“Biri unutmuş, diğeri şuurunu kaybetmiş”

Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırıyla ilgili davada sanıkların “pişkin” savunmaları iktidar gazetelerinde yer bulamadı.

P24

02.12.2020

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen yıl Ankara’da uğradığı linç girişimiyle ilgili davada sanıklar hakim karşısına çıktı.

Karar gazetesi habere ön sayfasının altında, “Pişkinliğe bak” başlığıyla yer verdi. Haberde şöyle denildi:

“Ankara’da CHP liderine saldırıya ilişkin davada sanıklar 7 ay sonra hakim karşısına çıktı. Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün hakimin ‘Nasıl oldu?’ sorusuna ‘Çok zaman geçti hatırlamıyorum’ cevabını verdi. Sanıklardan Yusuf Bedava, elindeki toprak parçasını Kılıçdaroğlu’na atmasıyla ilgili ‘Havada savrulup gitti’ dedi. Şüphelilerin ‘rahat’ ifadelerine dikkat çeken CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ’36 sanıktan hiçbiri tutuklu değil. Bunun arkasındaki de siyasi irade’ ifadesini kullandı.’

Birgün gazetesi manşetin altında yer ayırdığı habere, “Biri unutmuş, diğeri şuurunu kaybetmiş” başlığını attı:

“Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyete 21 Nisan 2019 tarihinde Ankara’nın Çubuk ilçesinde gerçekleştirilen saldırıya ilişkin açılan davanın ilk duruşması Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı. Kılıçdaroğlu’na yumruk atan sanık Osman Sarıgün, olayı hatırlamadığını söyleyerek, ‘Unuttum, çok zaman geçti’ dedi. Sanık Vahit Delibaş, elindeki sopa ile Kılıçdaroğlu’nun sığındığı eve doğru hamle yapmasıyla ilgili ‘Benim köyüm ile olay yerindeki köy arası 3,5 km. Oraya gidip gelen herkes kendini korumak için eline değnek alır. Köpeklerden kendimi korumak için değnek elimdeydi’ diyerek, kendini savundu. Delibaş, ‘PKK çık dışarı’ diye slogan attığını ise kabul etti. Sanık Fahrettin Abacı, Kırıkçı’nın cenaze namazının ardından Kılıçdaroğlu yürürken çıktığı elektrik direğinden ona tekme atmak istemesiyle ilgili ‘Kılıçdaroğlu ile bir şeyimiz olmadı. Köyümüze gidiyorduk, şehit cenazesi olduğunu öğrendik, katıldık. Direğe ezilmemek için çıktım. Tepki de gösterdim ama özür diliyorum’ dedi. Sanık Cihan Karahisar, Kılıçdaroğlu’nun cenaze sonrasında yürüyüşünü diğer sanıklarla kol kola girerek engellemeye çalışmasıyla ilgili ‘Koluma giren şahısları tanımıyorum, engel olma gibi bir durum yok. (Kılıçdaroğlu’nun sığındığı) Evin önünde de bulundum, ama protesto gibi bir amacım yoktu’ diye konuştu.”

Cumhuriyet gazetesi, “Yumruğu unutmuş” başlığıyla verdiği haberde, “CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik Çubuk’taki şehit cenazesi sonrası örgütlü linç girişimine yönelik davanın ilk duruşmasında tutuksuz 36 sanığın yargılanması başladı. Yumruk atan Osman Sarıgün, çok zaman geçtiği için olayı unuttuğunu belirtti. Diğer sanıklar da ‘Öldürmek isteseydik zaten çıkamazdı. Taş değil, bir avuç toprak attım, o da havada savruldu. Ayağımı kimseye değmesin diye kaldırdım’ gibi skandal ifadeler kullandı. CHP, sanıkları Saray’a yakın avukatların savunduğunu söyledi” ifadelerine yer verdi. 

Evrensel gazetesi habere manşetin yanında, “Yumruk atan kişi ‘unuttum’ dedi!” başlığıyla yer ayırdı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Çubuk’taki linç girişiminde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün hakimin ‘Olay nasıl oldu?’ sorusuna, ‘ Unuttum, çok zaman geçti’ diye yanıt verdi. Bir başka sanık da ‘Öldürmek istesek zaten oradan çıkmazdı’ dedi.”     

