“İşsiz, duaya sarıldı”
Gazetelerde İdlib’de yaşanan son gelişmeler ve Almanya’daki ırkçı saldırı manşete çıkarken, günün en traji-ilginç haberi Birgün gazetesinde yer aldı
21.02.2020
Birgün gazetesi manşetinde, “İşsiz, duaya sarıldı” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Hükümet ekonomik gidişatın sorumluluğunu almayınca işsizlerin ümidi ‘iş bulma duasına’ kaldı İşsizlik arttıkça Google’da ‘iş bulma duası’ aramaları artıyor. Youtube’da ise iş garantili olduğu iddia edilen dualar milyonlarca kez izleniyor. AKP hükümetlerinin yönettiği 2000’li yıllar Türkiye’sinin en önemli sorunu işsizlik oldu. Özelleştirmelerle ve kamunun özellikle sanayi kesiminden elini çekmesiyle meydan istihdam yaratamayan küçük ve orta büyüklükteki işletmelere (KOBİ) kaldı. Bugün Türkiye’deki her 1000 şirketin 998’sini, çalışan sayısı 250’yi geçemeyen KOBİ’ler oluşturmuş durumda. Bu durum, emekçi kesimlerin kurumsal olmayan şirketler eliyle esnek çalışma ve güvencesizlik sarmalına sokulmasına neden oldu. Böylece ülke ekonomisi istihdam yaratma kabiliyetini tamamen kaybetti. İlk kez 2001 krizinden sonra 2002’de yüzde 10 barajını aşan işsizlik, son 10 yıldır bırakın düşmeyi yüzde 10’un altına inmedi. 2000’lerden önce ancak kriz dönemlerinde görülen yüksek işsizlik AKP döneminde olağan hale getirildi. 2018 yazında yaşanan kur şokuyla beraber ise ülke nedenleri ekonomik olan ancak sosyal sonuçları daha belirgin olan bir krize girdi. İşsizler iş bulmak için ümidini ‘iş bulma duası’ ile aramaya başladı. Google’da “iş bulma duası” aramalarıyla TÜİK’in genç işsizlik oranı birbirini yakından takip ediyor. İşsizlik oranları artıkça iş bulma duasını arayanlar da artıyor. İşsizlik oranının azalmasıyla ‘iş bulma duası’ aramaları azalıyor. Google’a iş bulma duası yazınca yaklaşık 1 milyon 600 bin arama sonucu çıkıyor. Sonuçlar işsizleri muhtelif dualara götürüyor. Bu ‘mucize dua’ veya ‘dua et iş bul’ adıyla açılan sayfaların videoları yüzbinlerce kez izleniyor. Örneğin nazarduasi.gen.tr sitesinde iş bulma duası şu şekilde tanımlanmış; ‘İş bulma duası, uzun süre iş bulamayanların ya da işini değiştirip daha iyi imkanlarda iş arayanların okuyacağı bir duadır.’”
“İdlib ısrarı risklerle dolu”
Evrensel gazetesinin manşetinde, “İdlib ısrarı risklerle dolu” başlıklı haber yer aldı:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Harekat an meselesi’ açıklamalarını Evrensel’e değerlendiren uzmanlar, İdlib’deki ısrarın risklerle dolu olduğuna dikkat çekiyor: Sonuçları ağır olur. Prof. Dr. İlhan Uzgel, daha önce İdlib’de hayatını kaybeden askerler olduğunu hatırlatarak, askeri harekatın hem siyasi ve diplomatik hem hukuki ve askeri açıdan maliyetli sonuçları olacağına dikkat çekiyor. ‘Amerika Suriye’deki çatışmadan rahatsız değil’ diyen Uzgel’e göre Türkiye’nin bu çatışmaları yeni bir boyuta taşıması Amerika’nın çıkarlarına uygun. Rusya Uzmanı Kerim Has’a göre, İdlib’de söz konusu olan Türkiye’nin çıkarları değil, AKP’nin-Erdoğan’ın ‘siyasi’ hırsları. Gözlem noktalarında Suriye ordusunun kontrolünde bulunan askerlerin bu nedenle çekilmediğini söyleyen Has, ‘Ankara’daki iktidar, Suriye’den gelen ‘şehit haberlerinin’ kendi bekasının devamı adına adeta ‘benzin’ görevi gördüğünü düşünüyor’ dedi.”
