“Bu paketin de faturası halka”

​Evrensel, Cumhuriyet ve Karar gazeteleri “yeni destek programına” yönelik tepkileri manşete taşıdı.

P24

22.12.2021

Evrensel gazetesinin manşetinde, “Bu paketin de faturası halka” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı destek programı vatandaşa yeni yükler getirecek. Kurları şimdilik dizginlese de kur yükselişinin getirdiği zamları geri almayacak.

Açıklanan programa göre kurlar faizlerden fazla yükselirse aradaki fark halktan toplanan vergilerle Hazine üzerinden ödenecek. Merkez Bankası ihracatçıya kur garantisi verecek, kur farkı TL olarak şirketlere ödenecek. Belli bir sermaye kesimi korumaya alınırken korumanın bedeli toplumun sırtına fatura edilecek.

Doç. Dr. Ümit Akçay paketi değerlendirdi: ‘Döviz-faiz kıskacından, pandemide bile halk için kullanılmayan maliye politikasına doğru genişleme var. Enflasyonun sürekli ve hızlı bir şekilde artışının sınırlanması sonucunu doğurabilir. Ancak şu ana kadar yapılan fiyat artışlarının yarattığı tahribatı gidermez.

İktisatçı Mustafa Sönmez Hazine kaynaklarının kullanılacak olmasının sonuçlarını açıkladı: Hazinede yeni harcamalar için herhangi bir ödenek yok. Ödemeler ya yeni vergiler alınarak ya borçlanmaya gidilerek, eğitimden, sağlıktan ve diğer kalemlerden feragat edilerek yapılacak.”

“Faiz örtülü, kral çıplak”

Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Faiz örtülü, kral çıplak” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Uzmanların tüm uyarılarına rağmen bildiğini okuyan iktidar, karanlık bir tabloyla karşılaşınca, yeni denemeye girişti. Buna göre tasarruf sahipleri 3,6,9 ya da 12 ay vadeli hesap açtırabilecek. Para, vade dolmadan çekilirse faiz buharlaşacak, hesap bakiyesi de düşük kur üzerinden güncellenecek.

Kur farkı hesaplamaları için Merkez Bankası her gün saat 11.00’de dolar döviz alış kuru yayımlayacak. Vade sonunda kur değişiminin faiz oranı üzerinde kalması halinde oluşabilecek fark, müşteri hesabına TL olarak yansıtılacak. İsteyen her banka sisteme katılabilecek.”

“Sistemin kalbi Hazine garantisi”

Karar gazetesi manşetindeki, “Sistemin kalbi Hazine garantisi” başlıklı haberinde, “Kurdaki ‘lira eriten seyir’ Cumhurbaşkanı’nın duyurduğu paketle frenlendi. Dolarda hızlı düşüşü sağlayan düzenlemelerin en güçlü sac ayağı ise yerli para mevduatına kur garantisi oldu. Hazine Bakanı ‘Hesaplar 3, 6, 9 ve 12 ay vadelerle açılabilecek’ dedi. Yansıyan olumlu tablo umutlandırdı ancak uzmanlar ‘Önemli olan kalıcılık’ uyarısı yaptı. Bundan sonraki aşamada aynı yönde adım atılması beklentisi oluştu.

Erdoğan’ın ‘Vatandaşlarımızın dövize geçmesine ihtiyaç kalmayacak’ sözleriyle duyurduğu düzenlemede TL mevduata kur farkı başlığı öne çıktı. Kur getirisinin mevduat kazancının üstünde olması durumunda devletin aradaki farkı vatandaşa ödeyeceği belirtildi. ‘İhracatçı firmalara vadeli kur rakamı’ maddesi de dikkat çekti. Dövize tarihi rekorlar kırdıran tırmanışı engelleyen hamlelerin, sürdürülebilir olması durumunda sonuç vereceği belirtildi.

Yeni finansman adımlarının detayını Hazine Bakanı Nebati anlattı: Kurdaki artış TL faizinin üzerinde olursa fark müşterinin hesabına TL olarak yatırılacak. Kur farkı hesaplaması için MB her gün saat 11.00’de dolar alış kuru yayınlayacak. Hesaplar 3, 6, 9 ve 12 ay vadelerle açılabilecek. Minimum faiz oranı MB’nin politika faiz oranı olarak uygulanacak. Sisteme isteyen her banka katılabilecek. Vadeden önce hesaptan para çekilirse faiz hakkı ortadan kalkacak” ifadelerine yer verdi.

