Aşırı sağ karşıtlarının gösterisinden. "Fransa'nın kumaşı göçle dokunmuştur" yazıyor. Fotoğraf: ANI News Agency.

Fransa sağ gösterip sol vurdu

 Fransa’da erken seçimlerin ikinci turu tamamladı. İlk turda sandıktan birinci çıkan aşırı sağcı parti Ulusal Birlik’e (Rassemblement National, RN) karşı oluşturulan blok işe yaradı, RN seçimi üçüncü parti olarak tamamladı

SEDA KARATABANOĞLU

09.07.2024

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 9 Haziran’da yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde aşırı sağın birinci olmasının ardından Ulusal Meclis’i feshetmiş ve erken seçime gidileceğini açıklamıştı.

30 Haziran’da yapılan ilk tur seçiminde aşırı sağcı parti RN, oyların yüzde 34’ünü, sol ve çevreci partilerin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi (Le Nouveau Front Populaire) yüzde 28,1’ini, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Rönesans’ın liderliğindeki Cumhuriyet için Hep Birlikte İttifakı ise oyların yüzde 20,3’ünü almıştı.

7 Temmuz’da yapılan ikinci turda ise NFP zaferle çıktı. 182 vekil çıkaran NFP’yi 168 vekil ile Cumhuriyet için Hep Birlikte İttifakı izledi. Cumhuriyetçi (LR) adayların da olduğu RN listelerinden ise 143 vekil seçildi.

577 sandalyeli mecliste çoğunluğu sağlamak için 289 sandalyeye sahip olmak gerekli. Ancak mevcut durumda hiçbir ittifak/parti bunu sağlayamıyor. Koalisyon görüşmelerinin başlayacağı önümüzdeki günlerde Fransa’yı tansiyonu yüksek günler bekliyor.

Ne oldu da Fransa sağ gösterip sol vurdu?

Neoliberal politikalar, pandemi ve Ukrayna savaşıyla birlikte ortaya çıkan işsizlik, gıda krizi, enerji krizi, güvencesizlik gibi temel sorunlara bir çözüm üretemedi. Çözüm üretmek bir yana neoliberal politikalar bu sorunların kaynağını temsil ediyordu. Enflasyondan etkilenen halkın alım gücü ciddi anlamda düştü. Sol siyasetin politika üretmesi için tüm koşullar uygun olsa da kapsamlı bir iktidar programı ortaya çıkmadı. Sol, halkta karşılığı olmayan, popülist politikalara hapsolmuş durumdaydı. Bu esnada aşırı sağ mevcut sorunların nedeni olarak neoliberal politikaları değil göçmenleri işaret ediyordu. Medya ise bunu destekleyen bir tutum takınmıştı. Göç ve güvenlik sorunları aynı anda tartışılmaya başlanır oldu.

Yaşadığım kentin yerel gazetelerinde bile neredeyse her gün göçmen/göçmen kökenlilerin karıştığı şiddet olaylarına dair haberler yayınlanmaya başladı. Bu durum tepkilerin iktidara değil de göçmenlere yönelmesinin önünü açtı. Aşırı sağın şeytanlaştırdığı göç dalgasının son yıllarda arttığı bir gerçek. Ancak popülist söylemlerin gölgesindeki göç tartışmaları, şeffaf ve çözüm odaklı bir düzlemde tartışılmadığı sürece sorunların daha da büyüyeceğini söylemek hiç de zor değil.

Tüm bu politik ve toplumsal tartışmalar RN’i AP seçimlerinde birinci parti yaptı.  Aşırı sağın açık ara farkla birinci olmasının ardından Macron, “Anayasamızın 12’nci maddesinde öngörülen değerlendirmelerden sonra parlamenter geleceğimizi seçimlere giderek size geri vermeye karar verdim. Bu nedenle bu akşam Ulusal Meclisi fesh ediyorum” sözleriyle erken seçimi duyurdu.

11 Haziran 2024, Libération gazetesi manşetinden « Halk cephesi oluşturun » çağrısı yaptı.

Seçim duyurusunu üzerine sol kanattaki partiler hareket geçerek ittifak çalışmalarına başladı. Boyun Eğmeyen Fransa, Sosyalist Parti, Komünist Parti, Ekolojistler ittifak anlaşmasına vardı. İttifaka başka küçük parti ve adaylar da destek verdi. Aşırı sağ durdurmak için bir araya gelen ittifak, 1936’da faşizme karşı kurulan ‘Halk Cephesi’ne (Front Populaire) atıfla ‘Yeni Halk Cephesi’ (Nouveau Front populaire) ismini aldı.

