“Hayat daha kolay olacak”

Birgün ve Cumhuriyet gazeteleri İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun “yeni projeleri”ni manşete taşıdı.

P24

12.06.2019

İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu seçim öncesi yeni projelerini açıkladı.

Birgün gazetesi habere manşetinde, “Hayat daha kolay olacak” başlığıyla yer verdi ve “31 Mart’ta seçildiği halde hukuksuz YSK kararıyla mazbatası elinden alınan CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran seçimleri için yeni vaatlerini açıkladı. Ekonomik krizin etkileri karşısında yurttaşa maddi açıdan rahatlama sağlamayı amaçlayan sosyal projeler geliştiren İBB Başkan Adayı, bunları, ‘İstanbul’da Hayatı Kolaylaştıracak Çözümler’ başlığı altında topladı. İmamoğlu, AKP’nin vaatlerinin, kendi projelerinin kötü birer kopyası olduğunu vurgulayarak, ‘Karşımızda tam bir ‘kopyala-yapıştır kampanyası’ var’ diye konuştu. İmamoğlu’nun basın toplantısında vurgu yaptı en önemli konu, “İstanbul’daki israf düzeni” oldu. Bir avuç insanın İstanbul’u ‘rant kapısı’ haline getirdiğinin altını çizen İmamoğlu, ‘İstanbul’un nimetlerini 16 milyon insana adil bir şekilde paylaştıracağım” dedi. Konuşmasında, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul’a ihanet ettik’ sözlerine gönderme yapan İmamoğlu, ‘Kente ihanet edenlere kent emanet edilmez’ dedi. İmamoğlu, ekonomik kriz karşısında yurttaşlara 5 ayrı destek paketi hazırladı. Geçim, eğitim, evlilik ve sofra destek paketleri 31 Mart seçimlerinden önce de projeleri arasında yer alan İmamoğlu, bu kez ‘işsizlik destek paketi’ni de bunlar arasına ekledi. Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü ilçesinde belediye başkanlığı döneminin İçişleri Bakanlığı tarafından mercek altına alındığını doğruladı. İmamoğlu, incelemenin başındaki ‘müfettişin’ daha önce AKP’den aday olmuş bir kişi olduğunu söyledi ve ‘Yapılan işlem siyasidir’ dedi. CHP’li aday, müfettişlerin istediği kadar inceleme yapabileceğini de sözlerine ekledi. 6 Mayıs’ta YSK kararıyla mazbatası elinden alınan İmamoğlu, bu süreden 23 Haziran’a kadar olan aralıkta belediyede neler yapıldığını da seçildikten sonra raporlaştırarak kamuoyuna açıklayacaklarını söyledi. İBB adayı, tüm ihalelerin inceleneceğini de sözlerine ekledi” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet gazetesi manşetindeki habere, “İşçi için de her şey güzel olacak” başlığını attı ve “‘İstanbul’da Hayatı Kolaylaştıracak Çözümler Toplantısı’ düzenleyen İmamoğlu, projelerine ‘Belediyenin işi değil’ çıkışı yapanların projelerini kopyaladığını söyledi. Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 16 yıldır girdiği hiçbir seçimi kaybetmediğini anımsatarak ‘Erdoğan sizce bir hata yaptı mı’ sorusuna ‘Şu anda konumuz Cumhurbaşkanı değil İBB seçimi. Çünkü o kadar çok konuşan var ki bazen rakibimizin kim olduğunu şaşırıyoruz. 31 Mart’taki neticeden çok daha farklı bir netice ile karşılaşacağımızı belirtmek isterim’ dedi. İmamoğlu, ilk kez açıkladığı ‘İşsizlik Destek Paketi’ projesiyle işsiz yurttaşların hayatını kolaylaştırmak için belediye olarak atacakları adımları duyurarak ‘Bu şehrin kaynakları sadece bir avuç insana peşkeş çekiliyor. Ben, bu şehrin ailelerinin haklarını savunmaya geliyorum’ dedi. Gıda, eğitim, sağlık ve sosyal yaşamın tüm alanlarında yapacağı desteklerle, İstanbullu aileleri yıllık 2 bin 500 liralık masraftan kurtaracağını belirten İmamoğlu, seçim öncesi kurulan tanzim satışları anımsatarak ‘Kışın soğuğunda, 16 milyonluk İstanbul’da 55 tane yer açıp insanları kuyruğa dizip afişe ederek, bir de adına ‘varlık kuyruğu’ deyip adeta milletle dalga geçtiğiniz bu seçim yatırımı, neyi çözdü de apar topar kaldırmaya başladılar? Bir de İGDAŞ indirimi diye bir şeyden bahsediyor. Sanki dertleri vatandaşın derdine çare olmakmış gibi, yazın ortasında doğal gaza indirim yapacaklarmış’ dedi. Toplantının ardından soruları yanıtlayan İmamoğlu, gazetecilerin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul’da toplantılarını artırdığını anımsatarak ‘Cumhurbaşkanı’nın sahadan çekilmesini siz nasıl yorumluyorsunuz’ sorusuna şöyle yanıt verdi: ‘Siz ısrarla önümdeki rakip sayısını artırmak istiyorsunuz, ben de teke indirme çabası içindeyim. Ben seçimden önce, herkesi görevine davet etmiştim. Bu ülkenin cumhurbaşkanı, kendi işiyle uğraşsa; bakın ülkenin güvenlik sorunu var, dış politika sorunu var, ekonomi sorunu var; bakanlar bunlarla, kendi işleriyle uğraşsa’” ifadelerine yer verdi.

