Aranan Mafyalı Mesih bulunmuştur
Sedat Peker bu millete Youtube’dan indi… Derinlerde bir devir teslim mücadelesinin silahşoru muhtemelen.
Yaratıcısına saldırmayacaktır.
03.06.2021
Pazarları günüme Sedat Peker videolarıyla başlıyorum.
Video sayısı, haftada bire düşürüldü.
Bu doz yetmiyor; nerde ne kadar Sedat Peker tefsiri varsa izliyorum.
Bazıları söyleyeceklerime, ucundan bucağından dokunur gibi oldu.
Benim de bir tutam tuzumu kazana atasım var.
Tuzlukluk, doktorluk kadar vahim bir mesleki deformasyon membaı; burdan buyrun.
Peker'in ifşaatlarından en acar gasteci / büyük tefsirci zihinleri meşgul edenleri: Soylu'nun yedikleri,
baba oğul Ağarlar'ın Yalıkavak (Para Makinesi) Marina'ya çökmesi, Binali Yıldırım'ın her distopik filmde
rahatça (makyajsız) rol bulabilecek oğlunun Venezuela seyahati, en son ve büyük heyecan fırtınası ise Cinali Devletimizin hibe(?) silahlarının Şii Bayırbucak Türkmenleri yerine Sünni / Vahşi El Nusra'ya teslim edilmesi.
ŞOK. ŞOK. ŞOK.
Bu videolar yüz milyonun üstünde izlendiyse, bu saçıklamalar nedeniyle değil.
17/25 Aralık tapelerini büyük bir kayıtsızlık ve toleransla dinlemiş bir milletten söz ediyoruz.
15 Temmuz'u bağrına basar gibi yapmış yığınlardan söz ediyoruz.
Hayrettin Karaman'ın hazır giyim fetvalarıyla hayatını tanzim eden seçmenlerden söz ediyoruz.
Esracengiz Dış Güçlerin bitmez tükenmez oyunlarına karşılık, bir yumruk olup bağırıp çağırmamak
üzere o yumruğu büyük bir azim ve kararlılıkla ağzına dayamış milyonlar, milyonlar, milyonlardan söz ediyoruz.
Peki ne oldu da Plastik Kaplı Kalabalıkların üstünden, her ama her nevi hakikat kayıp kayıp giderken-
Sedat Peker hem kendini dinletmeyi, hem de böylesi 1 Domino Efekti yaratmayı başardı?
Doğru zaman. Doğru / Beklenen İnsan. Doğru Formül / Söylem.
Nasıl şimdiki medyasanda her nevi keçiye Büyük Muhalif / Abdurrahman Çelebi muamelesi yapılıyorsa-
Pasiflora Kemal Kılıçdaroğlu ayda / yılda bir bi kuş tutarsa ''Oldu en sonunda oldu / Yarınlar bizim /
Çok çok çok güzellikler olacak'' patolojik iyimserliği hız kesmek nedir bilmiyorsa-
Derinlerin / Ta Eskilerin Meral Hanımından YEPYENİ 1 Türkiye umutsuzca beklenebiliyorsa-
Müteredditliğin ve Muhallebilerin Efendisi Babacan ve her türlü dış rezillik ve hezimetin Büyük Beyni & Mucidi
Davutoğlu'nun kirli geçmişin hesaplaşmasıyla muhalefete girişmeleri boşşş rüyaları, ısrar ve inatla dolaşımda tutuluyorsa-
ARTIK bu pilav daha çok su kaldıramayacaktır!
Pilav suya doymuş, sade suya tirit çorbası olmuş; AKP Rejimi altında büyüyen milyonlarca genç, kitap okumasa-
Matematikten asla ve kata çakmasa, PISA sınavında diplerde sürünse de;
Diziler, filmler, Youtube'larla bir nevi tahsil ve terbiyeden geçmiş, geleceğe dair bir takım tasavvurlara hiç
çaktırmasalar da, sahip olmuşlardır.
Huzur, refah ve bir çeşit adalet istemektedirler.
Parti sloganı / Godot'yu bekleme kıvamında değil.
Çok yakıcı bir hakikatte. Çok acil bir kıvamda. Vahamette. Vahametle.
Peker akıllıca bir taktik uyguluyor (evet, hatırı sayılır bir sözel IQ'su var; Sezar'ın hakkı Sedat'a) HEDEF KİTLESİNİ çok büyük bir netlikle tanımlıyor ve her videosunda 6 / 7 kez:
40 YAŞ ALTINA SESLENDİĞİNİ, 40 yaş üstünün bitmiş gitmiş, kirli ve tükenmişlerden oluştuğunu, onlarla işinin olmayacağını-
Altını çize çize çize belirtiyor.
KİM bu 40 yaş altı? AKP Çocukları! Hem AKPlilerin Çocukları, hem ailesinin bu rejimle işi olmasa da, bu rejimin
altında büyümüş çocuklar. Milyonlarca genç insan.
BU Çocuklar 2 yaşından itibaren filan SpongeBob, Teletubbies, Masha, Niloya seyredip minnoş, minnican
büyümediler sırf.
Belki bunları ve başka çizgileri DE izlediler ama milyonlarca çocuk Kurtlar Vadisi seyrederek büyüdü.
Ezel seyrederek uyuya kaldı. Deli Yürek, Karadayı izleyerek heyecanlandı, hop oturdu, hop kalktı.
Özümsedi. Hasret çekti. Kahramanını belirledi.
Türk Gençliğinin beklediği Mesih, TAK TAK, bekledikleri yerden: EKRANDAN geldi.
YouTube'dan, ekrandan başını kaldıramayan çoluk çocuğa, tam da kendi arazilerinden Mafyacı Mesih Peker indi!
