“Etkinlik sponsoru Sarraf”
Eski AKP’li bakanların danışmanlarının itirafları ve Abdullah Gül’ün “Kayıp Trilyon’ davasında verdiği ifade havuz medyasında ilgi görmedi.

20.11.2014
Zafer Çağlayan ve Muammer Güler’in danışmanları, Rıza Sarraf ile eski bakanlar arasındaki yakın ilişkiyi ortaya koyan itiraflarda bulundu.
Cumhuriyet manşetin yanında yer verdiği habere, “Etkinlik sponsoru Sarraf” başlığını attı ve “Eski Ekonomi Bakanı Çağlayan’ın danışmanı Mehmet Sarı, Rıza Sarraf’ın gönderdiği 352 bin TL’nin, AKP’nin Mersin’de düzenlediği ‘Söz Verdik Yapıyoruz’ etkinliğinin sponsorluk ücreti olduğunu söyledi. Eski İçişleri Bakanı Güler’in Sarraf için Çin’deki firmalara verdiği ve ‘resmi değil’ dediği referans mektubunu da eski danışmanı Abdullah Erin’in yazdığı ortaya çıktı” dedi.
Zaman habere ön sayfasının altında, “Zarrab, Çağlayan’ın 352 bin liralık tanıtım masrafını karşıladı” başlığıyla yer ayırdı ve “AKP’li 4 eski bakanla ilgili yolsuzluk ve rüşvet iddialarını araştıran TBMM Soruşturma Komisyonu’na, savcılıkta alınan tanık ifadeleri ulaştı. Eski Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan’ın basın müşaviri Mehmet Sarı, İranlı işadamı Reza Zarrab’ın, Çağlayan’ın seçim bölgesi Mersin’deki tanıtım çalışmalarının 352 bin lira tutarındaki masrafını karşıladığını söyledi. Öte yandan, Barış Güler’in, babası eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’den Zarrab için referans mektubu yazmasını istediği ortaya çıktı” dedi.
Birgün birinci sayfasının altında yer verdiği habere, “Sarraf, AKP’ye sponsor olmuş” başlığını attı ve “17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ‘kilit ismi’ işadamı Rıza Sarraf’ın, AKP’nin 12 Haziran 2013’te Mersin’de düzenlenen ‘Söz verdik, yaptık, yapıyoruz’ toplantısının ‘sponsorluğunu’ üstlendiği ortaya çıktı.
Sarraf, Bakan danışmanı Sarı’ya ‘motosikletli kurye’ ile 352 bin lira göndermiş. Bu arada İçişleri Eski Bakanı Muammer Güler’in, işadamı Rıza Sarraf için Çin bankalarına yazdığı belirtilen referans mektubunun, oğlu Barış Güler’in talebiyle Bakanlık’ta ‘bürokratik bir yazı haline getirilerek hazırlandığı’ da ortaya çıktı” dedi.
Hürriyet sürmanşetten verdiği haber için, “Zarrab yazdı, bakan imzaladı” başlığını kullandı ve “AK Partili 4 eski bakan hakkındaki yolsuzluk iddialarını soruşturan TBMM komisyonuna ifade veren eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in danışmanı çarpıcı bir detay anlattı. Aynı zamanda Mülkiye Başmüfettişi olan danışman Abdullah Erin’in anlatımına göre Bakan Muammer Güler, o dönem Reza Zarrab için Çin’deki Kunlun Bank’a bir referans mektubu yolladı. Zarrab şirketlerinin ne kadar çok itibarlı olduğunu anlatan mektubu kendisi kaleme aldı. Bakan sadece altına imza attı” dedi.
Önce ifade sonra mesaj verdi
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dokunulmazlığı bitince Refah Partisi dönemiyle ilgili “Kayıp Triyon’ davasında ifade verdi. Gül, “Kimse imtiyazlı değildir. Suçluya yargı karar verir” dedi.
