Gaziantep’te valilik önce tekstil işçilerinin eylemlerini yasakladı, ardından direnişe öncülük eden BİRTEK-SEN’in genel başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı. Fotoğraf: birteksen.org  

Hukuksuzca Tutuklandı, İnsanlık Dışı Koşullarda Tutuluyor

Gaziantep’te önce valilik tekstil işçilerinin eylemlerini yasakladı, ardından direnişe öncülük eden BİRTEK-SEN’in genel başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı. Gelişmeleri, BİRTEK-SEN danışma kurulu üyesi ve Türkmen’in avukatı Esmer Özer’le konuştuk

ASLIHAN GENÇAY

25.02.2025

Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan 8 ayrı fabrikada, binlerce tekstil işçisi Şubat ayında greve başlamıştı. Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası’nda (BİRTEK-SEN) örgütlenen işçilerin, düşük maaş ve kötü çalışma koşulları nedeniyle greve başladıkları iş yerleri şöyleydi: Yalçın Kardeşler Dokuma, Şireci Tekstil, Çelikaslan Tekstil, Has Sentetik Çuval, Canan Tekstil, Lotus İplik, Okkıran Halı ve Boyar Kimya.

Çalıştıkları fabrikaların önünde çadır kurarak direnen işçiler, kısa sürede kamuoyunun gündemine girdi ve direnişleri sahiplenildi. Grevin sürdüğü fabrikalar arasında bulunan Çelikaslan Tekstil’in sahibi Ak Parti Gaziantep milletvekili İrfan Çelikaslan ise tepkilerin hedefi haline geldi.

Çelikaslan Tekstil fabrikası özel olarak koruma altına alınırken Gaziantep Valiliği, 13 Şubat’ta 15 gün süreyle ildeki her türlü eylem ve etkinliği yasaklamaya karar verdi. Kararda; ‘Organize Sanayi Bölgeleri dahil’ şeklinde bir ibare de yer alıyordu.

Fotoğraf: birteksen.org

Yasaklama kararının ardından önce 12 Şubat gecesi işçilerin çadırları toplandı, sonra da 13 Şubat’ta yapacakları basın açıklaması engellendi.

Gelişmeler üzerine BİRTEK-SEN genel başkanı Mehmet Türkmen, valiliğin siyasi bir karar verdiğini söyleyerek,anayasayla güvence altına alınan grev hakkını kullanacaklarını belirtti ve organize sanayi bölgesindeki tüm direnişlerin birleşmesi için bir çağrıda bulundu.

Cevap gecikmedi. Türkmen, 16 Şubat’ta gözaltına alınarak 17 Şubat’ta tutuklandı.

Valilik yasağı ve Türkmen’in tutuklanmasından sonra Çelikaslan Tekstil de dahil olmak üzere bazı fabrikalarda işçilere zam yapılarak anlaşma sağlanırken, iki fabrikada grev halen sürüyor.

Mehmet Türkmen, şu anda Gaziantep E Tipi Cezaevi’nde 40 kişinin bulunduğu bir koğuşta insanlık dışı koşullarda tutuluyor. BİRTEK-SEN ise hem Türkmen’in tahliyesi hem de fabrikalarda işçi komiteleri kurulması için çalışmalarını sürdürüyor.

Mehmet Türkmen’e ve işçi direnişlerindeki son duruma ilişkin güncel bilgileri, Türkmen’in avukatlığını da üstlenen BİRTEK-SEN danışma kurulu üyesi Esmer Özer’e sorduk. Özer, Türkmen’i cezaevinde ziyaret ettikten hemen sonra sorularımızı yanıtladı.

“Ortada ciddi bir hukuksuzluk var”

Hukuki açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz Mehmet Türkmen’in tutuklanmasını? Tutuklama gerekçesi nedir?
Dosyada iki tane suç isnadı var; biri TCK 117 iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, diğeri ise TCK 214 suç işlemeye tahrik. İşçilerin ortak aldığı birlikte hareket etme kararını sosyal medyada paylaştığı, örgütlenme ve birleşme çağrısı yaptığı için Türkmen’in suç işlemeye tahrik suçunu işlediği iddia ediliyor.

