Can Dündar ve Erdem Gül davası 1 Nisan’a ertelendi
Milletvekillerinin duruşma salonundan çıkmaması üzerine mahkeme heyeti suç duyurusunda bulundu

25.03.2016
T24
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün MİT TIR'ları davası için hâkim karşısına çıktı. Davanın kapalı görülmesine karar veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekillerinin duruşma salonunu terk etmeyi reddetmesi üzerine davayı 1 Nisan'a erteledi. Milletvekilleri hakkında yasal işlem yapılması kararlaştırıldı.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ve MİT'in davaya müdahil olması kabul edildi.
MİT TIR'ları haberleri nedeniyle tutuklanıp 92 gün hapishanede kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali var' kararıyla tahliye edilen Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün yargılandıkları dava, milletvekillerinin kapalı görülmesine karar verilen duruşmayı izlemek istemeleri nedeniyle 1 Nisan'a ertelendi. Duruşmanın ertelenmesinin ardından mahkeme salonu çıkışında konuşan Can Dündar, "1 Nisan'ı hiç bu kadar hevesle beklememiştik, bir şaka yapmayacakalarını umuyoruz ama biz bazı şakalar hazırlıyoruz." dedi.
Adana’da mühimmat yüklü MİT TIR’larının durdurulması ile ilgili haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kalan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül gazetecilik faaliyetleri nedeniyle bugün hâkim karşısına çıktı. Davanın ilk duruşmasında mahkeme iki konuda karar verdi.
Can Dündar ve Erdem Gül'ün savunmalarının tam metni
Mahkeme salonunun kapıları artık kapalı
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi duruşmaların bundan sonraki kapalı yapılmasını kararlaştırdı. Sanık eşlerini bu karar bağlamayacak. Mahkeme salonunun kapıları bundan sonraki duruşmalarda izleyicilere kapatılacak. Salonda, sanıklar, taraflar ve avukatlarıyla sanık eşlerinden başka kimse olmayacak.
Erdoğan ve MİT temsil edilecek
Mahkeme ikinci kararını da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MİT'in müdahillik talepleriyle ilgili verdi. Sanık avukatlarının "direkt zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddedilmesini istediği "müdahillik talepleri" kabul edildi.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ndeki duruşmayı milletvekilleri, yabancı diplomatlar, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi de izliyor. Ulusal ve uluslararası gazetecilik meslek örgütleri de Dündar ve Gül’e destek verdi.
Cumhurbaşkanı şikayetçi
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR'larına ait görüntüleri haberleştirmeleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın şikayetçi olduğu davada yargılanıyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın kapalı görülmesine karar verilen davada Dündar ve Gül, duruşma öncesinde gazetecilerle paylaştıkları savunmalarında tüm suçlamaları reddetti."Siyasi ve askeri casusluk", "devletin gizli bilgilerini temin etme yayımlama" ve "hükümeti devirmeye teşebbüs, terör örgütüne yardım"la suçlanan Can Dündar ve Erdem Gül, Anayasa Mahkemesi'nin tutuklamayla "kişi hürriyeti, kişi güvenliği, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine" karar vermesiyle tahliye edilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Dündar ile Gül’ün yargılanacağı davanın ilk duruşmasına iki gün kala, davaya çıkacak olan duruşma savcısını değiştirmişti. İlk duruşma öncesinde Dündar, "İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar" manşetine dayanak olan MİT TIR'ları görüntülerinin, "solcu bir milletvekili dostu tarafından flash disk içinde kendisine getirildiğini" açıklamıştı.
Dakika dakika gelişmeler
Can Dündar ile Erdem Gül'ün yargılandığı davada yaşananlar şöyle:
16.00: Milletvekillerinin duruşma salonundan çıkmaması üzerine duruşma mahkeme heyeti vekiller hakkında suç duyurusunda bulundu. Duruşma 1 Nisan'a ertelendi. 1 Nisan'da güvenlik önlemlerinin artırılacağı belirtildi.
15.25: Emre Erciş ifade vermeyi bekliyor.
15.15: Can Dündar: “Cumhurbaşkanı emretti, mahkeme boyun eğdi” algısı yaratacak bir hukuksuzluğa geçit vermemeli!
15.00: Duruşmaya başlandı.
14.05: Milletvekillerini duruşmayı izleme talebi reddedildi.