İttifakın başlıca vaatleri arasında net asgari ücreti 1400 Euro’dan 1600 Euro’ya çıkarılması, Macron tarafından 64’e yükseltilen emeklilik yaşını 60’a düşürülmesi, servet vergisi getirilmesi, kadın-erkek arası maaş eşitliği, regl izni, sağlık ve sosyal refah harcamalarını artırılması, bağımsız Filistin devletinin tanınması yer aldı.

Seçim döneminde basın ve anket şirketleri RN’nin seçimleri birinci tamamlayacağı, NFP’nin ise başarısız olacağı yönünde söylemler üretti. Emekçiler ve gençlik hareketleri dahil olmak üzere geniş halk kesimleri ise “No Pasaran/Geçit yok” ve “Siamo tutti antifascisti/Hepimiz antifaşistiz” sloganlarıyla NFP programı kapsamında çalışmalar yürüttü.

1 Temmuz 2024, Libération gazetesi manşetinden « Blok oluşturun » çağrısı yaptı.

Aşırı sağa karşı aşırı sol

AP seçimlerindeki rüzgarı arkasına alan RN, seçimlerin ilk turunu da birinci tamamladı. Macron liderliğindeki iktidar bloğu ve NFP ikinci tur için üçüncü sırada kaldıkları yerlerde, aşırı sağa karşı diğer aday lehine adaylıktan çekileceklerini açıkladılar.

İkinci turda aşırı sağın durdurulmasında blok oluşturma stratejisi işe yaradı. Ancak blok oluşturma stratejisinde bu kez farklı bir özellik dikkati geçiyordu. Yakın tarihte aşırı sağa karşı birleşilen cephe merkez siyasetti. Bu kez aşırı sağa tehlikesinin karşısında merkez siyaset değil aşırı sol/sol siyaset durdu.

İlk turdan sonra bakanlarıyla bir araya gelen Macron, “Tek bir oy bile aşırı sağa gitmemeli” diyerek solun 2017’de ve 2022’de RN’e karşı solun oylarıyla seçildiğini hatırlattı.

Koalisyon ihtimalleri

577 sandalyeli mecliste çoğunluğu sağlamak için 289 sandalyeye sahip olmak gerekli. Ancak mevcut durum hiçbir ittifak/parti bunu sağlayamıyor.

Başbakan Gabriel Attal, geleneğe uygun olarak seçimin ertesi günü Cumhurbaşkanı Macron’a istifasını sundu. Ancak Macron, bir süre daha görev kalmasını belirterek istifayı reddetti. Macron böylelikle Attal’ın başbakan olduğu geçici bir hükümet atama ihtimalini de korudu.

Macron’un önündeki diğer seçenek ise NFP ile cohabitation. Bu terim, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın farklı siyasi partilerden gelmesini verilen isim. Beşinci Cumhuriyet tarihi boyunca 3 kez yaşanan bu durumun yeniden yaşanma ihtimali var. Bu senaryoda sol programının bir kısmını kararnameyle hayata geçirebilir.

Diğer bir senaryo ise azınlık hükümeti. Bir hükümet teorik olarak meclisin salt çoğunluğunun açık desteği olmadan atanabilir. Bu durum 2022 ve 2024 yıllarında Élisabeth Borne ve Gabriel Attal hükümetlerinde uygulandı.

Uzmanlarda oluşan teknik bir hükümet atanması da Macron’un önündeki ihtimallerden biri. Ancak bu yöntem Beşinci Cumhuriyet tarihi boyunca hiç uygulanmadı.

Koalisyon sürecinde NFP’yi zorlu günler bekliyor. İkinci tur zaferinden ardından cepheyi oluşturan partilerin birlikte değil de ayrı ayrı açıklama yapması da bunu göstergesi olarak kabul edilebilir.

Aşırı sağ durdurmak için birlikte blok yapan NFP ve iktidar bloğunun koalisyon ortağı olması pek olası gözükmüyor. Jean-Luc Mélenchon liderliğindeki Boyun Eğmeyen Fransa, sol ittifakın en büyük bileşeni. Mélenchon seçim zaferi ardından NFP’nin ülkeyi yönetmeye hazır olduğunu ve seçim sonuçlarının Macron’a karşı açık bir ret olduğunu belirtti. Sol ittifakın hükümeti kurması gerektiğini savunan Melanchon’un partisi, ülkeyi Macron ile birlikte yönetmeye karşı.

31’den 59’a yükselen milletvekili sayısıyla Sosyalist Parti koalisyon görüşmelerinin önemli bir aktörü olacak. NFP, iktidar bloğu ya da merkez sağ ile bir hükümette yer almayacaklarını duyursalar da ittifak da yaşanacak olası çatlaklar partilerin pozisyonlarını değiştirebilir.

Önümüzdeki günlerde Fransa’nın aşırı sağa karşı kazandığı zaferin örnek teşkil edip etmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.