Can’la Erdem’in ardından Silivri

P24 Silivri Cezaevi’nde tutuklu gazeteciler Mehmet Baransu ve Hayri Tunç’u ziyaret etti, Gültekin Avcı ve Hidayet Karaca’ya kitap iletti

P24

26.02.2016

P24 Hukuk Birimi Sorumlusu Veysel Ok, 26 Şubat cuma günü Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Mehmet Baransu ve jiyan.org muhabiri Hayri Tunç'u ziyaret etti.
 
P24 Hukuk Birimi, 14 Aralık 2015 tarihinde gerçekleşen Silivri ziyaretinde, 26 Şubat’ta sabaha karşı tahliye edilen Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Cumhuriyet'in Ankara Temsilcisi Erdem Gül'le görüşmüştü. Dündar ve Gül, Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu'nun tutuklanmalarında hak ihlali oluştuğuna dair karar vermesi sonrası serbest kaldılar. P24 Hukuk Birimi önceki Silivri ziyaretinde ayrıca, Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Müdürü Murat Çapan'ı da ziyaret etmişti. Bu iki gazeteci de 29 Aralık 2015'te özgürlüğüne kavuştu.
 
Veysel Ok, P24 adına bugün ilk olarak 2 Şubat'ta “örgüt  propagandası” yaptığı iddiasıyla tutuklanan jiyan.org muhabiri Hayri Tunç'u ziyaret etti. Görüşme sırasında Ok, P24 yöneticileri tarafından kaleme alınmış bir dayanışma mektubunu da tutuklu gazeteciye iletti.
 
 
Doğum gününde özgürlük umudu
 
Ziyaret sırasında Tunç,  hakkında hazırlanan iddianamenin içeriğini aktardı. 11 Mart'ta duruşması görülecek olan Tunç, doğum günü olan 12 Mart tarihinde özgür kalmayı umduğunu söyledi.
 
Tunç hakkında hazırlanan iddianamede, suçlamalarla ilgili delil olarak yalnızca Tunç’un sosyal medya paylaşımlarına dair ekran resimleri yer alıyor.
 
Tunç, sorgu sırasında savcının kendisine önce “Sen örgüt yöneticisisin” suçlamasında bulunduğunu, “Hayır, değilim” cevabı üzerine, “O zaman üyesisin” dediğini, Tunç'un bu iddiayı da reddetmesi sonrasında “O zaman yardım ve yataklık yapıyorsun” şeklinde suçlamalarına devam ettiğini, Tunç'un bunu da reddetmesi üzerine, “O zaman örgüt propagandası yapıyorsun” diyerek kendisini mahkemeye sevk ettiğini anlattı.
 
Tunç ile ilgili iddianamede bulunan ve suç delili olduğu öne sürülen üç fotoğraf da, Halk Cephesi eylemlerinde çekilmiş olmasına rağmen, savcılık gazetecinin PKK lehine propaganda yaptığını iddia ediyor.
 
Tunç'a karşı delil olarak kullanılan bir diğer fotoğrafsa, ilk olarak Hakkâri'de bir ilçe kaymakamlığına ait resmî web sitesinde kullanılmış ve daha sonra Tunç tarafından sosyal medyada paylaşılmış.
 
Görüşmede, iddianamedeki suçlama ve delillerin tümünün habercilik faaliyetleriyle ilgili olduğu ve bu yüzden yargılananın aslında Tunç değil, gazetecilik olduğu konuşuldu.
 
 
Hayri Tunç’a kitap iletmek bile yasak
 
Görüşme sırasında Tunç, kendisine gönderilen mektup ve kitapların cezaevi yönetimince iletilmediğini, kış günlerinde koğuşundaki kaloriferin açılmadığını, koğuştaki hasta tutuklulara tedavi hizmeti sunulmadığını, talep ettiği gazetelere ulaşamadığını ve tercih ettiği televizyon kanallarını izleyemediğini söyledi.
 
Ziyaret sonrası Silivri Cezaevi Yönetimi, P24'ün Tunç'a götürdüğü Orhan Pamuk’un Kırmızı Saçlı Kadın romanı (YKY), Ahmet Altan’ın deneme kitabı Bir Hayat Bir Hayata Değer (Everest), Feridun Andaç’ın söyleşi kitabı Yaşar Kemal: Bir Ömür Edebiyat (Eksik Parça) ve Mahatma Gandhi’nin otobiyografisi Bir Özyaşam: Hakikatin Peşinde Başımdan Geçenler (Alfa) adlı kitapları almayı reddetti.
 
Cezaevi yöneticileri ve savcılıkla yapılan tüm görüşmelere rağmen, dört kitap da 5 No'lu Cezaevi Yönetimi tarafından avukat Veysel Ok'a geri verildi.
 
