“İmamoğlu: Vali bize tuzak kurdu”

Gazetelerin manşetinde İmamoğlu’nun açıklamaları yer alırken, Birgün gazetesi Amerika’nın S-400 tehdidiyle ilgili “Derin sessizlik”i manşete taşıdı.

P24

10.06.2019

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ordu’da yaşanan VIP kriziyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet gazetesi habere manşetin üstünde, “Yalanlar çabuk çöktü” başlığıyla yer verdi ve “Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ordu’da yaşanan VIP krizine ilişkin sessizliğini bozdu. Ekrem İmamoğlu, Şişli’deki Grand Cevahir Otel’de basın açıklaması düzenleyerek kamuoyunda tartışılan konulara açıklık getirdi. İmamoğlu, ‘Ordu Valisi ve VIP tartışması üzerinden Karadeniz turunun gölgelenmesi ve tartışılması gündemde. Karadeniz tarihinde büyük ve yoğun bir katılımın olduğu ilde ağırlanmamız ve 3 mitingin dışında 20 konuşma yapmam, böylesi bir kalabalığı yaşamam gerçekten gurur verici bir şey. Trabzon’a inmemle VIP kapısında karşılandım. Kalabalık bir insanla beraber Trabzon’a giriş yaptık. Gittiğimiz her yerde basit bir pazar alanında bile yüzlerce binlerce insan etrafımızı sarıyor. Bu gurur verici ama zorluklar yaratan bir şey. VIP salonuna giriş kolaylaştırma yapılmış demek diye düşünüyorum. Aynı şey Ordu’da da yapıldı. Akşam 8.30’da ayrılacakken sevgi nedeniyle 11.30’u buldu. Ankara ve İstanbul uçuşları vardı. Terminal yoğunluğu vardı biz erken çıksaydık vatandaşa zarar vermiş olacaktık. Biz VIP kapısına geliyoruz, otopark kapıları açılıyor ve içeri araçlarımız alınıyor. Kapıya birikmiş vatandaşlarla helalleşiyoruz o esnada bir milletvekilimiz içeri girelim diyor. Koluma giriyor kapıdan içeri giriyoruz. İçerde kargaşa oluyor. Uçuş yok. Bizim VIP’den geçmemize dönük bir sorun varsa kapatırsın VIP salonunu, kapatırsın ışıkları o insan başka kapıdan girer. Siz o kapıyı açık bırakıyorsunuz. Benim annem babam X-raydan çantalarını bile geçirmişler. Ben o sırada konuşmamı yapıyorum ve Vali beye rütbe taktırmayalım diyorum. Seyit Torun’a rica ediyorum ve başka terminale gidiyorum. Burada kendisine malzeme çıkarmak isteyenler ‘gerçek yüzü’ diyor. Benim gerçek yüzüm ortada. Polislerle de helalleştim. Normal kapımızdan çekip çıkarak İstanbul’a seyahatimizi devam ettim. Böyle bir ortamda sayın Vali bize bir tuzak kurmuştur. Tuzakla bir şov yaparak, Karadeniz’deki o güzel ortamı gölgeleme çabasına düşmüştür’ diye konuştu. Koç grubunun kendilerine yönelik uçak tahsis ettiği iddialarına yönelikte İmamoğlu, ‘Uçak meselesinde kiralama konusunda biz kimseden uçak tahsis etmedik. Siyasetin finansmanı konusundaki ahlakta kimseyle yarışmıyorum ama kendi ahlakımla gurur duyuyorum. İftira ve yalanla ithamda bulunmak çok ayıptır. Firma gerekli açıklamayı yaptı. Bizim her türlü bileğimiz belgemiz var. Rakibinizin kullandığı uçakla ilgili bakanımız neden yorum yapmıyor? Bir tespiti var mı? Siyaset yapma propaganda yapmayı nasıl tanımlıyor orasını da bilmek isterim’ dedi” ifadelerini kullandı.

Sözcü gazetesi manşetindeki habere, “İmamoğlu: Vali bize tuzak kurdu” başlığını attı ve “CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu canlı yayında açıklamalarda bulundu. Ordu havaalanında yaşananlardan dolayı 'özür dileyecek misiniz?' sorusuna İmamoğlu, ‘Vali bey bizden özür dileyebilir. Kurmuş olduğu tuzaktan dolayı bizden özür dileyebilir. Bekliyoruz zaten. Ben hangi kısımla ilgili özür dileyeceğim bilmiyorum. Polisin ayağına basmışsam özür dileyebilirim. Ya da polise ters bir tavırda bulunmuşsam özür dileyebilirim ama ben gidip polisten helallik istedim. Sayın vali bir tuzak kurmuştur. Bir tuzakla bir şov yaparak ne yazık ki Karadeniz’deki o güzel ortamı, atmosferi gölgeleme çabası içerisine düşmüştür’ dedi” ifadelerine yer verdi.

