Fotoğraf: AP.

Elon Musk’ın karşısına Taylor Swift çıktı ama Trump kazandı

Bugün saat 06.30 itibarıyla gelen sonuçlar; Trump’ın seçimi kazandığını, hatta salıncak eyaletleri de alarak, hem temsilciler meclisinde hem de senatoda geçmişteki başkanlığının aksine çoğunluk elde ettiğini gösteriyor. ABD halkı; savaş ve dışa müdahale yerine, ekonomik refahı seçti

ASLIHAN GENÇAY

06.11.2024

Hem ABD hem de dünyada merak ve gerginlikle beklenen seçimler yapıldı. Büyük yarış, demokratlar ve cumhuriyetçilerin adayları Kamala Harris’le Donald Trump arasındaydı.

Bugün saat 06.30 itibarıyla gelen sonuçlar; Trump’ın seçimi kazandığını, hatta salıncak eyaletleri de alarak, hem temsilciler meclisinde hem de senatoda geçmişteki başkanlığının aksine çoğunluk elde ettiğini gösteriyor. ABD halkı; savaş ve dışa müdahale yerine, kendi ülkelerinin ekonomik refahını seçti.

Derin kutuplaşma

ABD’de seçim öncesi cumhuriyetçiler ve demokratlar arasında, bugüne kadarki en büyük kutuplaşma yaşandı. Zaten adaylardan biri Trump olduğundan, bu kaçınılmazdı zira o dolayımsız konuşan ve keskin bir figür. Trump’ın girdiği üçüncü seçimdi ve kazanmayı çok istiyordu. Bu nedenle kampanyasını, rakibine karşı aşırı sertlik ve kutuplaşmayı derinleştirmek üzerine kurdu.

Demokratlar ise Trump’ın söylemlerinin, demokrasi için büyük bir tehdit oluşturduğunu vurgulayarak seçmenlerine oy kullanmaları için çağrı yaptılar ve kutuplaşmayı lehlerine çevirmeye çalıştılar.

Varsa yoksa ABD’nin çıkarları

Sloganı, Ronald Reagan’dan ödünç aldığı “Make America Great Again (Amerika’yı Yeniden Harika Yap)” olan Trump, seçim kampanyasını, kimliğine ve karakterine uygun bir çerçevede yürüttü. ABD’li püriten, orta sınıf, orta yaşlı,  beyaz erkek seçmenleri odağına alan kampanya, milliyetçi, cinsiyetçi, ırkçı ve kabaydı. Göçmenleri “çöp” olarak niteleyen, ülkeye Müslümanları almak istemeyen, sadece ABD’de doğmakla ABD vatandaşlığı kazanılmasını engellemek isteyen, çevre sorunlarını reddederek çevreci hiçbir anlaşmaya imza atmayacağını ilan eden Trump’ın savunduğu argüman, varsa yoksa ABD çıkarlarıydı, gerisi de ne olursa olsun. Dış politikada ABD çıkarlarına göre tutum alacağını vurgulayan Trump, Ukrayna’ya destek vermeyeceğini, Rusya’yla dengeli ilişkiler kuracağını söylüyor ve tehdit olarak gördüğü Çin ekonomisiyle kıran kırana savaşmayı, İsrail’e askeri desteği durdurmayı savunuyor lakin ABD çıkarlarına uygun gördüğü takdirde bu fikirlerinin değişebileceğinin de sinyallerini veriyordu.

Enerji ve teknoloji şirketlerinden Trump’a destek

Çevreyi koruma politikalarına karşı çıkışıyla enerji şirketlerinin desteğini kazanan Trump, Biden döneminde yüksek kâr elde etmelerine rağmen teknoloji devlerini de cezbetti. X’in sahibi Elon Musk, bunu hiç gizlemedi zaten. Tüm X platformu dev bir Trump kampanyasına dönüşürken, Musk işi Trump’a oy vereceklere para dağıtacağını vadetmeye kadar vardırdı. Meta, Google gibi birçok teknoloji devinin CEO’su ise Trump’la görüşme talebinde bulundu. Milyarderlere gelirsek onlar, Trump’ın ekonomi politikasına Harris’inkine nazaran daha çok güveniyor, Harris’in muğlak tutumunu ve deneyimsizliğini, güvenilir bulmuyorlardı. Kripto borsası Trump’a tam destek olurken tüm bu tabloda dört yıldır ABD yönetiminde olan Harris, ABD’deki ekonomik büyümenin düşmesine, enflasyonun yükselmesine ve işsizliğin artmasına neden olmakla suçlandı. NAFTA anlaşmasına oy vermesi de eleştirilerde etkendi. Bu durum, Trump’ın sadece ABD vatandaşlarının çıkarlarını önceleyen söylemlerine desteği artırdı. Tabii yine de Bill Gates, Harris’in yanında durdu.

