“CHP’ye çamur at!”
Günün dikkat çeken haberleri Cumhuriyet, Sözcü, Karar, Birgün ve Evrensel gazetelerinin manşetinde yer aldı.
01.07.2019
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “CHP’ye çamur at!” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Cavit Yılmaz isimli şahıs, terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklandı. İddiaya göre MİT personelleri ve Terörle Mücadele (TEM) polisleri tutuklu bulunan Yılmaz ile defalarca kez görüştü. Yılmaz ile gerçekleştirilen bir görüşmede ise, ‘DHKP/C terör örgütüne bağlı Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun yaz kamplarına hangi belediyenin otobüsleriyle gittiniz? Ataşehir, Şişli ve Beylikdüzü belediyelerinin size olanak sunduğunu biliyoruz. Bunlar istihbarat raporlarında da var. İfadende şu belediye bize şu kadar para verdi demen yeterli. Daha sonra rahat yaşarsın’ denildiği iddia edildi. Yılmaz, TEM polislerinin istediği çok sayıda kişi ve kurum hakkında ifade verdi. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak tahliye edildi. Almanya’ya kaçan Yılmaz, Alman polisine verdiği ifadesinde Türkiye’de tehdit, baskı ve psikolojik işkence sonucu etkin pişmanlıktan yararlandığını söyledi. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın teröristlerce makamında şehit edilmesine ilişkin görülen dosyada da tanık olması için kendisine baskı yapıldığını iddia eden Yılmaz, MİT, polis ve tanık üçgeninde yaşadıklarını anlattığı bir yazıyı da mahkeme dosyasına gönderdi. Yılmaz, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istinabe yoluyla ifadesinin alınmasını istedi. Yılmaz, mahkemeye yazdığı yazıda verdiği ifadelerle çok sayıda kişiyi mağdur ettiğini belirtti. MİT Ve Emniyet’in yoğun çabasına karşın Yılmaz’ın Alman polisine verdiği noter onaylı ifadelerin dava dosyasına girmesine engel olamadıkları öğrenildi” ifadeleri kullanıldı.
“Davutoğlu da ipleri kopardı”
Sözcü gazetesinin manşetinde, “Davutoğlu da ipleri kopardı” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Ahmet Davutoğlu isim vermeden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP yönetimini eleştirdi. Davutoğlu, 'Bir oy da olsa seçim geçerlidir deyip tutum değiştirmek, bir seçimde beka kaygısından bahsedip neredeyse bu şekilde düşünmeyen herkesi terörist olarak itham ederek, diğer seçimde İmralı'yla temasa geçmek milletin vicdanından kopuştur' dedi. Davutoğlu şunları söyledi: ‘Zaman içinde verdiği tüm vaatleri yerine getiren bir hükümetleri vardı, şimdi o kitlelerin hüzne gark olması, İstanbul seçimleriyle birlikte derin bir ümitsizliğe sürüklenmesinin hesabını birileri vermek zorundadır. Bunun hesabını veremeyip bizim haklı eleştirilerimizi bölünme çabası olarak göstermek isteyenler bilsinler ki, biz bu kitleler bölünmesin diye başbakanlık makamından ayrıldık’ diyen Davutoğlu, kendisinin tasfiye sürecinde rol oynayan Pelikan grubunu işaret ederek, ‘Devlet makamlarını trol çetelerine mahkûm edenler karşısında 3 yıl sustuk. Eğer işler iyi gitseydi, eğer AKP’yi iktidar yapan milletin değerleri egemen olsa kıyamete kadar susardık ama eğer İstanbul seçimlerinde olduğu gibi 13 bin oyla kaybedilen seçimin yenilenmesinde 800 bin oy farkla kaybetmişsek, bunun sorumlusu büyük bir Meclis çoğunluğuyla devretmiş bir Başbakan değil, o günden bugüne söylemde, eylemde, ahlâkta, siyasî hayatta ciddi savrulmaya sebep olanlardır’” ifadelerine yer verildi.
Karar gazetesi habere manşetin yanında, “Çözülme tehditle durmaz” başlığıyla yer verdi ve “23 Haziran seçim sonuçlarını değerlendiren eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti'yi de eleştirerek ‘Bugün susma vakti değildir. Ne yanlışlar yaptık ki bugün bu noktadayız? Tabanda büyük kitleler kopmaya başladıysa insanları neyle tehdit ederseniz edin o çözülüşü durduramazsınız’ çıkışında bulundu” dedi.
