Gazeteci Resul 21 gündür cezaevinde
VICE News ekibindeki Britanyalı gazeteciler salındı ama Iraklı Resul hâlâ cezaevinde.
21.09.2015
"Rahat ol, dostum. Yanlış bir şey yapmadık ki. Yakında buradan çıkacağız. Biz, sadece hayatını kazanmaya çalışan gazetecileriz.”
Böyle diyormuş, 25 yaşındaki Muhammed İsmail Resul, Adana Kürkçüler cezaevindeki hücrenin bir köşesinde kirli yatağında uzanırken.
Gerçekten de Resul’ün birlikte gözaltına alındığı, aynı suçlamayla tutuklandığı, ve sonra aynı hücreyi paylaştığı iki gazeteci arkadaşı 3 Eylül’de salındı. Ama Resul hâlâ cezaevinde.
Üçü de, çarpıcı belgeselleriyle tanına ABD merkezli medya kurumu VICE News için çalışıyordu. Daha sonra Resul’le ilgili yazdığı yazıda, onun yukardaki cümlelerini aktaran Jake Hanrahan muhabir; Philip Pendlebury kameraman, Resul ise tercümandı. İlk ikisi Britanya vatandaşıydı, Resul ise Iraklı bir Kürt.
İhbar telefonuyla
Resul, Hanrahan ve Pendlebury; 28 Ağustos’ta, Diyarbakır’da kaldıkları otelin önünde gözaltına alınmışlardı. Diyarbakır Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde ifadeleri alınırken öğrendiler ki, isimsiz bir telefon ihbarında “IŞİD’çilerle görüştükleri, askeri tesislere ve karakollara saldırmak için taraftar ve canlı bomba ayarlamaya çalıştıkları” söylenmişti. Sorgulamada kendilerine soruların dayanağını bu ihbar oluşturuyordu. Ancak, işin içine bir de PKK boyutu katılıp, IŞİD ve PKK’yla bağlantılarını açıklamalarını istendi. Hepsi suçlamaları reddetti. 23 Ağustos’tan bu yana, Cizre ve Diyarbakır’daki iç karışıklıkla ilgili insanlarla konuşup, çekim yapıyorlardı, çektikleri arasında yüzü kapalı ve ellerinde silah olanlar da vardı, polise bunları anlattılar.
Hatta Hanrahan’a, PKK-KCK destekçisi grupların isimlerinin kısaltmalarını ve İngilizce açılımlarını not aldığı ajandası da soruldu. Hanrahan, “Muhabirim, araştırma yaptığım örgütleri, faaliyetlerini bilmek zorundayım” diye yanıtladı.
Ancak, sonuçta üç gazeteci, “silahlı örgüte bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla tutuklandılar. Yapılan itiraz üzerine Britanyalı gazeteciler salınırken, Resul’ün tutukluluğunun devamına karar verildi.
Türk okulunda okumuştu
Resul’u çocukluğundan beri tanıyan yakın arkadaşı Abdullah Hawez, onun ilkokuldan sonra bölgedeki tek Türk okuluna gittiğini, sonra da İstanbul’da Fatih Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler okuduğunu aktarıyor. Resul, halen aynı bölümde yüksek lisans yapıyor. Hawez, kendisinin de yabancı medya kuruluşları için çevirmen olarak çalıştığını söyleyip “Resul’ün de bu işe girmesine ben aracılık ettim” diyor: “Risk almayı seven biriydi, VICE News’ün yaptığı türden belgesellerde çalışmayı o yüzden seviyordu” diye devam ediyor.
Beş dil bilen Resul, şimdiye kadar VICE News’ün yansıra Associated Press, Al Jazeera gibi dünyaca ünlü medya kuruluşlarında da çalıştı.
Örneğin, Wall Street Journal Muhabiri Tamer El-Ghobashy, Resul’ün tutuklanmasının ardından attığı bir tweette, onun için “Mükemmel bir gazeteci ve çevirmen” diyor. İspanyol film yapımcısı Javier Manzano, ise tweetinde Resul’den “Parlak bir öğrenci ve gazeteci, daha iyisi bir arkadaş” diye bahsediyor.
Şifreleme, sorumlu gazetecilik
Zira, Resul’ün tutuklu kalmasına neden olarak gösterilen şey de, işini iyi yapan bir gazetecinin yapması gerekeni yapmış olması. Avukatı Tahir Elçi, “Bilgisayarındaki şifreleme programını inceleyecekler” diyor. Şifreleme yöntemi, çalınma ya da hacklenme gibi durumlara karşı, bilgisayarındaki bilgileri ve yazışmaları üçüncü gözlerden korumak için pek çok kişi tarafından kullanılan bir yöntem.
Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden öğretim üyessi Erkan Saka, “Şifreleme, hassas bilgilere sahip olan gazetecilere, dijital güvenlik için şiddetle tavsiye ediliyor. Kullanmıyorsa zaten sorumlu gazeteci değildir” diyor.
“Güneydoğu’da gazetecilik zorlaşıyor”
Türkiye’de pek gündeme gelmese de, Resul’ün tutukluluğu, dış dünyada, VICE News’ün yayınları yanında pek çok habere konu oluyor. Bu arada, PEN Yazarlar Birliği, Freedom House gibi uluslararası kuruluşlar, Resul için çağrılar yapıyor. Örneğin, CPJ (Gazetecileri Koruma Komitesi) Genel Direktör Yardımcısı Robert Mahoney de 9 Eylül’deki açıklamasında, Güneydoğu’da gazetecilerin gelişmeleri takip etmesinin giderek zorlaştığına dikkat çekerek, "Hükümet, gazetecilerin ülkede rahat çalışmalarına izin vermeli. Bunun için de öncelikle Muhammed İsmail Resul’ü derhal serbest bırakmalı" dedi.
Ancak, tüm bunlara rağmen, görünen o ki, Resul’ün bilgisayarındaki inceleme, tutuklanmasından bu yana geçen 21 günde hâlâ bitirilemedi. Gazeteci Muhammed İsmail Resul 21 gündür parmaklıklar ardında.