gerçekten de benzerlikler var.

Mesele sadece yasanın kendisi değil tabii, yaklaşık 45 gün süren protestolar, polis şiddetiyle karşılandı ve hatta göstericilerin tehdit telefonları aldığı bildirildi. Diğer bir deyişle, yasa daha gelirken baskıcı ortamını da beraberinde getirdi.

Gürcistan’da sular durulacak gibi değil

Gürcistan’da yasanın kabul edilmesinin ardından canlı yayında parlamento önünde toplanan protestoculara seslenen Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zourabichvili, “Bugün öfkelisiniz ve haklısınız, ama işimize bakalım” dedi.  Zourabichvili, “Avrupalı ​​bir gelecek mi, yoksa Rusya ile bir gelecek mi” konusunda referandum düzenleme sözü de verdi. Fransa’ya göç etmiş bir Gürcü ailenin kızı olan Zourabichvili, diplomat kökenli bir siyasetçi. Aile kökleri olan ülkesinde siyasete girip yükselen Zourabichvili, bir dönem Gürcü Rüyası Partisi’ni desteklese de, siyasette hep bağımsız kalmayı tercih etti. Zourabichvili, 2018’de Gürcü Rüyası’nın desteğini alarak Cumhurbaşkanı seçilse de, iktidarla artan ölçüde ters düştü. Hükümet, Cumhurbaşkanı’nı yurt dışı bazı ziyaretlere katılmaktan men ettiği gibi, mahkemelik de oldular.

Normalde Cumhurbaşkanı’nın imzalamasıyla yürürlüğe girecek yasa, Zourabichvili’nin reddetmesi nedeniyle parlamento başkanı tarafından onaylanarak devreye girecek.

2023’te AB’nin üye adayı olarak resmen ilan edilen Gürcistan’ın Birlik’in bir parçası olabilmesi, Gürcü Rüyası iktidarı dışında yeni bir hükümet seçmeden imkansızlaşacağa benziyor. Avrupa Komisyonu Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell, Gürcistan Parlamentosu’ndaki oylama sonuçlandıktan sonra, duyduğu “derin üzüntüyü” dile getirdi. Yasanın, “AB’nin temel ilkelerine ve değerlerine aykırı olduğunu” ve “Gürcistan’ın AB yolunu olumsuz etkileyeceğini” sözlerine ekledi. Borrell, “AB ve üye devletleri bu gelişmelere tepki vermek için tüm seçenekleri değerlendiriyor” diyerek malumu ilan da etti: AB’nin Gürcistan’a yaptırım uygulaması bekleniyor.

Ne var ki, yasanın Gürcistan parlamentosunda 14 Mayıs’ta kabul edilmesinin ardından, AB üye ülkeleri ortak bir bildiri yayınlayıp Gürcistan’ın AB’ye katılım sürecini bıçak sırtına getiren yasayı kınamayı başaramadılar. Çünkü iktidardaki Fidesz partisinin son iki yıldır Gürcistan Rüyası ile samimi ilişkiler geliştirdiği başbakan Viktor Orbán liderliğindeki Macar hükümeti, AB’nin açıklamasını engelledi.

ABD ise tepkilerinde daha sert davranıyor: ABD Dışişleri Bakanlığı, “demokrasiye zarar veren” Gürcü Rüyası temsilcilerine vize kısıtlamaları uygulayacağını duyurmuştu. ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu da, Cumhuriyetçiler ve Demokratların ortak yaptırım kararlarını geçirecek.

Gürcistan’ın kendisi içinde de, yaklaşık 200 sivil toplum kuruluşu, yabancı ajan yasasını tanımayacaklarını belirten bir deklarasyon yayınladı. Ekim’deki seçimler de, Gürcü seçmenlerin tasavvurunda Avrupa ile Rusya arasında tercih yapılan bir oylamaya dönüşeceğe benziyor. Gürcistan Rüyası ise, iktidarını yeni baskıcı yasalar çıkarmak için kullanacağa benziyor: sırada şimdi de, “LGBTQ hareketini yasaklama” düzenlemesi var.