Barolar Birliği: Türkiye Türklerindir!

İfade özgürlüğü azınlıkta kalan kesimlerin toplumsal alanlarda görünürlüğünü sağlayan bir haktır…

VEYSEL OK

20.10.2015

Bağımsız Gazetecilik Platformu Punto24’ün, Article 19 ve The Guardian Vakfı ile ortaklaşa düzenlediği “İfadeye Özgürlük” başlıklı konferansta basın özgürlüğü önündeki engeller ve çözüm önerileri tartışılırken, konferans sonrası Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi hakkında, bir TV programında fikirlerini söylediği gerekçesi ile Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği tarafından yakalama kararı çıkarıldığını öğrendik.

Konferans konuşmacılardan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdülhamit Bilici bütün iyi niyeti ile gazetecilerin basın faaliyetlerini özgürce ifa etmesi için avukat örgütlerinin ortak çalışma yapmasını, gazetecilerin haber yapma haklarına yönelik baskılara karşı özellikle Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı öncülüğünde bir hukuk timi kurulması önermişti.

Tahir Elçi’nin Terörle Mücadele polisleri tarafından gözaltına alınmasının akabinde dünyanın en büyük hukuk örgütlerinden biri olan Barolar Birliği yaptığı açıklama ile mevzu bahis Kürtler ve kurumları olunca iktidarla benzeştiğini bizlere bir kez daha gösterdi.

Türkiye Barolar Birliği, basın açıklamasında fikirlerini ifade ettiği gerekçesi ile Tahir Elçi’ye soruşturma açılmasını açıkça doğru bulduğunu şerh düşmüş, sadece yakalama tedbirinin uygulanmasında usul itirazları olduğunu kamuoyuna duyurmuştur. Türkiye’nin en önemli barolarından biri, hatta en önemlisi olan, Kürt avukatlarının en büyük hukuk örgütü olan Diyarbakır Barosu’nun başkanı Tahir Elçi’nin ifade özgürlüğü hakkını yok sayan Türkiye Barolar Birliği, temel hakları yok sayan bu açıklaması ile gazetecilere ifade özgürlüğünün önündeki engellere karşı mücadelede hiçbir katkı sağlamayacağını; aksine Kürtler söz konusu olunca yapılan hukuksuz müdahalelere arka çıkacağını açıkça ifade etmiştir.

Türkiye Barolar Birliği’nin ifade özgürlüğünden anlaması gereken temel şey ana akımdan farklı düşünsel, etnik, dinsel aidiyetlere sahip olanın fikrinin korunmasıdır.

İfade özgürlüğü, iktidar olan, ana akım olan, tahakküm sahibi grupları korumaktan çok, azınlıkta kalan, güçsüz konumda olan kesimlerin toplumsal ve kamusal alanlarda görünürlüklerini sağlayan ve seslerini duyurmalarını sağlayan bir haktır.

Türkiye Barolar Birliği’nin Tahir Elçi ile ilgili basın açıklaması ise devletin milliyetçi, militarist söyleminin bir tezahürüdür.

Bu yüzden de ifade özgürlüğü hakkı ile ilgili Türkiye Barolar Birliği’nin açıklamasındaki çifte standardı kınıyor, Tahir Elçi’nin yanında olduğumuzu, hukuki bir garabet olan yakalama kararının kaldırılmasını ve Elçi'nin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.