“Gazetecilik Komaya Girdi”

Gazeteciliğe yönelik halihazırda var olan iktidar ve yargı baskısına son süreçte Google’ın politika değişikliği eklendi. Google’ın haber sitelerine yönelik politika değişikliği, doğalında geliri Google trafik üzerinden alan onlarca “bağımsız” haber sitesini ekonomik bir darboğazın pençesine itti. Gazetecilik hem ekonomik nedenler hem de siyasi baskılar nedeniyle son çeyrek asrın belki de en kuşatılmış dönemlerinden birini geçiriyor. […]

ONUR ÖNCÜ

17.03.2025

Gazeteciliğe yönelik halihazırda var olan iktidar ve yargı baskısına son süreçte Google’ın politika değişikliği eklendi. Google’ın haber sitelerine yönelik politika değişikliği, doğalında geliri Google trafik üzerinden alan onlarca “bağımsız” haber sitesini ekonomik bir darboğazın pençesine itti. Gazetecilik hem ekonomik nedenler hem de siyasi baskılar nedeniyle son çeyrek asrın belki de en kuşatılmış dönemlerinden birini geçiriyor.

Google’ın haber sitelerinin trafiğini engelleyen politika değişikliğinin medya kuruluşlarına yansıması ya küçülme ya da kapanma olarak değişiyor. Bir süre önce Medyascope’un küçülmeye gitmesini, 12 Mart’ta Gazete Duvar’ın kapanması takip etti.

Gazete Duvar, ağırlıklı olarak okuyucu trafiğini karşıladığı Google’daki trafik oranının düşmesi sonucu kapanma kararı aldı. 12 Mart’ta Gazete Duvar’ın kapanmasıyla birlikte yaklaşık 45 medya mensubu da işsiz kaldı.

BirGün gazetesi Web Koordinatörü Uğur Koç, bu konuda şunları söylüyor:

“Google keşfet ve Google haberlerden aldığımız trafiğin çakılmasıyla karşı karşıyayız. Buradan gelen günlük etkileşimde, yüzde 90’ın üzerinde bir kayıp var. Bu çok büyük bir kayıp. Medya, –dünya genelinde– Google’ın araçlarına uyumluluk üzerinden kendini geliştiriyor. Ayrıca Google reklam gelirleri birim fiyatı açısından enflasyonla aynı düzeyde artmadı. Dolayısıyla reklam gelirleri de uzun bir süredir küçülmüştü.”

Google’daki haber okunmalarının düşmesi sadece Google’ın dağıttığı reklam gelirlerini etkilemiyor. Haber sitelerinden tık oranının düşmesi normal reklam alanlarını da azaltıyor. Koç bu durumu şöyle özetliyor:

“Google trafiği düşünce, premium reklamlarda da kayıp yaşamaya başladık. Çünkü reklam veren, ‘ne kadar okunuyorsun’ sorusunu soruyor. Orada az trafik aldığında reklam verenler de gelmiyor. Bu durum nedeniyle, hem Google reklamlarında hem de doğrudan reklamlarda, daha da önemlisi basın ilan kurumundan aldığımız ilan hakkımızda büyük bir kayıp yaşıyoruz.”

Gazeteciliğin uzun bir süredir dizayn edildiğini belirten Koç, “İktidar bir yandan baskı yapmaya devam ederken, kurumların mali yapılarına da zarar veren dijital alandaki gelişmeler, kurumları gerçekten de altından kalkılamaz sorunlara itiyor.” dedi.

Google’ın politikalarından etkilenen bir başka haber sitesi de Gazete Pencere. Sitenin Haber Müdürü Tolga Balcı, Google’ın Ekim ayındaki politika değişikliğinin kendi haber sitelerine olumsuz anlamda etki ettiğini ve yüzde 80 oranında trafik kaybı yaşadıklarını belirtiyor. Balcı, Gazete Pencere gibi bağımsız haber sitelerinin temel ekonomik gelirinin Google’dan alınan reklamlar olduğunu belirtiyor:

“Herhangi bir fon ve destek almıyoruz bu da bizi Google’a ve oradan gelen ziyaretçilere bağımlı yapıyor. Tekil ziyaretçi sayısı düştüğü için reklam verenler de ücretleri ona göre düşürdü. Sitenin gelirleri şu an ciddi seviyelerde düştü. İkinci etkisi ise, Google’ın haberlerinizi dağıtmaması ciddi bir sansür tartışmasını açmamıza neden oluyor. Bazı büyük şirketlere bağlı sitelerin Google keşfette hep önde çıkması akıllara başka soruları da getiriyor elbette.”

Peki bu sorun nasıl aşılacak? Balcı, bunun için okuyucuya büyük sorumluluk düştüğünü söylüyor:

“Bizim gibi kurumlar okuyucusuna bağlı bir şekilde nefes alıyor. Öte yandan siyasete de düşen bazı görevler var.  Türkiye’de gazeteciliğin korunması gerekiyor. Bağımsız gazeteciliği koruyan yasal mevzuatlar ve düzenlemeler getirilmeli ancak bundan çok uzağız. Bakın Basın İlan Kurumu internet siteleri için “Resmi İlan” veriyor. Bu güya sitelere mali destek için pazarlandı ancak sitelerin üzerine yüklediği yük çok ağır. Reklam geliri olmayan ufak siteler, BİK’in kuralları ile iyice nefes alamaz duruma geldi. Hem toplumun hem de siyasetin bağımsız gazeteciliğe sahip çıkması gerekiyor. Yoksa haber denilen şeye kimse ulaşamayacak. Bizle birlikte 8 kurum ortak bir açıklama yapma ihtiyacı hissettik. Özellikle Duvar’ın kapanmasıyla bu iyice gün yüzüne çıktı.  Bir süredir Google ile iletişime geçmeye çalıştık ama başaramadık. Elimizden geldiğince dayanışarak aynı akıbeti yaşamamak için bu süreci atlatmayı düşünüyoruz.”