Taraf sürmanşetten verdiği habere, “Herkes ifade vermeli” başlığını attı ve “Cumhurbaşkanlığı dokunulmazlığı nedeniyle ifade veremeyen Gül, görev süresini tamamlamasının ardından Ankara Savcılığı’na başvurdu. ‘Hukuk devletinde kimse imtiyazlı değildir, gider ifadesini verir. Suçluya yargı karar verir’ diyen Gül, ‘kayıp trilyon’da sorumluluğu olmadığını söyledi” dedi.
Cumhuriyet haberi, “Abdullah Gül’den ‘Kayıp Trilyon’ ifadesi” başlığıyla ön sayfasından anonsladı.
Hürriyet manşetten verdiği habere, “İfade verdi” başlığını attı ve “11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dokunulmazlığı kalkınca, Refah Partisi dönemiyle ilgili gündeme gelen kayıp trilyon davası nedeniyle ifadeye gitti” dedi.
Milliyet haberi manşetin üstünde, “Gül’den savcıya ‘trilyon’ ifadesi” başlığıyla gördü ve “11. Cumhurbaşkanı Gül, ‘Kayıp Trilyon’ davasında 17 yıl sonra ifade verdi. RP’ye yapılan Hazine yardımının sahte evrakla harcanmış gösterildiği iddia edilen soruşturmada, dokunulmazlığı nedeniyle Gül hakkında işlem yapılamamıştı. Gül, Çankaya’daki görevi bitince ifade vereceğini açıklamıştı” dedi.
Vatan ön sayfasının altında yer ayırdığı haber için, “16 yıl sonra ifade verdi” başlığını kullandı ve “11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Refah Partisi dönemine ait ‘kayıp trilyon’ davası kapsamında önceki gün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verdi. Parasal hiçbir konuda hak, yetki ve sorumluluğu bulunmadığını söyledi. Gül internetten şu açıklamayı yaptı: Hukuk devleti budur, kimse imtiyazlı değildir, herkes gider ifade verir, suç var mı, yok mu diye karar verme yetkisi yargıya aittir. Hukukun işlemesi, kuşku kalmaması için ifade verdim” dedi.
“30 kişilik masa İmralı’da kurulacak”
Selahattin Demirtaş Cumhuriyet’e konuştu. “30 kişilik masa İmralı’da kurulacak”: “MİT Müsteşarı Fidan ile Öcalan’ın vardığı mutabakat gereği masada HDP, izleme heyeti ve devletin yer alacağını belirten Demirtaş, ‘Kandil’den bir temsilci yok, belki ileride olabilir’ dedi. Demirtaş, silahsızlanma dahil masadan çıkacak sonucun Ankara ve Kandil’e gönderileceğini anlattı. İzleme Heyeti’ndeki isimlerin önemine dikkat çeken Demirtaş, ‘Yaşar Kemal kişiliğinde, herkesin tanıklığına, vicdanına güvenebileceği isimler olmalı’ dedi. Akil insanlara ağır eleştiriler yönelten Demirtaş’ın ‘Gözlemci heyetin böyle olmaması lazım’ demesi dikkat çekti.”
2,2 milyar nereye gitti?
Zaman gazetesinin manşetindeki, “İşsizlik Fonu’ndan 2,2 milyarlık meçhul harcama” başlıklı haberde, “79 milyar liraya ulaşan İşsizlik Fonu’ndan 2.2 milyarın nereye harcandığının belli olmaması tartışmaya yol açtı. İşsize verilmeyen devasa para, bütçede ‘diğer gider’ olarak gösterildi. Bunun bütçe tekniğine aykırı olduğunu belirten MHP Milletvekili Lütfi Türkkan, ‘Ak Saray harcaması fondan karşılandı, bakanlık gizliyor’ iddiasında bulundu” denildi.
“Son 40 yılın en derin krizi”
Bugün gazetesinin manşetinde, “Son 40 yılın en derin krizi” başlıklı haber yer aldı: “ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Robert Pearson, Ankara ile Washington arasında Suriye ve IŞİD konusunda 1974 Kıbrıs krizinden bu yana en büyük krizin yaşanmakta olduğunu belirtti.”