“Ankara’da dayısı var!”

Yeni Yaşam gazetesi manşetinde, “Ankara’da dayısı var!” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Türkiye’nin mafya-devlet skandallarıyla çalkalandığı günlerde, yargının tecavüzcü uzman çavuş Musa Orhan davasında gösterdiği tutum ibretlik oldu. Siirt’te İpek Er’e tecavüz ettikten sonra intihara sürükleyen Orhan yüne tutuklanmadı ve aramızda gezmeye devam ediyor.

Orhan’ın elini kolunu sallayarak aramızda dolaştığı saatlerde 83 yaşında ve ağır hasta olan Mehmet Emin Özkan, bir kez daha ve yine kelepçeyle hastaneye kaldırıldı. 25 yıldır tamamen hukuksuz olarak cezaevinde tutulan Özkan’ın durumu giderek ağırlaşıyor. 

Orhan olayı tek ve son olay da değil. Özel savaş politikalarının parçası olarak kaybettirme, taciz ve şiddet bölgede giderek yayılırken, devlet failleri değil, bu politikaları protesto eden kadınları cezalandırıyor. Dersim Valiliği Gülistan Doku’yu bulamıyor ama kadınlara ceza kesiyor.”

“Son kullanma tarihi geçmiş ilaç veriliyor”

Evrensel gazetesinin manşetinde, “Son kullanma tarihi geçmiş ilaç veriliyor” başlıklı haber yer aldı:

“CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, kovid-19 hastalarına son kullanma tarihi geçmiş favipiravir ilaçlarının verildiği iddialarını gündeme getirerek ‘Sağlık Bakanlığı, halk sağlığı suçu işliyor. Tarihi geçmiş ilaçlara itiraz edenlere ‘Sorun yok’ cevabı veriliyor. Tıpkı favipiravirde olduğu gibi Sağlık Bakanının da son kullanım ömrü geçti’ dedi. 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye yazılı soru önergesi veren CHP’li Emir ‘Sağlık Bakanlığı, hiçbir bilimsel kritere bakmaksızın milyonlarca kutu ilaç siparişi verdi. Şimdi de bu ilaçları bir an önce halka tükettirmenin derdine düştüler. Sağlık Bakanının gözü öylesine dönmüş ki; hastalara son kullanma tarihi geçmiş favipiravir etken maddeli ilaç vermeye başladılar’ ifadelerini kullandı.  

Son günlerde filyasyon ekiplerinin, kovid-19 hastalarına üzerinde son kullanma tarihi ‘nisan 2021’ yazan ilaçları verdiğini, hastalar itiraz ettiğinde de ‘Sağlık Bakanlığı gerekli incelemeyi yaptı, ilacı kullanmanızda bir engel yoktur’ gibi yanıtlar verildiğine dikkat çeken Emir ‘Derhal bu skandala bir son verilmelidir’ dedi.”

“Zirve öncesi formül arayışı”

Karar gazetesi manşetindeki, “Zirve öncesi formül arayışı” başlıklı haberinde, “ABD’yle düşmeyen tansiyon 14 Haziran’daki Erdoğan-Biden zirvesine kilitlendi. Ankara ise öncelikli gündem olan füze dosyasına ilişkin çabasını hızlandırdı. Katar ve İncirlik formüllerinden sonra son hamle, Atina’da ‘S-400’lerin kontrolü bizde olacak. Türkiye’de Rus uzman bulunmayacak’ çıkışıyla geldi. Kritik mesajlar ‘11 gün sonra Brüksel’de masaya konacak makul çözüm aranıyor’ değerlendirmelerine yol açtı.

Rus füzeleri, Türkiye ile ABD ilişkilerinde en büyük sınava dönüştü. Washington yaptırım ve F-35 kararıyla ipleri iyice gerdi. Biden’ın Ankara’ya karşı uzun süreli sessizliği de ‘S-400 tavrı’ olarak algılandı. ‘Rus füzeleri kırmızı çizgi’ tavrına karşı Ankara bir yandan haklılığını dile getirmeye çalışırken bir yandan krizden akılcı çıkış yolunu tuttu. İncirlik ve Katar formülleriyle birlikte ‘kutuda kalsın’ yaklaşımı da ortaya atıldı.