“‘Diploma’ cezası”

Cumhuriyet gazetesi manşetin üstünde, “‘Diploma’ cezası” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Türkiye Noterler Birliği, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın üniversite diplomasının fotokopisini, ‘Dairemizce onaylanması istenilen iş bu fotokopinin ilgilisi tarafından gösterilen ve iade edilen aslına uygun olduğu ve örnek verildiğini onaylarım!’ şeklinde tasdik eden noter kâtibi hakkında soruşturma açmayan İstanbul 15. Noteri Nejla Akgün’e uyarma cezası verdi. İstanbul 15. Noterliği, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın 2014’te Cumhurbaşkanı olmadan önce adaylık sürecinde YSK’ye sunmak amacıyla üniversite diplomasının fotokopisini, ‘Dairemizce onaylanması istenilen iş bu fotokopinin ilgilisi tarafından gösterilen ve iade edilen aslına uygun olduğu ve örnek verildiğini onaylarım!’ şerhiyle tasdik etti. 27 Haziran 2014 tarihli 1103 yevmiye numarası ile yapılan tasdik işlemini noter kâtibi Emine Seven gerçekleştirdi. Ahmet Davran adlı yurttaş, İstanbul 15. Noterliği’ne başvurarak Emine Seven hakkında disiplin soruşturulması başlatılmasını istedi. Aradan geçen zamana karşın İstanbul 15. Noteri Nejla Akgün, soruşturma talebine yanıt vermedi. Bunun üzerine noteri, Türkiye Noterler Birliği’ne şikâyet eden Davran, kâtibin yaptığı işleme yönelik şu suçlamada bulundu: ‘Kâtip Seven A4 fotokopi bir kâğıda diploma aslı olmadığı halde, kanuna aykırı bir şekilde şerh vurarak imzalamış, noter mührünü ve kaşesini basarak sahte bir resmi belge oluşturmuştur. Hatta 2014 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın diplomasının sahteliğine ilişkin yapılan itirazlarda da Seven tarafından tanzim edilen bu sahte resmi evrak iğfal yani kandırma gücüne sahip olduğundan YSK’nin kararlarında bahsi geçmiş ve bu şerhe dayalı olarak itirazlar ret edilmiştir.’ Seven’in bu işlemi aynı noterlikte daha önce 12 Nisan 1994 tarih ve 10424 yevmiye numaralı noterlik işleminin cilt bendinden bakarak örnek verdiğini, yani yönetmeliğin 95/A maddesine göre işlem yaptığını savunduğunu aktaran Davran, bu savunmayı şöyle çürüttü: ‘Seven’in bu beyanı kabul edilmiş olsaydı, fotokopi üzerine vurulacak şerh 95/B yani ‘İş bu suretin dairede 12 Nisan 1994 tarih ve 10424 yevmiye nolu aslının aynıdır’ şeklinde olmalıydı’” ifadeleri kullanıldı.
“Çocuklar haftada 55 saat çalıştırılıyor”
Evrensel gazetesinin manşetinde, “Çocuklar haftada 55 saat çalıştırılıyor” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Sadece geçtiğimiz mayıs ayında İSİG Meclisi’nin (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) rakamlarına göre iş cinayetlerinde yaşamını yitiren 163 işçiden 9’u çocuktu. Ayrıca İSİG Meclisi’nin her ay derlediği iş cinayetleri raporuna göre 2019 yılında iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden en az 696 işçiden 26’sı çocuk. Dünyada 218 milyon çocuk işçi var. Ülkemizde ise 2018 itibarıyla çocuk işçi sayısı 2 milyona yaklaştı. 2 milyon civarı çocuk da ‘çıraklık’, ‘mesleki eğitim’ adı altında ucuz iş gücü olarak çalıştırılıyor. Geçtiğimiz yıl çocuk işçiliğine karşı mücadele yılı olarak ilan edilse dahi çocuk işçiliğinin önüne geçilecek somut bir adım atılmadı. Çocuk işçiliğinin mevcut durumuna dair Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ve İSİG Meclisi’nden Pınar Abdal ile görüştük. Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, 2018 Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı'nda iş cinayetlerinde 67 çocuğun yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, ‘Ölen çocuklardan biri 8 yaşındaydı! Mücadele yılı ilan edilmiş olsa da, çocuk işçiliğini önlemek bir yana, daha da yaygınlaştıran yasal düzenlemeler yapıldı. 4+4+4 başta olmak üzere, yapılan pek çok düzenleme çocukların eğitimden uzaklaşmasına ve işçi olarak çalışmasına neden oluyor’ dedi. 4+4+4 sisteminin çocuk işçiliğe etkisine dikkat çeken Aydoğan, şunları söyledi: ‘Bugün sayısı 1.5 milyona yaklaşan stajyer-kursiyer-çırak sömürüsüne ve çocukların diğer alanlarda çalışmasına 4+4+4 eğitim sistemi neden oldu. İşçi çocuk sayısındaki artış hem devletin patronlara teşvikinin bir sonucu hem de 4+4+4 eğitim sisteminin çocukları işçileştirme üzerine kurulu politikasının bir göstergesidir. 4+4+4 eğitim sistemi ile zorunlu ilköğretim çağı 6-13 yaş aralığına çekildi. Ortaokulun bitiş yaşı ile çocuk işçiliğinin başlama yaşı fiilen 13 yaşa düştü. Yasal kılıfla meşrulaştırılan çıraklık ve stajyerlik, mesleki eğitim adıyla çocuk emeğini sömüren yaygın çalıştırma biçimleridir. Çıraklık ve stajyerlik yapan çocuklar işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinden ve sosyal güvenlik korumasından yoksun olarak yetişkinlerle aynı koşullarda aynı işi yapmaya mecbur bırakılmaktadır’” ifadelerine yer verildi.