“Bu bir hakikat davası”

Yeni Yaşam gazetesi manşetini bugün başlayacak olan Kobane davasına ayırdı.

P24

26.04.2021

Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “Bu bir hakikat davası” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“28’i tutuklu 108 siyasetçi hakkında açılan Kobane davası bugün başlıyor. Yurt içi ve yurt dışından tüm gözlerin üzerinde olduğu dava öncesinde, HDP Eşbaşkan Yardımcısı Dede, iddianamenin ‘çöp’ değerinde olduğunu söyledi. CHP Milletvekili Tanrıkulu, ‘Mahkeme salonunun Kürtlerin siyaset yapma imkanının bir aracı haline dönüşeceğine inanıyorum’ diyerek, ‘dayanışma güçlü olduğu anda AKP muradına eremeyecektir’ ifadelerini kullandı. Bin 200 avukatın başvurduğu ve 30 ülkede eylemlerle başlayacak olan dava öncesinde HDP Kadın Meclisi de, ‘Yargılanan değil, yargılayan olacağız’ açıklaması yaparak, kadınlara dayanışma çağrısında bulundu.”

Evrensel gazetesi habere manşetin yanında, “Kobane davasının ilk duruşması bugün” başlığıyla yer ayırdı:

“IŞİD’in Kobane’ye dönük saldırısı sırasında gerçekleşen 6-8 Ekim protestolarından 6 yıl 3 ay sonra 108 siyasetçi hakkında açılan davanın ilk duruşması başlıyor. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, ‘kumpas’ olarak nitelendirdiği Kobane davasına ilişkin ‘6 yıl geçmiş olsa da bu yargılamayla birlikte 2014 dayanışma ruhu yeniden açığa çıkacak’ dedi.”

Birgün gazetesi ön sayfasının altında, “Kobane davası başlıyor” başlığıyla verdiği haberde, “Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 108 kişinin yargılandığı ‘Kobane davası’ Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün başlıyor. Partinin avukatlarından Kenan Maçoğlu, 324 klasör ve 3 bin 530 sayfadan oluşan iddianame için ‘Hukuken bir karşılığı yok’ dedi” ifadelerine yer verdi. 

“128 milyar ‘sis’ altında buharlaştı”

Karar gazetesi manşetinde, “128 milyar ‘sis’ altında buharlaştı” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Kayıp rezervi izah çabalarının hiçbiri ‘Sorumlu kim?’ sorusuna cevap olamadı. Hazine ile yapılan protokole dikkat çeken Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara, döviz satış işleminin kurum dışına taşınmasının kontrol mekanizmasını ortadan kaldırdığını, sorumluları belirsizleştirdiğini açıkladı. Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara, 128 milyar gündemine ilişkin Taha Akyol’un sorularını yanıtladı: ‘(MB ile Hazine arasındaki protokol) Merkez’de görev zinciri belli. Bir hata veya suiistimal olduğunda kim sorumlu, kim hesap verir bunlar tanımlı.  Asıl sorun ülkenin kaynaklarının kısa vadeli kazanımlar için harcanması ve sistemin buna izin vermesi. Bunu sınırlayacak bir kurumsal kontrol mekanizmasının olmaması. Rezervler kadar önemli olan beşeri sermaye ve kurumsal kapasitedeki erime. Yetişmiş insan gücünü, kurumları toparlamak kolay değil.  Hazine garantileri verilmesi, bütçe yerine İşsizlik Sigortası Fonu’nun kullanılması… Bunlar günü kurtarma pahasına gelecekteki refahı feda etmek anlamına geliyor.  Geçen yıl büyüme krediyle şişirildi. Uyarılar dikkate alınsaydı birkaç puan küçülürdük ama gelecek nesillere bu kadar yük bırakmazdık.’”

“Yoksulluk gerçek umut sanal”

Birgün gazetesi manşetindeki, “Yoksulluk gerçek umut sanal” başlıklı haberinde, “Geçmiş ekonomik krizlerden farklı olarak ülke ekonomisi uzun süredir derin bir bunalım yaşıyor. 2018’in yaz aylarında Rahip Brunson kriziyle derinleşen krizden bir türlü kurtulamayan ülkede geniş halk kesimlerinin en önemli sorunu yüksek işsizlik ve borçluluk. Bu tablonun en ağır yükü ise işgücü piyasasına yeni girmeye çalışan genç kuşakların sırtında. Türkiye İstatistik Kurumu’nun en son yayımladığı şubat ayı verilerine göre 15 üstü yaş grubunda mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 13,4. Ancak yaş aralığı 15-24’e çekildiğinde bu oran yüzde 26,9’a fırlıyor. Başka bir ifadeyle, genç nüfus ülkenin genelinin yaşadığın işsizlik tehdidini 2 kat daha ağır yaşıyor. İstihdam oranı da gençler için giderek düşüyor. Şubat ayı itibariyle 15-24 yaş arasında çalışabilir durumda olan her 100 gençten sadece 28,1’i istihdamda. Bu tabloda gençlerin kişisel olarak atabileceği adımlar da giderek sınırlı hale geliyor. Eğitimli olmak da iş bulmak veya konforlu bir hayat sürmek için yeterli kıstas değil. 2020 yılı ortalamaları hesaba katılırsa işsiz sayısı 4 milyon 62 bin. Buna karşılık üniversite mezunu olup da işsiz durumda olanların sayısı ise 1 milyon 88 bin. Yani her 4 işsizden 1’i üniversite mezunu. Ümitsizlik de cabası. TÜİK’in anketine ‘iş olsa çalışılırım ama iş bulma ümidim yok’ cevabını verenler pandemiyle birlikte rekor üstüne rekor kırıyor. 2020 ortalamalarına göre sadece 15-24 yaş arasında bu durumda olan tam 319 bin genç var. Önceki yıl bu sayının 159 bin olduğu düşünülürse yıllık artış yüzde 100. Yaş aralığı 15-34 yapıldığında ümitsiz gençlerin sayısı 614 bine çıkıyor. Üstelik artık üniversite mezunları bir ümitsiz. Gençler ellerindeki diplomanın bile iş bulmada işe yaramayacağını düşünüyorlar. Resmi veriler dahi bu acı gerçeği ortaya koyuyor. Bu sıkışmışlık içinde gençliğin en azından bir kısmının çare olarak gördüğü veya bu bunalım günlerinde rahat bir nefes aldıracağını umduğu şeyler ise onları dolandırıcıların kucağına itiyor. Kamuoyu araştırmaları Borsa ve Bitcoin yatırımcılarının giderek artan oranda gençlerden oluştuğunu ortaya koyuyor. Küçük tasarruflarını buralara yönlendirip ‘bir umut’ diyen gençler daha derin bir depresyonun içine hapsoluyor” ifadelerine yer verdi.