Biden’ın popülist 1915 kararına karşı Ermeni lobilerini işaret eden Erdoğan ‘Hazirandaki görüşmede yeni dönemin kapılarını aralayacağımıza inanıyorum’ dedi. Kahire ve Atina’yla normalleşme de ABD’yle ortak zemin çabasının ayakları olarak değerlendirildi. Bu yöndeki son mesaj Atina’da geldi. Çavuşoğlu’nun ‘S-400’ler bizim kontrolümüzde olacak. Rus askeri uzman Türkiye’de bulunmayacak’ ifadeleri uzlaşma sinyali şeklinde algılandı’ ifadelerine yer verdi. 

Cumhuriyet gazetesi habere ön sayfasında, “Moskova ile ara açılıyor” başlığıyla yer ayırdı:

“Ankara’nın Washington’la yakınlaşma hamleleri sürüyor. Son olarak S-400’lerin kurulumu ve eğitimi kapsamında Türkiye’de bulunan Rus askeri uzmanlar geri gönderildi. Karar, ‘Biden’la uzlaşma mesajı’ olarak yorumlandı. Rusya, Ukrayna geriliminin ardından koyduğu Türkiye’ye uçuş yasağını 21 Haziran’a kadar uzattı.”

Birgün gazetesi manşetin altındaki habere, “ABD’ye S-400 mesajı” başlığını attı. Haberde şöyle denildi:

“Ankara, 14 Haziran’daki NATO Zirvesi öncesi ABD’ye yakınlaşma çabasını sürdürüyor. Bu konuda iki ülke arasında en büyük kriz kaynağı olan S-400 meselesinde oldukça çarpıcı bir gelişme yaşandı. 

ABD merkezli Bloomberg TV, Biden-Erdoğan görüşmesi öncesi Ankara’nın uzlaşma mesajı vermek için S-400’lerin kurulumu ve eğitimi kapsamında ülkede bulunan Rus askeri uzmanları geri gönderdiğini yazdı.

ABD’nin taleplerinin çok açık olduğunu söyleyen Rusya uzmanı Aydın Sezer şöyle konuştu: ‘Erdoğan’ın Biden ile yapacağı görüşmede bu konuda radikal ve somut adımların atılması gerekiyor.’”

“Bu zihniyet hiç ‘normal’ değil”

Birgün gazetesi manşetinde, “Bu zihniyet hiç ‘normal’ değil” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Kültür-sanat ve eğlence sektörü ‘kademeli normalleşme’ kararlarında yine yok sayıldı. Kararın ideolojik olduğunu söyleyen müzisyenler ve sektör temsilcileri, ‘Bu, yaşam tarzına müdahaledir. Kötülüktür’ diyor.

Pandeminin başından bu yana tamamen duran kültür-sanat ve eğlence sektörünün gözü kulağı haziran ayı için açıklanacak olan kademeli normalleşme kararındaydı. Fakat umudu yaz aylarına bağlayan sanatçılar ve eğlence sektörü yine yok sayıldı. Müzisyeniyle, organizasyoncusuyla, sesçisiyle bir buçuk senedir eli kolu bağlı olan on binlerce emekçinin mağduriyeti yine çözüme ulaşmadı. Onlarla ilgili hiçbir açıklama yapılmadı. Emekçiler arasında yaşamına son verenler, enstrümanını satanlar, evini kapatıp ailesinin yanına yerleşenler var. Önceki gün açıklanan kararlar sosyal medyada büyük tepki çekti. Yurttaşlar saat 22.00’den sonra başlayacak sokağa çıkma yasağını iktidarın yaşam tarzına ve temel özgürlüklere dönük geliştirdiği saldırılar olarak nitelendirdi.”