Enteresan bir gelişme de şuydu ki; her seçim öncesi editoryal bir başyazıyla destekledikleri adayı paylaşan ABD’nin iki büyük yayın organından New York Times, geleneği bozmayarak başyazısında Kamala Harris’i desteklediğini açıklarken, Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un patronu olduğu Washington Post, gazetenin 38 yıllık geleneğini bozarak hiçbir adayı desteklemeyeceğini duyurdu. Bu tavır, gazetenin önemli yazarları tarafından Trump’a destek olarak yorumlandı ve istifalar da peş peşe geldi.

İç politika, dış politika

Harris her ne kadar iç politikada kadın hakları, çevrecilik, kürtaj hakkı, göçmen hakları konularına dair ilerici tutumlara sahipse de Trump’ın zayıf karnını oluşturabilecek bu söylemleri, keskinleştirmedi. Dış politikada ise demokrat seçmenlerin tepkisini çeken İsrail saldırganlığına ve Filistin’deki katliamlara sessiz kaldı. Bu katliamlarda Harris’in de sorumluluğu olduğunu düşünen seçmenlerine rağmen, İsrail’e askeri desteğin sürdürüleceğine, statükoların devam edeceğine dair açıklamalar yaptı. Ukrayna’ya ise zaten maddi ve askeri destek veriyordu. 

Biden’ın yerine aday olmasından sonra, genç, dinamik, neşeli tavırlarıyla dikkat çeken ve ABD siyasetinin üzerindeki ölü toprağını atan Harris’in güçlü başlayan kampanyası, seçimler yaklaştıkça ışıltısını kaybetti ve Trump karşısında sönükleşti. Zira bu arada şaibeli iki suikast girişimine maruz kalan, her miting ve konuşmasında söyledikleri, dünya gündemine oturan Trump, tam bir şovmen olarak istikrarlıydı. Seçim kampanyasında Harris’in etnik kimliğini ve cinsiyetini karalayan Trump, ABD’yi kasıp kavuran Diddy skandalını da lehine çevirdi ve Diddy’nin White Partilerine katıldığı bilinen Kamala Harris’i buradan da vurdu. Harris’in, sönükleşen kampanyasını kurtarmak adına, son hafta sarıldığı Beyonce kozu ise Beyonce ve Jay Z’nin üzerinde de şüphe bulutları dolaştığından pek etkili olmadı. Ve seçimlere bir gün kala Harris, yeni bir hamle yaparak; Katy Perry, Lady Gaga, Bruce Springsteen gibi yıldızların desteğini aldı. Asıl önemlisi; ABD’de ve dünyada neden çok sevildiğine hiç anlam veremediğim Taylor Swift, kariyerinde ilk defa seçimlerde taraf tutarak, hayranlarını Kamala Harris’e oy vermeye çağırdı. Elon Musk ise hiç zaman kaybetmeden güçlü rakip Taylor Swift’e, X’te belden aşağı vurmaya başladı. 

Tüm bu karmaşada Harris, tanınmayan, ABD iç politikasında ilerici bir çıtayı savunurken dış politikada aynı tutumu sahiplenmeyen, hatta ne savunduğu dahi belirsizleşen bir figür görüntüsü çizmişti.

Trump ise dördüncü duvarı yıkıyor ve açık iletişim kuruyordu. İç politikada ırkçı ve cinsiyetçi tutumundan zerre utanmayan Trump’ıın dış politikadaki tavrı, enteresan şekilde dengeli ve savaş karşıtıydı. Bu duruşu; enflasyon artışından muzdarip ABD halkı ve özellikle geçmişteki ayrıcalıklarını kaybeden orta sınıf beyazlar tarafından olumlu karşılandı. Trump’ın; ABD ekonomisini düzeltmeye ağırlık vererek, savaştan ve kaostan uzak durma söylemi, orta sınıf beyazların büyük desteğini almıştı.

Trump doğruyu mu söylüyor?