“‘Tek adam’ sistemi yamayla düzelmez”
Birgün gazetesi manşetindeki, “‘Tek adam’ sistemi yamayla düzelmez” başlıklı haberinde, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin birinci yılı geride kalırken, sisteme ilişkin tartışmalar derinleşiyor. Mevcut sistemin AKP içinde de rahatsızlık yarattığı ifade edilirken, son olarak AKP Grup Başkanı Naci Bostancı’nın ‘sistemin rehabilite edilmesi’ gerektiği şeklindeki açıklamaları dikkat çekti. Konuyu BirGün’e değerlendiren Anayasa Profesörleri Ergun Özbudun ve Sibel İnceoğlu, sistemdeki ‘rehabilitasyon’un daha çok makyaj niteliğinde değişiklikler olacağını, bunun da sistem için çözüm üretmeyeceğini belirtti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise, ‘Mevcut sisteme yama yapmak çözüm değil. Güçlendirilmiş, demokratik, parlamenter sistem ortaya konmalı’ dedi. ‘Türkiye’de ne yazık ki muhalefetle uzlaşma ile halkın önünde yeterince tartışma ve halkın katılımı sağlanarak uzun soluklu bir anayasal reform yapma geleneği oluşmadı’ diyen Profesör İnceoğlu, ‘Şimdi yeniden Anayasa değiştirilmek isteniyor, demek ki doğru yapılmamış, o halde öncelikle toplum olarak yöntemi tartışmamız gerekir’ ifadelerini kullandı. Başkanlık rejimine geçerken iktidarın en çok kullandığı argümanlardan birinin ‘hızlı karar almak’ olduğunu hatırlatan İnceoğlu, ‘Oysa hızlı karar almak değil, doğru karar almak önemlidir. Hızlı karar alıp yaptığınızı sürekli değiştirmek zorunda kalıyorsanız bunun anlamı yoktur, bundan ancak hukuki belirsizlik ve istikrarsızlık çıkar’ dedi. ‘Cumhurbaşkanı’nın mevcut sistem konusunda ne kadar ısrarcı olduğu ve son ana kadar da sistemi nasıl güçlü şekilde savunduğu malum’ diyen Profesör Özbudun ise, ‘Ben bu konuda şu an fazla iyimser olamıyorum. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde bazı değişiklikler yapılsa bile tıpkı Yargı Reformu’nda olduğu üzere bunun daha çok makyaj niteliğinde değişiklikler olabileceğini düşünüyorum. Şu an bu sistemde AKP’nin nelerden rahatsızlık duyduğunu tahmin etmek güç. Ancak parça parça ortaya çıktıktan sonra görebileceğiz. Bu ancak AKP dışındaki partilerin, belki de AKP’den kopacak partinin mecliste çoğunluğu sağlamasıyla ciddi bir değişiklik olabilir. AKP’nin öncülük edeceği reformun ciddi bir reform olacağına inanmıyorum’ diye konuştu” ifadelerine yer verdi.
“Gerçek sorumlular yargılansın”
Evrensel gazetesinin manşetinde, “Gerçek sorumlular yargılansın” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü yüzlerce kişinin yaralandığı tren faciasıyla ilgili sadece 4 TCDD personelinin yargılandığı dava başlıyor. 8 Temmuz 2018’de meydana gelen facianın davasına 3 Temmuz’da Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak. Faciaya sebep olan, gerekli önlemleri almayan asıl sorumluların da yargılanmasını isteyen kazada yakınlarını kaybeden aileler, adalet talebinden vazgeçmeyeceklerine dikkat çekerek destek amacıyla herkesi davanın görüleceği gün Çorlu Adliyesi’ne davet etti. Kazada 14 yaşındaki kızı Bihter, kız kardeşleri Derya Kurtuluş, Emen Duman ile yeğeni 6 aylık Beren Kurtuluş’u kaybeden Zeliha Bilgin, çok zor günler yaşadıklarını belirterek artık adalet istediklerini söyledi. Kazada ihmaller zinciri olduğuna dikkat çeken Bilgin, ‘Geride bıraktığımız 11 ayımız var, adalet mücadelemiz var. Bu kadar büyük acılarla adalet arayışımız var. Çaldığımız kapılar var, her şey ortada. İstediğimiz adaleti ne yazık ki bulamadık’ dedi. Artık mahkemenin başlayacağını ve burada 4 kişinin yargılanacağını belirten Bilgin ‘Bizim istediğimiz bu değildi. Ailelerin isteği tüm sorumluların yargılanmasıydı. Adaletli bir şekilde bu ihmal zincirine kimler imza attıysa hepsinin karşımıza çıkıp tek tek hesap vermesiydi. Ne benim evladım, 2 kardeşim, yeğenim, hiçbirinin geri gelmeyeceğini biliyoruz. 11 aylık adalet arayışı mücadelesinde verdiğimiz çaba, bu ihmaller yüzünden başka canlar yanmasın, diyeydi’ diye konuştu. TCDD yöneticilerinin de yargılamaya dahil edilmesini istediklerini belirten Kurtuluş, ‘Böyle bir talebimiz olacak ve bunda ısrarcı olacağız. Gerekirse daha sonraki süreçte dava açacağız. Tutanaklara baktığınız zaman bu kaza öncesinde menfezle ilgili mayıs ayında tutanak tutulduğu görünüyor. Zaten iç denetim raporunda da menfezle ilgili sorun tespit edildikten sonra beton sıklaştırma yapılmağı ortaya konulmuş. Bu iç denetim raporuna rağmen göz ardı edilen bir durum var savcılık iddianamesinde. Bunlara da itirazımız olacak. Hakkımızı arayacağız. Bizim canlarımız gitti’ dedi” ifadeleri kullanıldı.