14.00: Saat 15:00'a kadar duruşmaya ara verildi.
13.45: Milletvekilleri duruşmayı izlemek için talepte bulundu, hakimin kararı bekleniyor.
13.20: Heyet salona gelmediği için duruşma başlamadı.
12.00: Duruşmaların tamamına gizlilik kararı getirildi, salondan yuhalama sesleri yükseldi.
11.20: Duruşmanın kapalı olup olmamasının kararlaştırılması için 10 dakika ara verildi.
11.10: MİT ve Erdoğan avukatları: Bize verilen talimat gereği şikâyetçi olarak davaya müdahil olmak istiyoruz.
11.05: Dündar ve Gül'ün avukatları: Dosyada gizli belge varsa sadece onlar için kapalı oturum yapılabilir.
11.00: Dündar ve Gül'ün avukatları: Erdoğan ve MİT'in avukatları resmen müdahil olmayacaksa, dinleyici sırasına geçsinler.
10.50: Dündar ve Gül'ün avukatları: Selam tevhid iddianamesinden 100 küsür sayfa copy-paste edilmiş. Belgeler orda var. Bizim dosyamızda yok ki. Neden kapalı olsun dava? Savcı dosyaya hakim değil. Kapalı olması icin söylediği belgeler dosyada yok.
10.45: Dündar ve Gül'ün avukatları: Savcı dosyaya hakim değil. Kapalı olması icin söylediği belgeler dosyada yok
10.40: Savcı, "devlet görevlilerinin kayıtları, MİT'in talebi" gerekçesiyle duruşmanın kapalı yapılmasını istedi.
10.30: Hakim, polislere 'görüntü alanları gözaltına alın' talimatı verdi. MİT ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da avukatları duruşmada.
10.15: Can Dündar ve Erdem Gül mahkeme salonuna alkışlarla giriş yaptı.
10.10: Duruşma salonu değiştirildi.
10.00: Çok sayıda yerli ve yabancı gazeteci, milletvekilleri ve diplomatlar duruşma salonu önünde toplandı.
Aralarında gazeteciler Hasan Cemal, Mete Çubukçu, Ceyda Karan, Fatih Polat, Gökhan Durmuş, Ceren Sözeri ile yabancı basın örgütlerinden birçok gazeteci davayı izlemek için adliyede. Almanya Parlamentosundan Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen, Diyarbakır Baro Başkanvekili Ahmet Özmen de Çağlayan Adliyesi’nde. Almanya Büyükelçisi, İtalya, Hollanda başkonsolosları davayı takip ediyor. CHP'den İlhan Cihaner, Barış Yarkadaş, Mahmut Tanal, Ali Haydar Hakverdi, HDP'den Garo Paylan, Filiz Kerestecioğlu, Meral Danış Beştaş, EMEP MYK Üyesi Levent Tüzel, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş,Sanatçı Ferhat Tunç davayı takip edenler arasında. İngiltere Başkonsolosu Leigh Turner da davaya destek olmak için adliyede bulunuyor.
09.30: Can Dündar adliyede: ki Saray arasında sıkıştık. Adalet Sarayı ve Kaçak Saray.
09.00: Çok sayıda Çevik Kuvvet polisi ve ve TOMA adliye önüne konuşlandırıldı.
Ne olmuştu?
Gazeteciler Dündar ve Gül, Adana'da durdurulan MİT TIR'larının içinde silah ve mühimmat bulunduğunu ortaya koyan görüntüleri yayımlamaları nedeniyle tutuklanmıştı. İki gazetecinin tutuklanma gerekçesi "Silahlı terör örgütü üyeliği, siyasal ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açığa çıkarmak." Tutuklama kararı İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce verildi. Can Dündar ve Erdem Gül'ün yaptığı 3 tahliye talebi de reddedildi. Anayasa Mahkemesi, iki gazetecinin tutukluluklarının 91. gününde hak ihlali kararı vermişti.
92 gün tutuklu kalan gazetecilerin Anayasa Mahkemesi kararıyla serbest kaldıkları davanın ilk duruşması İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülecek. Davayı yerli ve yabancı çok sayıda sivil toplum kuruluşu, gazeteci ve siyasetçi de izleyecek.