Lakin Trump’ın dış politikada kullandığı iki argümana, yani İsrail’e askeri yardımı kesip Ukrayna’yı desteklemeyeceği açıklamalarına rağmen Netanyahu ve Zelenski, Trump’a hiç de olumsuz bakmadılar, hatta desteklediler. Damadı ve eski danışmanı, aynı zamanda Yahudi lobisinin önemli bir unsuru olan Jared Kuscher’ın; “Gazze’nin sahil mülkünün çok değerli bir potansiyele sahip olduğu” şeklindeki söylemi veya aralarındaki gizli mesajlaşmalar mı bu desteği doğurdu bilinmez ama Netanyahu’nun Trump’a sıcak bakması, İsrail’e askeri desteğin kesileceği yönündeki şüpheleri güçlendiriyor. Öte yandan Trump’ın Abraham anlaşmalarının yürürlüğe girmesine ön ayak olduğu ve destek verdiği düşünülürse Filistin’in de, Harris’ten değil ama Trump’dan beklentisi vardı.

Zelenski ise Biden yönetimi tarafından desteklenmesine rağmen, verilen maddi yardımın “çok yavaş ve sınırlı” olmasından yakınarak Trump’la daha iyi anlaşabileceğini düşündüren açıklamalar yaptı.

Bu durum; Trump’ın seçim kampanyasındaki söylemlerinden çok, pratikte ne yapacağına odaklanmak gerektiğini bir kez daha gösteriyor zira söz konusu olan öngörülemez, megaloman ve pragmatist bir lider. Bu karakter bize hiç yabancı da değil.

Irkçı argümanı tutmadı

ABD’de seçim sonuçlarını belirleme noktasında kilit rol oynayan yedi salıncak eyalette Harris ve Trump başa baş giderken, Trump Pensilvanya’ya büyük ağırlık vermişti. Son mitingini ise demokratların kalesi New York’ta düzenleyerek resmen şov yaptı. Bu mitingden sonra iyice sönükleşen ve küçük düşen Harris, karşı hamle olarak Trump’ı Hitler’e benzetmeyi seçti. Fakat demokratlar, Trump’ın ırkçılığından dem vursalar da, iç savaşlar ve yersiz yurtsuzlaşma nedeniyle hızla ırkçılaşan dünyada bu söylem, zayıf bir argüman olarak kaldı. 

Püritenliğin, muhafazakarlığın ve tüketim kültürünün güçlü olduğu ABD’de, bir lideri ırkçılıkla suçlamak, rakibin ekonomik büyüme ve refah vadettiği zaman, pek de işe yaramıyor. Mesela Trump, beş yıldır iktidarda olmalarına rağmen enflasyonu söyledikleri düzeye düşüremediklerine vurgu yaptığında, Harris buna cevap veremedi. 

Son haftaya girdiğimizde; kampanyası boyunca, sadece hile yapıldığı takdirde seçimi kaybedeceğini iddia eden Trump’a dair demokratların kaygıları artmış, kaybetmesi halinde dört yıl öncekine benzer kanlı bir kongre baskını yapabileceğini düşünmeye başlamışlardı. Trump’ın tehditkar söylemleri ve demokratların kaygıları, seçmene de yansıdı. Trump rakibine göre daha güçlü ve net görünüyordu.

İç düşmanlar

Hakkında Türkiye’yle ilgili olan da dahil birçok rüşvet soruşturması bulunan New York belediye başkanı gibi, demokratlara yakın olmasına rağmen, yolsuzluklarını kapatacağı ümidiyle Trump’a yanaşan siyasetçilerin varlığını da atlamayalım. 

Bu yakınlaşmada, Trump’ın demokratları, devlet bürokrasisinden ve karar mekanizmalarından sileceğini, “iç düşmanları” temizleyeceğini ve rakiplerine soruşturmalar açtıracağını açık açık söylemesinin de payı var. Dolayısıyla Trump’ın, devletin her alanında ve yargıda kadrolaşarak rakiplerini baskı altına alması, önümüzdeki süreçte zaten yaşanacak. Şimdilik bilinmeyen ise tercih edeceği dozun ne olacağı.

Bakalım, hepsini göreceğiz. Gergin geçen kampanya süreci ve seçimler nihayet bitti. Şimdi herkesin gözü, açık ara bir zafer kazanan Trump’ın atacağı adımlarda.

Özellikle Ak Parti ve Erdoğan; Trump’ın Suriye politikasının ne olacağını, geçen ay ABD mahkemelerinde yargılanacağı netleşen Halkbank davasındaki tavrını ve F-35 programına Türkiye’yi tekrar kabul edip etmeyeceğini merakla bekliyor. Zira hatırlarsanız geçmiş başkanlığında Trump, “senatoda çoğunluğu sağlayamadığı için adım atamadığı” açıklamasını, Türkiye’ye sık sık yapmıştı.

Etiketler: , , ,