Buna karşın, Veysel Ok aynı dört kitabı içeren birer paketi, Silivri’de tutuklu bulunan gazeteciler Mehmet Baransu, Gültekin Avcı ve Hidayet Karaca’ya yine P24’ün hediyesi olarak iletilmek üzere cezaevine teslim etti; Baransu, Avcı ve Karaca’nın kitapları sahiplerine iletilmek üzere hiçbir sorun çıkmadan 9 No'lu Cezaevi Yönetimince kabul edildi.
 
Bu durum, ağırlıklı olarak Kürt tutuklu ve hükümlülerin tutulduğu 5 No'lu Cezaevi'nde kalan tutuklu ve hükümlülere karşı özel bir ayrımcılık uygulandığı izlenimini yaratıyor.
 
Veysel Ok’un, Cezaevi Savcısı’yla yaptığı görüşme sonucu, kitapların kargo ile iletilmesi halinde Hayri Tunç’a teslim edileceği konusunda uzlaşma sağlandı.
 
Serbest kalınca Gazi’nin haberini yapacak
 
Tunç, 11 Mart'taki duruşma sonrası özgür kalırsa, çocukluğunun geçtiği Gazi Mahallesi'nde 1995 senesinde yaşanan katliamın yıldönümünü haberleştirmek istediğini söyledi.
 
P24 yöneticilerinin Hayri Tunç’a yazdıkları şu mektup ziyaret sırasında meslektaşımıza iletildi:
 
“26 Şubat 2916, İstanbul
 
Sevgili Hayri Tunç,
 
2 Şubat’tan beri devam eden tutukluluğunuzun, gazeteciliğinizi cezalandırma amaçlı olduğunu düşünüyor ve vahim bir hak ihlali olarak görüyoruz.
 
Anayasa Mahkemesi’nin meslektaşlarımız Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği hak ihlali kararını sevinçle karşıladık ve bu kararın siz dahil bütün tutuklu gazeteciler için bir emsal teşkil etmesi gerektiğine inanıyoruz.
 
Bir an önce özgürlüğünüze kavuşabilmeniz için Türkiye’de ve uluslararası platformlarda çabalarımızı sürdüreceğimizi dayanışma duygularımız, sevgi ve selamlarımızla birlikte iletiyoruz.
 
Punto24 Bağımsız Gazetecilik Platformu
Hasan Cemal, Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yavuz Baydar, Murat Şevki Çoban, Veysel Ok, Sibel Oral, Evin Barış Altıntaş, Metin Yener.”
 
Hayri Tunç’un da, P24'e cevaben yazdığı mektup ise şöyle:
 
“Sevgili P24 emekçileri,
 
Destek mektubunuzu aldım, çok sevindim. Umarım en kısa sürede hep beraber bütün tutsak düşen gazetecilerle birlikte sokaklarda olmak dileğiyle!
 
Hayri Tunç
 
26. 02. 2016”
 
Mehmet Baransu bir yıldır tutuklu
 
P24’ün Silivri Cezaevi ziyareti sırasında ikinci görüşmenin yapıldığı gazeteci 2 Mart 2015'ten beri tutuklu bulunan Mehmet Baransu'ydu.
 
Baransu, Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki karar sonrasında gelen tahliyeden büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Ancak, AYM'ye yaptığı bireysel başvurunun dokuz aydır yüksek mahkeme tarafından gündeme alınmamasını haksız bulduğunu da vurguladı.
 
Bir yıldır tutuklu bulunan Mehmet Baransu hakkında henüz bir iddianame hazırlanmış değil.
Gazeteci, yargılama sürecinin bir an önce başlaması gerektiğini ve yaşanan durumun büyük bir hak ihlali olduğunu belirtti.
 
Baransu görüşmede ayrıca, kararın, kendisi ve tüm tutuklu gazeteciler için bir emsal teşkil edeceğini umduğunu ve haber yaptığı için tutuklanan tüm gazetecilerin kısa süre içinde serbest bırakılmasını dilediğini söyledi.
 
P24 yöneticilerinin kaleme aldığı şu mektup görüşmede Mehmet Baransu’ya iletildi:
 
“26 Şubat 2016, İstanbul
 
Sevgili Mehmet Baransu,
 
Tutukluluk halinizin, halen hakkınızda resmî bir suçlama bile olmaksızın devam ettirilmesini yargısız bir cezalandırma uygulaması olarak görüyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin başvurularınızı gündeme almamasını da bu ceza uygulamasının bir parçası gibi algılamak mümkün. Mahkeme’nin meslektaşlarımız Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği hak ihlali kararını sevinçle karşıladık ve bu kararın siz dahil tutuklu gazeteciler için bir emsal teşkil etmesi gerektiğine inanıyoruz.
 
Bu duygularla 2 Mart 2016’da bir yılına ulaşacak olan tutukluluğunuzun bir an önce sona ermesine yönelik çabalarımızı sürdüreceğimizi sevgi ve selamlarımızla birlikte iletiyoruz.
 
Punto24 Bağımsız Gazetecilik Platformu
Hasan Cemal, Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yavuz Baydar, Murat Şevki Çoban, Veysel Ok, Sibel Oral, Evin Barış Altıntaş, Metin Yener.”