AKP, Hatay’da eski gücünde değil!
İlk kez büyükşehir statüsünde seçime gidecek olan Hatay’da, AKP, CHP ve MHP arasında kıyasıya bir çekime yaşanıyor.

05.03.2014
Büyük İskender’in generallerinden Seleucus tarafından Milat’tan Önce 4’üncü yüzyılda kurulmuş, kadim Antioch kentindeyiz. İpek Yolu ticaretinde önemli bir rol oynayan kent, Yahudilik ve Hıristiyanlık tarihinde önemli bir rol oynamış. Zamanla önemini kaybeden kent, Romalılar, Araplar, Osmanlı yönetimlerinin ardından Türkiye Cumhuriyeti sınırları içine katılmış.
Bugün Sünni Türkler ve Arap Alevileri’nin ağırlığını oluşturduğu kent, Suriye’deki iç savaşın sonuçlarını en ağır biçimde yaşayan merkezlerden biri. İlk kez büyükşehir statüsünde seçime gidecek olan kentte, AKP, CHP ve MHP arasında kıyasıya bir çekime yaşanıyor.
AKP, seçime Adalet Bakanlığı’ndaki performansıyla bir dönem büyük takdir toplayan Sadullah Ergin ile katılıyor. Erdoğan’ın, İzmir gibi Hatay’a da en ağır toplarından birini sürmüş olması, seçimi kazanmaktan çok, cumhurbaşkanlığ seçim öncesi yzüde 50’lik oy oranını koruma hamlesi olarak okunabilir. Elbette, bu kasetlerin çıkmasından önceki dönem için konuşuyorum.
CHP’nin adayı, AKP’den Antakya Belediye Başkanı seçilmiş olan Doç. Dr. Lütfü Savaş. MHP ise İskenderun’da ANAP’lı olarak belediye başkanı seçilip 3 dönem görev yapmış Mete Aslan.
1.5 milyon nüfusu, 900 bine yakın seçmeni olan Hatay’da alınacak sonuç, AKP’nin Türkiye geneli oy oranında etkili olabilecek düzeyde.
Geleneksel olarak solun hakimiyetinde olan kentte, bugün yarışa katılan 3 partinin adayı da milliyetçi veya muhafazakar soldan gelme isimler. İşçi Partisi ve ÖDP’nin ise kimi ilçelerde sürpriz sonuçlar alabileceği konuşuluyor.
Antakya’ya indiğimiz andan itibaren parti adayları görüşme trafiğine giriştik ve Antakta-İskenderun arasında adete mekik dokuduk.
Altyapı sorunlarını yeni yeni aşan Antakya, gerçek kent kültürü meseleleriyle yüz yüze olduğu bir döneme gelmiş bulunuyor. Bu açıdan bakınca, aslında insanı biraz da hayalkırıklığına uğratan bir yapısı var Antakya’nın. İçinde bulunduğu durum, çarpık yapılaşma, kirlilik, yeşilsizlik, doğaya saygısızlık, çirkinlik olarak özetlenebilecek tipik bir Cumhuriyet kenti Antakya.
Ama seçmen bu konularla çok ilgili değil. Çünkü kentin siyasetini Arap Aleviliği ve Sunnilik gerilimi, buna bağlı olarak da Suriye’de yaşanan gerilim sonucu kente gelmiş göçmenler meselesi belirliyor.
Antakya, kırılgan bir il. Yüksek gerilim hattı üzerinde bir yerleşim merkezi ve bunun üzerine oynamaya hazır çok kesim olduğu da yadsınamaz bir gerçek.
Arap Aleviliği, bilinen Anadolu/Türkmen Aleviliği’nden çok farklı. En önemli fark, cemevi ve dedelik müessesinin olmayışında yatıyor. Arap Aleviliği’nde cami ve namaz önemli.
Arap Aleviliği’ne Nusayri denilmesini kabul etmiyorlar ve bunun kendilerini aşağılamak için Sunniler tarafından ortaya atılmış bir deyim olduğunu söylüyorlar. Erdoğan’ın ‘‘Reyhanlı’da 53 Sunni vatandaşımız öldürüldü’’ söylemi, bu insanlar üzerinde, bekleneceği üzere, büyük bir rahatsızlık yaratmış. Kendilerini köktendinci Sunniler’in tehdidi altında hissediyorlar ve bunu açıkça dile getiriyorlar.
Aslında 10 yıllık AKP iktidarı kente ciddi yatırım yapmış. Havaalanı, Hatay ve Antakya’daki modern adalet sarayları, 4 baraj, 400 kilometreden fazla duble yol, sulanabilir tarım alanını yüzde 16’dan 90’a çıkması gibi.
AKP’den seçilmiş olan ve bugün CHP’den aday olan Lütfü Savaş da 5 yıllık görev süresi içinde kentin altyapı sorunlarını çözecek adımlar atmış ve kanalizasyon, yağmur suyu ve arıtma tesisi konularında önemli adımlar atmış.
Bugün MHP’den aday olan Mete Aslan da İskenderun Belediye Başkanlığı sırasında büyük ilçenin altyapı sorunlarını önemli bir biçimde çözmüş.
Bugün AKP adayı olan Sadullah Ergin, merkezi hükümetin desteğiyle bölgenin çehresini değiştirecek dönüşüm projeleriyle öne çıkmaya çalışırken CHP adayı Lütfü Savaş ise kente yönelik hazırlıklarıyla iddialı.
Ama sokaktaki insan, büyükşehir belediyesine dönüşüm sonucu çıkacak yeni kadrolardan Aleviler’in pay alıp alamayacağı, sigortasız ve ucuz ücretle çalışan Suriyeliler’in ne zaman ülkelerine döneceği konusuyla ilgili. Suriyeliler’in hiçbir zaman geri dönmeyeceğini bile düşünenler var. Aleviler, Türkiye genelinde olduğu gibi, burada da her alanda dışlanmış olmaktan yakınan kesim ve yüzde 50’ye yaklaşan oylarının tamamının CHP’ye gideceği kesin gibi.
Türkiye’nin gündemine damgasını vuran yolsuzluk iddialarından ziyade Suriye’den göç ve mezhepsel gerilimin damgasını vuracağı bir seçim bu Hatay için.
Bu açıdan bakınca Sadullah Ergin’in işi zor. Çünkü bu belirleyenler lehine çalışmıyor. Adana ve Mersin’de yapacağımız ziyaretlerde bu durumun Hatay’a özgü mü olduğunu yoksa bu bölgede genel atmosferin böyle mi olduğu konusundaki soru işaretlerini gidermemize yardımcı olacak.
Ama Hatay’da görünen gerçek, 2002 seçimleri öncesi tanık olduğum, gümbür gümbür gelen bir AKP dalgasının bugün olmadığı yolunda. Zaten Ergin de seçimin AKP ile CHP arasında bir ciddi bir yarış olarak geçeceğini söylüyor. Seçimi kaybederse çok üzülür mü, emin değilim.
Yarın Hatay adaylarının iddialarını, seçime, siyasete, bölgesel gerilime ilişkin bakışlarını anlatmaya devam edeceğiz. Akdeniz’in nabzı, AKP’nin Türkiye genelindeki durumunu belirleyecek bir öneme sahip, elimizden geldiğince bu nabzı t24.com.tr okurları için tutmaya gayret edeceğiz ama ilk izlenimim AKP’nin 2002’de iktidar olduğu havadan uzak olduğu yönünde. Adana ve Mersin görüşmelerinin ardından daha net bir şeyler söyleyeceğim elbette.