Üstelik NE iniş!
Peker ilk videoda boynunda Hz. Ali'nin Kılıcı kolye takılı zuhur etti.
Sonra, kolye kılıcı 7 Bambulu Otel Odasında masasının üstündeki fenerin içinde gördük.
Sonra kılıcı, fenerin dışında gördük.
Sekizinci videoda, otel değiştiren Peker kolye kılıcı kürenin üstüne asmıştı. Kılıçsız olmazdı.
Arada panoya Hazreti Ali resmi de iliştirdi.
Sürekli Alevilikten güzel güzel bahsetti. Bu konuda değme Alevi Dedesiyle sohbet edecek kadar bilgili olduğunu belirtti.
Zaten çok okumuştu. Çocukluğundan itibaren (babası sayesinde) hep hep hep okurdu.
Ansiklopediler ve Pardayanlar ile başlamış, durmamış, durdurulamamıştı.
Şimdi gerçi, söyledikleriyle Ali Devletimize zarar vermemek için sabahlara kadar uluslararası hukuk okuyordu.
Şakakları zonkluyor, gözleri ağrıyordu.
Freud'dan girer, Maslow'dan çıkardı; helva demeyi de, halva demeyi de bilirdi.
Adaletli adamdı. Namusluya kol kanat gererdi. Derdi, namussuzlaydı.
Onları parça pinçik edecekti.
Küçük Kızının gözünden düşecek bir damla yaşla Charles Bronson, Liam Neeson oluverirdi.
Aynı zamanda Turanın neferi; Pardayanlar kaç kişiyse, hepsi birdendi.
Ama en mühimi, Kenan İmirzalıoğlu, Oktay Kaynarca ve Necati Şaşmaz'dı.
Bunların üçünün toplamından fazlaydı.
Zira parçaların toplamı, bütünden fazladır Evlat.
Hem de Ramiz Dayı'ydı! Tuncel Kurtiz'in ultra karizmatik şahsiyeti, unutulmaz sesiyle canlandırdığı Ramiz Dayı gibi karıncayı karanfile bağlar; sohbetine doyum olmazdı.
Bırakın O konuşsundu. Milyonlarca dilsiz genç gibi, çok dolmuştu. Şimdi taşıyordu.
Aklını bi tatile çıkartıyor, sonra geri çağırıveriyordu.
Yani milyonlarca çocuğun formatif yıllarında izlediği Mafyatik Kahramanlar birden karşılarına, denizin
bittiği bir siyasette MUHALEFET LİDERİ olarak çıkıyor! Düşünsenize.
Alevilere bir oyun düzenleneceğinden söz ediyor.
''Sakın ha! Sokağa çıkmayın'' diyor.
Gazi Mahallesi Olaylarından Mehmet Ağar'ın sorumlu olduğunu, şimdi daha büyük çaplısını düzenleme peşinde olduğunu iddia ediyor.
Memleket Siyasetinin iki büyük fay hattından diğerini de es geçmiyor.
Kürtlerin cumhuriyet kurulurken TCden ayrılmaya yanaşmadığından, kalleş ve nankör olmadıkları halde İsmet İnönü zamanında çıkan kararnameyle bölgenin geri bırakıldığından girip Diyarbakır Mapushanesinde gördükleri akıl almaz zulmden çıkıyor.
Ağar tarafından haraca bağlanan Kürt işadamlarının, vatan millet Sakarya'yla öldürüldüğünden-
Aynı şekilde Kutlu Adalı'nın nasıl kurban verildiğinden, Kıbrıs'ın ne menem bir kirlilik ve kanunsuzluk adası olarak muhafaza edildiğinden dem vuruyor.
Bunlar çok çok mühim mevzular.
Türkiye'nin kangren olmuş derin ve ölümcül yaraları hep.
Parmak basmaktan imtina etmiyor; dahası neşter zaruretini işaret ediyor.
Peker çok çok ilginç bir şekilde, Atalet, Sakillik ve Rezalet içinde debelenen Muhalefete NASIL MUHALİF OLUNUR? dersleri veriyor.
Korktukları bu vahim konulara girmeden, ısrar ve inatla ORTADA KUYU VAR YANDAN GEÇ yaptıkları sürece-
Erdoğan Rejiminden asla ama asla kurtulamayacaklarını, megafonluyor.
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan daha Alevi. Ondan daha Kürt Hakları ateşine elini uzatmaya hazır ve razı portrede Peker.
Heyhat! Muhalefetsizliğimizin Sonbaharında MUHALEFET NASIL EDİLİR dersinin hocası da-
Mafyalı Peker olacakmış!
Ben (kısıtlı dağarcığımla) Sedat Peker'in Veli Küçük'ün prodüktörlüğünde gerçekleştirilmiş olduğunu biliyorum.
Dolayısıyla, Derinlerde bir devir teslim mücadelesinin silahşoru muhtemelen Sedat Peker.
Muhakkak, Frankenştayna bağlayıp Yaratıcısına saldırmayacaktır.
Yani HAYALLERDEKİ MUHALİF KAHRAMANdan ziyade-
Bir güç mücadelesinin fevkalade tetikçisi.
Tayyip ''Ağbisiyle'' hesaplaşmasını da Biden görüşmesi sonrasına öteledi.
Ben Türkiyeli Antiemperyalistler kadar, emperyalistlerle uyuma meraklı, bağımlı ve saygılısını görmedim diyerek-
Yazımı Peker usulü Alevilikle tamamlayayım:
''Ali'den başka yiğit, zülfikârdan başka kılıç yoktur''.
Kolyelerinden sakınınız.