Sözcü gazetesi ön sayfasının altındaki habere, “‘İsteseydik onu öldürürdük’, ‘Unuttum, çok zaman geçti’” başlığını attı:

“Geçen yıl Ankara Çubuk’ta bir şehit cenazesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu yumruklayan Osman Sarıgün ve diğer sanıklar dehşet ifadeler verdi. Yumrukçu Sarıgün, hakimin ‘Olay nasıl oldu anlat’ sözüne, ‘Unuttum, çok zaman geçti’ diye yanıt verdi. Bir diğer sanık ise, ‘Kılıçdaroğlu’nu öldürmek isteseydik, zaten çıkamazdı’ dedi. Duruşma ileri tarihe ertelendi.”

“Her adım fiyasko”

Birgün gazetesi manşetinde, “Her adım fiyasko” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“İlk Covid-19 vakasının tespit edilmesinin üzerinden 1 yıl geçti. Türkiye’de ise salgın 9. ayında. İktidar bu 9 ay boyunca maskeden vaka sayısına, sokağa çıkma yasağından hastanelerin durumuna kadar birçok gitgel yaşadı. Salgın değil algı yönetildi, virüsle değil sayılarla mücadele edildi. Gelinen aşamada, nüfus sıralamasına göre dünyada 17. sırada bulunan Türkiye, tespit edilen günlük vaka sayısında 4. sırada. Avrupa’da ise ‘lider ülke’yiz. Daha salgının hemen başında maske krizi patlak verdi. Salgın nedeniyle uygulanan ilk sokağa çıkma yasağı 10 Nisan saat 22.00 sıralarında duyuruldu. Yasağa sadece 2 saat kala! Doğal olarak panik yaşandı, yasak kapsamındaki 31 kentte market ve fırınlara akın gerçekleşti; ne sosyal mesafe kaldı, ne önlem. Milyonlarca insanın canını tehlikeye atan karardan iki gün sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu istifa etti. Saray, istifayı kabul etmedi. 10 Nisan’a başlayan hafta sonu ve tatil günleriyle sınırlı sokağa çıkma yasakları, 1 Haziran itibariyle sona erdirildi. Ancak bundan 4 gün sonra, 5 Haziran’ın ilk saatlerinde İçişleri Bakanlığı 6 Nisan 00.00 itibariyle yeniden sokağa çıkma yasağı uygulanacağını açıkladı. Açıklamadan 12 saat sonra ise bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan yasağı ‘bizzat’ iptal ettiğini duyurdu. Covid-19 salgınıyla birlikte dünyanın hemen her ülkesinde sağlık sistemlerinin kapasitesi zorlandı. Birçok ülke, çözümü sahra hastaneleri kurmakta buldu. Türkiye’de iktidar, sahra hastaneleri kurulması çağrılarına kulak tıkadı, talep edenleri siyasi propaganda yapmakla suçladı. Adana Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu sahra hastanesi önce iktidar tarafından hedef alındı, ardından mühürlendi. Bugün ise Cerrahpaşa’da hastane koridoru, Ordu’da da poliklinikler, yemekhane ve acil servis, Covid-19 yoğum bakım ünitesine dönüştürülüyor.”

“Diyanet salgında kiracıya acımadı”

Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Diyanet salgında kiracıya acımadı” başlıklı haber yer aldı:

“Salgın döneminde bile bütçesi çok sayıda bakanlığı geride bırakan Diyanet, kirasını ödemekte zorlanan esnafı zor durumda bıraktı. Türkiye Diyanet Vakfı, Bingöl’de kiracısı olan onlarca esnafın çığlığına kulak tıkayarak kiraları ertelemediği gibi yüzde 12 zam yaptı. Esnaf, CİMER’den de sonuç alamadı. Pandemi döneminde para kazanamayan esnaf, ‘Kiracısı olduğumuz Diyanet Vakfı Başkanlığı’nı aradık ‘Burada her şey üç dört kişinin ağzına bakıyor her şey. Onların kararıyla yapılan bir şey. Hakkınızı arayın’ dediler. Birçok insan ekmeğinden olur diye konuşamıyor’ dedi. Pandeminin başlangıç döneminde esnafa yardım etmek yerine sadece 3 aylık kiralarını 6 aya yayan Türkiye Diyanet Vakfı bu defa da kiracılarına zam yaptı. İsmini ‘ekmeğimden olurum’ korkusuyla vermek istemeyen esnaf, ‘Pandemi döneminde, yani bizim en zor zamanlarımızda zam mı yapılır’ dedi.”