Balcı’nın da belirttiği gibi, 13 Mart’ta Diken, Artı Gerçek, Medyascope, T24, Ekonomim, Gazete Pencere, BirGün ve Kısa Dalga haber siteleri, “Kamuoyuna açık mektup: Google’ın yıkıcı ambargosunu protesto ediyoruz” başlıklı bir bildiri yayımladı. Bu bildiride, Google’ın bu politikalarına karşı en büyük görevin okuyucuya düştüğü belirtildi. Açıklamada, yaşanan sürecin bir demokrasi krizi olduğu da vurgulandı.

Balcı halihazırda gazeteciliğin de baskı altında olduğunu şu cümlelerle özetliyor: “Gazetecilik hem yargı hem iktidar hem de muhalefetin farklı aktörleri tarafından sarılmış durumdaydı uzun süredir. Buna son olarak Google da eklenince iyice komaya girmiş durumda…”

Peki meslek örgütleri bu süreci nasıl değerlendiriyor ve meslek örgütlerinin çözüm önerisi nedir? Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, okuyucu desteğiyle ayakta kalan medya kuruluşlarının çok az sayıda olduğuna dikkati çekiyor:

“Okuyucudan beslenen ve okuyucunun destekleriyle ayakta kalabilen neredeyse hiçbir medya kuruluşu yok. Bunun sayısı çok az. Bir yandan hükümet desteğiyle ayakta kalmaya çalışan medya kuruluşları var diğer tarafta bağımsız duran ve Google reklamlarıyla, Basın İlan Kurumu desteğiyle ayakta durmaya çalışan medya kuruluşları var. Bu algoritma değişikliği her iki tarafın da dengesini bozdu. İşin özünde, artık medyanın, Google’ın ötesinde bir düzenleme ile kendini garantiye alan ve sürdürülebilirliğini sağlayan bir düzenleme için çaba sarf etmesi gerekiyor.”

Durmuş çözüm için de bir çalışma yaptıklarını vurguladı:

“Basın meslek örgütleri olarak, gazetecilerin işsiz kalmaması ve habercilik faaliyetlerini devam ettirmesi için, gazetecileri garanti altına alacak kanuni düzenlemelerin yapılması konusunda bir çalışmamız var.  Asıl olarak biz gazetecileri nasıl koruyacağız ve gazeteciler bu işi hakkıyla yapmaya nasıl devam edebilecekler konusunda, biz de çalışmalar yürütüyoruz. Önümüzdeki günlerde de bu çalışmalarımızı kamuoyuyla paylaşacağız.”

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Basın-İş Yönetim Kurulu Üyesi İzel Sezer de meslek örgütleriyle bir araya geldiklerini belirterek şöyle dedi:

“DİSK Basın-İş olarak bu süreçte basın meslek örgütlerinin ilk yapması gereken şeylerden birinin Google’dan algoritma değişikliklerini nasıl uyguladığına dair daha fazla şeffaflık talep etmek olduğunu düşünüyoruz. Google’ın şeffaf olmaması sebebiyle bağımsız gazetelerin tehdit altında olmasını aynı zamanda halkın haber alma hakkına da bir tehdit olarak görüyoruz. Ayrıca Türkiye’de Rekabet Kurumu ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) gibi düzenleyici kuruluşlardan da Google’ın medya sektörü üzerindeki etkisini incelemelerini talep etmek gerektiğini düşünüyoruz.

Gazete Duvar örneği yakın zamanda karşı karşıya kaldığımız çarpıcı örneklerden biri olsa da bu algoritma değişikliği yalnızca Türkiye’de yayın yapan mecraları etkilemedi. Dolayısıyla üyesi olduğumuz ve olmadığımız tüm uluslararası basın örgütlerini de basın özgürlüğünün ihlali çerçevesinde ortak şekilde hareket etmeye çağırmayı planlıyoruz.”

Sezer, Google’ın politika değişikliğinin gazetecilere yansımasının işsizlik olduğunu vurguladı:

“Önceki haftalarda Artı Gerçek küçülmeye gitti, öncesinde Medyascope ve 10Haber’de işten çıkarmalar oldu. Dolayısıyla biliyoruz ki Gazete Duvar ne ilkti ne de son olacak. Fakat Gazete Duvar’da bir günde yaklaşık 50 basın emekçisinin işsiz kalmasıyla, basın emekçilerinin iş yeri ekonomisinin ani değişimlerine de ne kadar açık hale geldiğini görmüş olduk. Gazetecilerin iktidar baskısıyla, tutuklamalarla, davalarla ve sansürle savaştığı bu dönemde bağımsız medya kuruluşlarının kapanması, işsiz gazeteci sayısının günden güne artmasına neden oluyor. Güvencesizlik ve işsizlik kıskacında yaşam mücadelesi veren gazetecilere yapabileceğimiz en önemli çağrı ise yan yana gelmeleri ve örgütlenmeleri.”