Biliyorsunuz valilik bir yasaklama kararı almıştı. Bu kararla yetkisini aşmış ve hukuka aykırı davranmıştı. Biz, idare mahkemesinde iptal davası açarak yürütmeyi durdurma talebinde bulunduk. Henüz bir dönüş olmadı.

Türkmen’in gözaltına alınması ve tutuklanması sürecinde hukuka riayet edildi mi sizce?

Gözaltına almaya geldiklerinde sendikadaydık ve bize talimatı göstermek istemediler. Talimat olmadan gelmeyeceğimizi söylediğimizde, zor bela talimat gösterildi. Talimatta “mevcutlu”ibaresi vardı. Mevcutlu ibaresi hukukta, kolluk ifadesini aldıktan sonra kişi bırakılmayacak, savcılığa sevk edilecek demek. Oysa savcının ifade alıp, bu ifadeyi değerlendirdikten sonra mevcutlu olup olmamasına karar vermesi gerekir.

Ertesi gün adliyede saat 11:00’e kadar bekletildik. Bu arada emniyet personelleri, savcının odasına yoğun bir şekilde girip çıktılar. Daha sonra öğrendik ki dosya başka bir savcıya gönderilmiş. Dosyanın gittiği savcı da tutuklama talebiyle Sulh Ceza’ya sevk etti. Sulh Ceza hakimi ise savunmaları aldıktan sonra matbu gerekçelerle tutuklama kararı verdi.

Gözaltına alınması, emniyetin olaya bu kadar dahil olması, savcıyla direkt görüşmeleri, insanda kaygı ve şüphe uyandırıyor. Normal şartlar altında savcıların bağımsız olmaları ve önlerindeki dosyaya bakarak karar vermeleri gerekir. Çok ciddi bir etkinin, baskının ve bir talimatın olabileceği ihtimali var. Sürecin tamamını değerlendirdiğimizde ortada ciddi bir hukuksuzluk olduğu anlaşılıyor.

Tutukluluğa itiraz dilekçeniz neden reddedildi?

Matbu gerekçeler dışında hiçbir gerekçe gösterilmedi. Şahsa özgülenmiş bir gerekçe yok. Türkmen, bir sendika başkanı. Nerede ikamet ettiği biliniyor. Her gün işçi eylemlerinde ya da sendika ofisinde bulunuyor. Kaçma şüphesinin olması mümkün mü?

Delil karartma ihtimali de olamaz çünkü devam eden bir suç yok. İddia ettikleri suç zaten gerçekleşmiş, devam edebilme ihtimali yok.

Hangi delilleri karartacak? Delil denen şey sadece sosyal medya paylaşımı, ekstra bir delil yok ortada. Yani bu tür matbu gerekçelerin hiçbirinin şahıs bakımından bir karşılığı yok.

Savcının değişmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Muhtemelen etki altına almak istedikleri bir savcı etkiye direndiği için dosya başka bir savcıya tebliğ edildi.

“Türkmen’in can güvenliği riski var”

Mehmet Türkmen’in Gaziantep E Tipi Cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasına maruz kaldığını duyduk, neler olmuş?

Evet, böyle bir girişimde bulunmuşlar ancak Türkmen reddetmiş. Bu yüzden bir tartışma yaşanmış ve bu tartışmaya dair bir disiplin süreci başlatılmış. Disiplin sürecinde henüz bir karar yok.

Ayrıca tutuklandığı gün geçici koğuşta kaldı. Geçici koğuşta yoğurt kovası gibi kovalarda dağıtılan yemekler, kaşık çatal olmadan Türkmen ve koğuşta bulunan diğer tutukluların önlerine insan onuruna aykırı şekilde fırlatılır gibi bırakılmış. Şu anda kalıcı olarak bir koğuşa yerleştirildi.

Bulunduğu koğuşun durumu nasıl?
20 kişilik koğuşta 40 kişi kalıyorlar. Mutfakta bile yer yatağı serili. İnsanlar yerde yatıyor. Bazen bir yatakta iki kişi yatmak zorunda kalıyorlar.  Koğuşta sigara içildiği için pencere sürekli açık ve içerisi asla ısınmıyor. Ayakta doğru düzgün duracak yerdahi yokken kitap okumak veya yazı yazmak için nasıl yer bulunacak?