Duruşmaya 2 gün kala savcı değişikliği
Dündar ve Gül’ün avukatlarını kaygılandıran bir gelişme ise savcı değişikliği oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, duruşmaya 2 gün kala, Savcı İrfan Fidan’ı davadan alıp Yerine Evliya Çalışkan’ı görevlendirdi. Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı AkınAtalay, Twitter’dan yaptığı açıklamada, 15 gün önce mahkemeye dört yeni hakim atandığını, AYM kararını aşmak için de duruşmaya yeni delil sunulmuş gibi davranıldığını belirterek, “Bu tezgahı kabulleneceğimizi zannedenler duruşmayı beklesin,” dedi.
Edebiyatçılardan Davutoğlu’na mektup
İMC TV'nin haberine göre, dünya edebiyatının önde gelen isimleri Başbakan Ahmet Davutoğlu’na açık mektup yazdı. Monica Ali,Margaret Atwood dahil 100’ü aşkın yazar, The Guardıan gazetesinde yayınlanan mektupta, davanın düşürülmesi ve basın-ifade özgürlüğüne dönük ihlallere son verilmesi istendi.
Suçlamalar
Dündar ve Gül için, “casusluk”, “cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “terör örgütüne yardım etme” suçlarından ayrı ayrı bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Erdem Gül’ün savunmasından:
Gazetecilik adliye koridorlarından çıkarılmalı
MİT TIR'ları haberleri nedeniyle Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile birlikte tutuklandıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararıyla tahliye edilen gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gördüğü dava öncesinde gazetecilere dağıtılan savunmasunda, “Gazetecilik adliye binasından çıkarılmalı” ifadelerine yer verdi. Gül, “Bağımsız ve tarafsız yargıdan basın özgürlüğü adına suçlamaları düşürerek bizi beraat ettirmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Davanın kapalı görülmesine karar veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekillerinin duruşma salonunu terk etmeyi reddetmesi üzerine davayı 1 Nisan'a erteledi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ve MİT'in davaya müdahil olması kabul edildi.
‘’Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek ve silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme’’ iddialarıyla hakkında bir kez müebbet, bir kez ağırlaştırılmış müebbet ve 30 yıl hapis cezası istenen Erdem Gül’ün savunmasının öne çıkan kısımları şöyle:
"Biz bu iddianamenin şüphelisi, suçlusu değiliz. Ama gazeteciyiz. Gazeteciden suçlu çıkarma mantığının bu mahkemeden döneceğine inanıyorum. Bu davada sanık olmayı yalnızca basın öve ifade özgürlüğünü savunmak için kabul etmiş sayıyorum kendimi. Mahkemenin bir mahkumiyet kararı vermeyeceğine inanıyorum. Gazeteci kendi işini yaptığı için suçlu kabul edilemez."
"Bizim iki gazeteci olarak bu kadar ağır cezalarla yargılanmamız aslında üklemizdeki basın için de ağır bir yaptırımdır. Bu dava bu nedenle kişisel olmanın sınırlarını aşmıştır. Artık gazeteciler bazı haberler için sırf bu dava sürdükçe haber yazmaya yazı kaleme almaya cesaret edemeyecektir. Bunun basın dilindeki anlamı koyu bir oto sansürdür. Ve halkın haber alma ve bilgilenme hakkının gaspıdır."
"Benim kişisel olarak suçlandığım haberim ayrıca bir adli soruşturma dosyasındaki kriminal rapordur. Ben bu raporu haber yaptığım için bu kadar ağır suçlamalarla karşınızdayım. Bu iddianame o kadar ciddiyetsiz ki savcılık 4 aylık dava açma süresini kaçırdığı için 15 Ekim tarihli gazetenin bana ait olmayan manşetini de şahsıma atfederek delil diye karşınıza iddianame olarak koyabilmiştir. Bu savcılığın işlerini ne kadar ciddiyetle yaptığının göstergesidir."
"Son olarak sıfatında bağımsız ve tarafsız nitelikleri bulunan iki kurum var. Biri yargı biri de basın.Biz şimdi bağımsız ve tarafsız ve de özgür basının temsilcileri olarak bağımsız ve tarafsız yargının karşısındayız. Bağımsız ve tarafsız yargıdan basın özgürlüğü adına suçlamaları düşürerek bizi beraat ettirmesini talep ediyorum. Gazetecilik adliye binasından çıkarılmalı, yargı, adliyeye düşürülmek istenen basını adliyeden çıkarıp haber kovaladığı kendi mekanlarına göndermelidir."