“Demirören’in değil İBB’nin peşine düştü”
Cumhuriyet gazetesi, Ziraat Bankası’yla ilgili yeni bir skandalı manşetinden okuyucularıyla paylaştı.
23.07.2021
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Demirören’in değil İBB’nin peşine düştü” başlıklı haber yer aldı. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Ziraat Bankası’nın, krediye karşılık Demirören Holding’den devraldığı Kemer Country’deki araziler, yargı kararları doğrultusunda İBB tarafından yeniden özel spor alanına çevrildi. Banka, Demirören’den parayı almak yerine yeni imar planına itiraz etti.
Demirören Holding’in, Ziraat Bankası’ndan çektiği milyonlarca dolarlık kredi karşılığı ipotek ettirdiği İstanbul Göktürk Kemer Country’deki golf sahası arazilerine ilişkin süreç yeni bir boyut kazandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bakanlık tarafından imara açılan toplam 300 dönümü bulan arazileri yargı kararı doğrultusunda tekrar özel spor alanına çevirdi. Arazilerin kredi ve ipotek sürecine ilişkin sessizliğini koruyan Ziraat Bankası, İBB’nin arazileri özel spor alanına çeviren yeni imar planına skandal niteliğinde bir dilekçeyle itiraz etti. İBB’nin hazırladığı imar planında kamu yararı olmadığı savunulan dilekçede alanın yeniden imara açılması istendi. Dilekçede ‘Gerek kamunun gerekse maliklerin hukuki ve vicdani hakları açısından eşitlikçi ve adil bir planlamanın gerçekleştirilmesinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğu ve yasalarla da hüküm altına alınmış görevi olduğu düşüncesindeyiz’ denildi.”
Gazete manşetin altındaki, “Bulu anlaşmazlığı” başlıklı haberinde ise, “Yükseköğretim Kurulu Başkanı Yekta Saraç’ın görev süresi, 20 Temmuz 2017’de ikinci kez göreve atanmasının ardından yönetmeliğe göre tamamlandı. Saraç ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında ‘Boğaziçi Üniversitesi’ne eski AKP’li Melih Bulu’nun atanması ve iki yeni fakülte kurulması nedeniyle anlaşmazlık olduğu’ iddia edilirken, Saraç’ın yeniden atanmayacağı ve kurumdaki yakın çevresiyle vedalaştığı konuşuluyor.
İddialara göre Saraç, eski AKP’li Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasını desteklemedi ve iki yeni fakültenin açılmasına karşı çıktı. Saraç’ın kayınpederi Mustafa Demirkan, Ayasofya’da Erdoğan’ın gözü önünde Atatürk’e lanet okumuştu” ifadelerine yer verdi.
“Kürtlere ‘husumet’”
Yeni Yaşam gazetesi manşetinde, “Kürtlere ‘husumet’” başlıklı habere yer verdi:
“Son aylarda özellikle Orta Anadolu’da Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar hız kazanırken, iktidarın nefret dili saldırganları cesaretlendiriyor. Konya’nın Meram ilçesinde Diyarbakırlı aileye saldıran 60 kişilik ırkçı grup Hakim Dal’ı katletti. Aile daha önce de defalarca kez tehdit edilmişti.
Saldırıda öldürülen Dal, Kürtçe ağıtlarla defnedilirken, Valilik ise ‘husumet’ açıklaması yaptı. Gazetemize konuşan ailenin avukatı Karabulut ise, ‘Tarla meselesi değil, tamamen etnik nedenlerle ve ırkçı saiklerle yapılmış bir saldırı’ diyerek olayın üstünün örtülmek istendiğini belirtti.
Saldırganlardan 20’si gözaltına alınırken, yaşananları anlatan aile üyeleri, daha önce de kendilerine ‘Siz Kürtleri burada istemiyoruz’ Buradan gidin’ dediklerini, olay günü de jandarmanın gözünün önünde muhtar tarafından yönetilen bir topluluğun taşlarla saldırıp ateş ettiğini anlattı.”
Evrensel gazetesi habere manşetinde, “‘Kriminal vaka’ denilip geçilemez” başlığıyla yer ayırdı. Haberde şöyle denildi:
“Ankara, Afyon ve Konya’dan arka arkaya Kürtlere yönelik saldırı haberleri geldi. Barolar ve demokratik kurumlardan, ‘Olaylar münferit ve adli olarak görülmemeli’ çağrısı geldi.
Yapılan açıklamalarda Kürt kimliğine yönelik saldırıların kriminal vaka gibi değerlendirilmesinin toplumsal barışı zedeleyeceğine dikkat çekildi. Kürt kimliği ve Kürtçe diline ilişkin her türlü ırkçı saldırılara zemin hazırlayan söylemlerden vazgeçilmesi, saldırılarla ilgili ivedi ve etkin bir soruşturma yürütülmesi talep edildi.”
“Hani hızlı karar alıyorduk”
Karar gazetesinin manşetinde, “Hani hızlı karar alıyorduk” başlıklı haber yer aldı:
“Rize'de 6 kişinin can verdiği sellerin üstünden 10 gün geçmeden sağanak Karadeniz'i ikinci kez vurdu. Çevre Bakanlığı'nın eylem planı ise hayata geçirilmedi. Yeni sistemin kazanımı olduğu savunulan 'hızlı karar' mekanizmasının çalışmadığını gösteren hantallık nedeniyle bin 950 riskli yapı tahliye edilemedi. "Tebligatlar bayramdan sonra" çıkışı da tepkiye yol açtı: Can kayıpları varken niye bayramı bekliyorsunuz?
'Tanıdık' felaket… Karadeniz’de her yıl görülen aşırı yağışlar karşısında uzmanların ‘İklime göre yapılaşma şart’ uyarıları kulak ardı edilirken Rize ve Artvin’in ilçelerinde yine sel kabusu yaşandı. Göz göre göre gelen afete karşı Çevre Bakanlığı’nın eylem planının da kağıt üstünde kaldığı ortaya çıktı. Planda, dere yatağında bulunan ve yaklaşık 2 bin ailenin yaşadığı bin 950 binanın acil olarak taşınması gerektiğine yer verildi.
Çevre Bakanı Kurum, bayramdan sonra yapılacak tebligatların ardından yapıların yıkılarak ev sahiplerinin inşa edilecek yeni konutlara taşınacağını bildirdi. Ancak meteorolojinin ‘yağış sürecek’ uyarısı acil adımın gerekliliğini gösterdi. ‘Bayram sonrası beklenmeden harekete geçilsin’ uyarıları yükseldi. CHP’li Ali Öztunç da ‘Rize’de son 21 yılda 83 canı kurban verdik. Hükümet eyleme geçmiyor. Karadeniz kaderine terk edildi’ dedi.”