Birgün gazetesi habere ön sayfasının altında, “İmamoğlu: Ordu valisi tuzak kurdu” başlığıyla yer ayırdı ve “Karadeniz ziyaretlerinde yaşananlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, Ordu Valisi’nin kendilerine tuzak kurduğunu söyledi” dedi.

“Derin sessizlik”

Birgün gazetesinin manşetinde, “Derin sessizlik” başlıklı haber yer aldı. Haberde, “Türkiye’nin Rusya ile S-400 hava savunma sistemi alım anlaşmasına karşılık ABD’nin 6 Haziran’da gönderdiği tehdit içerikli mektup, iktidar kanadının sessizliğiyle geçiştiriliyor. 6 Haziran’da gönderilen mektuba 9 Haziran (dün) itibariyle tek bir resmi karşılık verilmedi. Yandaşlar da durumu yumuşatma gayretinde. ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan’ın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a gönderdiği mektup, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 satın almasının F-35 savaş uçaklarının teslimatının engellenmesinin yanı sıra ekonomik sonuçlar da yaratacağını belirtiyordu. Türkiye’nin ortağı olduğu F-35 savaş uçağı projesinden çıkarılacağı belirtilen mektupta 12 Haziran’da yapılacak F-35icra kurulu toplantısına Türkiye’nin katılımının iptal edildiği de bildirildi. Shanahan ayrıca ekonomik yaptırımların da Türkiye’yi beklediğini net biçimde ifade etti. ABD’nin, 1964 yılında Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi gündemdeyken gönderdiği Johnson Mektubu’na üslubu, sertliği ve yaptırım uyarısı bakımında benzetilen mektubuna karşılık iktidar cephesi sessizliğini koruyor. Türkiye’den ABD’nin tehdit dolu mektubuna verilmiş sayılabilecek tek karşılık, Hürriyet’ten Uğur Ergan’ın ‘Türk yetkililer’e dayandırdığı haberindeki ifadeler oldu. Ergan’ın haberine göre ‘yetkililer’, Türkiye’nin S-400 alımı konusundaki pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadığını söyledi. BBC’ye isim vermeden konuşan üst düzey bir Türk diplomat ise, ‘Ankara’nın istese bile S-400 anlaşmasından geri atması için artık çok geç olduğu’ görüşünü savundu” ifadeleri kullanıldı.

“Bakanın çiftliği”

Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “Bakanın çiftliği” başlıklı habere yer verdi. Haberde, “Bakan Pakdemirli’nin yönettiği Tarım ve Orman Bakanlığı ve bakanlık birimlerindeki skandallar bitmiyor. Kamu misafirhanelerini siyasi çıkarları uğruna talimatla kapattıran, kişisel konutunda bakanlık personelini çalıştıran ve özel sektörden devlet kurumlarına yaptığı atamalarla da kamuoyunun gündemine oturan Pakdemirli, dikkat çeken bir atamaya daha imza attı. Pakdemirli, Ege Ordu Komutanlığı’nda sekiz yıldır Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı ‘sivil memur’ olarak görev yapan Fatma Sinem Sadioğlu’nu, orman köylüleri için proje üreten, orman köylüsüne hibe ve kredi desteği veren, bakanlığın önemli kurumlarından biri olan, yüksek bütçeli Orman ve Köy İşleri Dairesi’nin (Orköy) başkanlığına atadı. Atama öncesinde hiçbir kurum ve kuruluşta yöneticilik deneyimi olmayan ve Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı herhangi bir kurumun alt kademelerinde daha önce hiç çalışmayan Sadioğlu’nun, aynı zamanda Tarım ve Orman Bakanı Danışmanı Uğur Sadioğlu’nun kız kardeşi olması ise dikkat çekti. Orköy Daire Başkanlığı’nın resmi sitesinde Fatma Sinem Sadioğlu’nun özgeçmişine, eğitim ve meslek geçmişine dair hiçbir bilginin yer almadığı da görüldü. Konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklama yapan Tarım Orman İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, ‘Orköy Genel Müdürlüğü, Orköy Daire Başkanlığı’na dönüştürüldükten sonra amacından zaten uzaklaştırıldı. Kuruluş amacı orman köylüsüne hizmet vermek olan kuruma orada hiç çalışmamış, orman köylüsünü hiç tanımayan, devlet ve orman köylüsü arasındaki ilişkiden hiç haberi olmayan hatta devlet memurluğunu bile tamamen yapmamış birini; dışarıdan buraya daire başkanı atamak 180 yıllık ormancılık tarihine darbe vurmak demektir’ dedi” ifadeleri yer aldı.