Adli mahpuslarla aynı koğuşta tutulduğunu öğrendik, öyle mi?
Evet. Burada L tipi ve H tipi cezaevleri de var, ikisinden birine sevkini talep edeceğiz. Suç tipi, toplumsal olaylara yakın bir suç tipi. Toplantı ve gösteri yürüyüşüyle aynı kategoride değerlendirilebilir.

Lakin Türkmen, uyuşturucu ve uyarıcı madde, hırsızlık, yağma gibi suç gruplarının bulunduğu bir koğuşa yerleştirildi. Ciddi bir can güvenliği tehlikesi bulunuyor. Çünkü Mehmet Türkmen, Başpınar’da birçok patronla karşı karşıya gelmiş biri ve patronlar onu doğrudan tehdit etmişlerdi.

Kim tarafından tehdit edilmişti?
Bu olaylar olmadan birkaç gün önce Şireci Tekstil patronu tarafından tehdit edildi. Bulunduğu koğuşta, Türkmen’in can güvenliğinin risk altında olduğunu düşünüyoruz.

“Tutuklama, Ak Parti milletvekiliyle bağlantılı”

AK Parti milletvekili İrfan Çelikaslan’ın bu tutuklamayla doğrudan bir bağlantısı olduğunu düşünüyor musunuz?
Bağı olmaması mümkün değil. Tabii bunu ispat edebileceğimiz bir araç yok elimizde ama valilik yasağının geldiği gece çadırda bekleyen işçiler, fabrikada bir araba trafiğinin olduğunu görmüşler. Bu trafikten sonra karar alınıyor. Yasak kararından önce, başka hiçbir yerde çevik kuvvet aracı beklemezken, Çelikaslan Tekstil’in önünde çevik kuvvet araçları bekliyordu. Yasak kararı verildikten, işçilerin eylemleri bittikten ve işçiler işbaşı yaptıktan sonra da çevik kuvvet araçları beklemeye devam etti.

İşçi eylemlerinin başından beri valinin ve yerel basının,sendikamızı provokatör olarak hedef göstermesi, yasadışı faaliyetler yaptığımızı iddia etmesi, tutuklanmaya giden süreci yarattı. Bunların birbirinden bağımsız olduğunu düşünmenin imkânı yok.

“İşçiler, sendikamızın yanında”

Yasak kararı ve Türkmen’in tutuklanmasından sonra işçilerişverenle anlaştılar mı?

İktidar yanlısı bazı medya kuruluşlarının göstermeye çalıştığı gibi“Patron ve işçiler çok mutlu.” şeklinde bir durum söz konusu değil. Bu süreçte işçilerin direnişini kırmak için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Aileler üzerinde baskı kurmaktan polis aracılığıyla işçilerle tek tek görüşüp grev kırıcılığa teşvik etmeye kadar her yolu denediler. Direniş başlamadan önce işveren, %30 zamla 19 bin TL olan maaşları 25 bin TL yapmıştı. Bugün işbaşı yapan işçilerin maaşı 29 bin TL oldu. Bu zam, sendikal mücadeleve direnişin bir sonucu.

BİRTEK-SEN’den örgütlenme çağrısı

Şu anda işçiler Mehmet Türkmen’i destekliyor mu?
İşçilerin, mücadelemizin ve Mehmet Türkmen’in mücadelesinin meşruluğu konusunda ortak fikirde olduğunu görüyoruz. Şu ana kadar hiçbir işçiden “Hata yaptınız, haksızsınız” gibi bir geri dönüş almadık. Herkes bu mücadelenin meşru olduğuna inanıyor.

Sendikamız, işçilerin demokratik şekilde örgütlendiği, direniş hafızasını bünyesinde barındıran bir sendika. Sendika yöneticilerimizin hepsi, daha önceki işçi direnişlerinde öncülük etmiş isimler. Bu yüzden sendikamızın ve işçilerin mücadelesini, Mehmet Türkmen’i tutuklayarak engelleyemeyeceklerinin farkında olmaları gerekiyor.

Bir toplantı yaptık ve sonuç deklarasyonunu yarın yayınlayacağız. Çağrımız; bütün Türkiye’de, tüm illerde bir örgütlenme seferberliği yapılması ve iş yerlerinde işçi komitelerinin kurulması yönünde. Üye kampanyası başlatıyoruz. Bunun için tüm emek ve demokrasi güçleriyle sendikaları, destek ve dayanışmaya çağırıyoruz.