“Su çürüdü, tuz koktu”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Su çürüdü, tuz koktu” başlıklı haber yer aldı:

“Sayıştay raporlarının ortaya koyduğu tablo, iktidarın görünmeyen yüzünü gösterdi. Rant aktarımından kadrolaşmaya, menfaat ilişkilerinden boşa giden milyonlarca liraya hepsi raporlara yansıdı. PTT, BOTAŞ, TCDD, TOKİ, Türk Şeker ile Et ve Süt Kurumu’nda usulsüzlükler diz boyu. Neredeyse tüm kurumlar borç içinde yüzüyor.

Halk Bankası’nın kredilendirme işlemleri, Sayıştay denetimlerine takıldı. Bankanın en büyük riskli ilk 200 kredisine yönelik 2020 yılında yeterli düzeyde periyodik denetim ve değerlendirme yapılmadığı tespit edildi. Rapora göre, Halk Bank’ın 2020 itibarıyla takipteki alacaklarının tutarı 17 milyar TL’ye dayandı.

Ziraat Bankası’nın sorunlu, tahsil edilemeyen ve tahsilinden umut kesilen kredileri devasa boyutlara ulaştı. Vadesi geçmiş ve yakın izlemedeki kredilerin payı 2016 yılında yüzde 1,9 iken, geçen yıl yüzde 10,2’ye fırladı.

Sayıştay denetçileri, üç zincir marketin Et ve Süt Kurumu'ndan (ESK) aldığı et miktarından çok daha az eti tüketiciye sattığını tespit etti. Satılmayan etlerin toplam miktarının, 5 milyon 365 bin kilogram olduğu belirlendi. İdarenin, zincir marketlerin et satışı eksikliğini kapatması amacıyla ucuza et sattığı da öğrenildi. Sayıştay denetçileri, kuruma doğrudan böyle bir görev verilmediğin altını çizerek mevzuata aykırılığa dikkati çekti.

2023 yılına kadar tamamı özelleştirme kapsamında olan Türk Şeker’in birikmiş zararı 2016’da 1,1 milyar TL, 2017’de 1,3 milyar TL, 2018’de satılan fabrikaların kayıtlı net değerlerinin zarar kaydedilmesinin de etkisi ile 2,7 milyar TL, 2019 ile 2020’de de 3,7 milyar TL ve 4,6 milyar TL seviyelerine ulaştı. Birikmiş zararların artışına paralel olarak öz kaynaklar düştü ve 2020 yıl sonu itibarıyla öz kaynak miktarı, eksi 1,1 milyar TL olarak hesaplandı.”

“Ne din-iman ne de ahlak var”

Yeni Yaşam gazetesi manşetinde, Ne din-iman ne de ahlak var” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:

“Tekirdağ Cezaevi’nde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Vedat Çem Erkmen’in cenazesi, bütün baskılardan sonra sadece aile fertlerinin katılması şartıyla Digor’un Dağpınar beldesinde defnedilirken, abisi Ayhan Erkmen, imamın tehdit aldığı için cenazeye katılmadığını köylülerin de tehdit edildiğini belirtti.

Cenazenin İstanbul’dan kaçırılması ve defnine ilişkin gazetemize konuşan Ayhan Erkmen, cenazenin kalabalık bir şekilde sahiplenilmesinin polisi korkuttuğunu ve bu nedenle cenazeyi kaçırdıklarını, dün sabah saatlerinde köye vardıklarını, cenazeyi köy mezarlığında asker ve polis ablukasında defnettiklerini söyledi.

Köyün imamının tehdit edildiğine dair haberlere ilişkin ise bunun doğru olduğunu ve köy imamının cenaze namazını kılmadığını söyleyen Erkmen, imamın talimat aldığı için cenazeye katılmadığını dile getirdi. Erkmen, ‘Dinde böyle bir şey yoktur. Bir insan yaşamını yitirdi mi kimliğine ve geçmişine bakılmaz’ diye konuştu.”