“Hukuk arkadan gelmez”
Karar, Cumhuriyet ve Birgün gazeteleri, “Bakanların yargı kavgası”nı manşete taşıdı.
09.11.2021
Karar gazetesi manşetinde, “Hukuk arkadan gelmez” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Metruk binalara ilişkin muhtarlara seslenen İçişleri Bakanı ‘Sen gece yık, mahkeme kararı arkadan gelsin’ demişti. Tartışma yaratan ‘tavsiye’ye cevap 10 gün sonra Adalet Bakanı’ndan geldi. Gül yargının üstünlüğüne vurgu yaptı: Bizim kılavuzumuz, rotamız hukuk. ‘Biz yapalım hukuk arkadan gelsin’ değil, hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışı içerisindeyiz.
Bakanlar arasında dikkat çeken yargı açıklamaları… Uyuşturucu kullananların barındığı metruk binalar için muhtarlara seslenen İçişleri Bakanı ‘Muhtarlarımız mahkeme kararı var yıkamayız diyor. Arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı arkadan gelsin. Kim yıktı biz nereden bilelim’ dedi. Tartışma yaratan ifadelere ‘Hukuk yok sayılıyor, suç teşvik ediliyor’ itirazları geldi. Adalet Bakanı Gül de hukukun üstünlüğüne vurgu yaptı.
Masumiyet Karinesi Sempozyumu’nda konuşan Adalet Bakanı, Türkiye’nin hukuk ve demokrasi tarihindeki kazanımlarının kolay elde edilmediğini hatırlattı. Hukuk devleti ilkesinin demokrasi açısından hayati bir öneme sahip olduğunu dile getiren Gül ‘Bizim rehberimiz de rotamız da hukuk. Hukuk herkesin hukuku yargı milletin yarısı’ vurgusu yaptı. Soylu’nun çıkışının ardından gelen sözler yanıt olarak yorumlandı.”
“Bakanların yargı kavgası”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Bakanların yargı kavgası” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“MHP ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedefinde olduğu belirtilen Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün görevden alınacağı iddialarının ardından, alttan alta süren kavga üst seviyeye taşındı. Gül, ‘Masumiyet Karinesi Sempozyumu’nda isim vermeden ‘Mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin’ diyen Soylu’yu hedef aldı.
Gül, ‘Bizim rehberimiz hukuktur. Biz yapalım hukuk arkadan gelsin değil, hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışıdır hukuk devleti’ dedi. Sempozyumda AYM Başkanı Arslan da ‘yargı bağımsızlığı’na işaret ederek tartışmaya dahil oldu. AKP Genel Başkan Vekili Kurtulmuş, ‘Çekilme yok’ demişti.”
“Artık beraber yürüyemiyorlar”
Birgün gazetesi manşetindeki, “Artık beraber yürüyemiyorlar” başlıklı haberinde, “Yönetim krizini aşamayan Saray rejimi hızla çözülüyor. Bürokrasiden yargıya dağılmanın yansımalarını her alanda görmek mümkün. Suç örgütü elebaşısı Sedat Peker’in ifşaatlarıyla hızlanan süreç, yargıda yaşanan gerilim, TÜGVA’daki usulsüzlüklerin sızdırılması gibi dikkat çeken gelişmelerle devam ediyor. İktidarı bir arada tutan Cumhurbaşkanı Erdoğan imajı zayıflarken en tepeden en alta pek çok yapı, kurum ve siyasal aktör AKP sonrasına yığınak yapıyor. İktidarı bir arada tutan ana omurgalar ayakta duramazken iktidar blokunu oluşturan hemen her kesim yeniden pozisyon almaya çalışıyor.
Dün katıldığı sempozyumda ‘Kimse yargıya talimat veremez’ diyen Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, ‘Cübbeyle siyaset olmaz ancak cübbesiz yargılama da olmaz’ ifadeleriyle içeriye göndermelerde bulundu. Aynı saatlerde konuşan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise İçişleri Bakanı Süleyman Süleyman Soylu'nun birkaç gün önce ‘Mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin’ sözlerine tepki gösterdi. Gül, Soylu'nun ismini anmadan ‘Biz yapalım hukuk arkadan gelsin değil, hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışıdır hukuk devleti’ dedi.
Tüm bu yaşananlar, ‘bürokrasi ve yargıda hava değişiyor mu?’ sorusunu siyasetin gündemine getirdi. Hukukçu ve siyaset bilimcilerin ortak görüşü ise Cumhurbaşkanı Erdoğan zayıfladıkça içeriden farklı seslerin daha gür yükseldiği, iktidarı bir arada tutan Erdoğan’ın artık çözülmeyi önleyecek bir rabıta olmaktan da uzak düştüğü yönünde” ifadelerine yer verdi.
“‘İyi çocuklar’ ‘yerli’ yerinde”
Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “‘İyi çocuklar’ ‘yerli’ yerinde” başlıklı haber yer aldı:
“Hakkari Şemdinli’de 9 Kasım 2005 tarihinde Umut Kitapevi’ni bombalayanlar halk tarafından suçüstü yakalandı. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Büyükanıt, suçüstü yakalanan JİTEM elemanları için ‘Tanırım, iyi çocuktur’ derken, Erdoğan ise ‘üzerine gideceğiz’ demişti ama 16 yıl sonra artık ‘iyi çocuklar’ iktidarın parçası oldu.
Halkın yakaladığı şahısların üzerinde JİTEM kimlikleri, suikast ve fişleme bilgileri vardı ve şahıslar asker ve itirafçıydı. Ama kısa tutukluluğun ardından hepsi bırakıldı. Dava uzadıkça uzadı, sonunda savcı delil yetersizliğinden beraat istedi. Süreç, AKP iktidarının ‘iyi çocuklar’la anlaşmasıyla neticelendi.
Kitapevinde ve protestolarda 5 yurttaş katledildi. Ama o günlerde Kürtlere ‘olumlu’ mesajlar gönderen iktidar, daha sonra bombalamayı örtbas etmekle de yetinmedi, üstüne ilçenin belediye başkanı seçilen Seferi Yılmaz’ı tutukladı. Gelinen son nokta ise ‘Türkiye’de Kürt sorunu yok’ söylemi oldu.”