“Savaşa doğru”
Cumhuriyet gazetesi manşetindeki, “Savaşa doğru” başlıklı haberinde, “Ankara-Moskova hattında her geçen gün gerilimin daha da artmasına neden olan Suriye’nin İdlib bölgesinden dün yine şehit haberleri geldi. İdlib kent merkezinin güneydoğusundaki Neyrab çevresinde çatışmalar yoğunlaşırken Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) yapılan açıklamada “Ateşkesi sağlamak üzere İdlib bölgesinde bulunan unsurlarımıza yapılan hava saldırısı sonucu 2 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 5 kahraman silah arkadaşımız yaralanmıştır” dedi. Saldırı sonrasında belirlenen hedeflere ateş açıldığı belirtilen açıklamada, ‘İdlib bölgesindeki çeşitli kaynaklardan alınan son bilgilere göre; 50’den fazla rejim unsuru, 5 tank, 2 zırhlı personel taşıyıcı, 2 silahlı pikap, 1 obüsün imha edildiği öğrenilmiştir’ denildi. Bu arada, Rusya’dan Ankara’ya dönük ağır bir suçlama yükseldi. Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi, ‘Türk ordusunun Suriye’deki teröristlere destek verdiğini’ iddia etti. ‘Teröristlerin Kimnes-Neyrab hattında Suriye ordusuna yönelik saldırıları çok sayıda zırhlı tankla gerçekleştirdiğini ve Türk ordusunun buna topçu ateşiyle destek verdiğini’ savunan merkezin açıklamasında Ankara’ya bu faaliyetlerini durdurma çağrısı yapıldı. Türkiye ile Rusya’nın Suriye krizindeki farklı tutumları son dönemde daha görünür hale gelirken sahada da gerilim yükselmişti. Bu ay içinde İdlib bölgesinde Suriye ordusunun ateşi sonucu 13 şehit haberi gelmişti. İdlib, Afrin bölgesinde Rusya destekli Suriye ordusunun ilerleyişiyle birlikte TSK noktalarının, sivillerin güvenliğine yönelik kaygılar tırmanmıştı. Moskova’da iki ülke arasında heyetler arası görüşmeler sonuçsuz kalmıştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün İdlib konusunda geniş çaplı operasyona işaretle ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ çıkışı Rusya’da yankı bulmuş ve Kremlin ‘bu en kötü senaryo olur’ tepkisi vermişti” ifadelerini kullandı.
“Her gün anadil”
Yeni Yaşam gazetesinin manşetinde, “Her gün anadil” başlıklı haber yer aldı. Haberde şöyle denildi:
“Bugün 21 Şubat Dünya Anadil Günü. UNESCO, ilk kez 17 Kasım 1999’da 21 Şubat’ı Uluslararası Anadil Günü ilan etti ve 2000 yılında ilk kez dünyada kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla “Dünya Anadil Günü” kutlanmaya başlandı. Bugün dünyada 7 binden fazla dil konuşulmakta olmasına karşın konuşulan dillerin yüzde 40’ı yok olma tehlikesiyle yüz yüze. UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası’na göre, Türkiye’de 18 dil yok olmuş veya yok olma tehlikesi altında. Biz de konuyu uzmanlarıyla konuştuk. Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Cizîrî, Dilbilimci Necmiye Alpay, DÎSA-DER Eşbaşkanı Özlem Aydemir gazetemiz Yeni Yaşam’a anadilin önemini ve anadili yaşatmak için alınması gereken önlemleri anlattı. Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Cizîrî, 9 Partinin kurduğu Kürt Dil Platformu’yla bir buçuk yıldır Kürt dili üzerine çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Gazetecilere, aydınlara Kürt halkına kendi dilini kullanma konusunda hassas olması gerektiğini söyleyen Cizîrî, ‘Biz kendi aramızda istediğimiz kadar Kürtçe’yi resmi dil, eğitim dili yaptık demek ile olmuyor. Eğitim camiasını kapsaması gereken bir çalışma olması gerekiyor ondan dolayı biz de görüşlerimizi değişik platformlarda dile getirdik’ dedi. Dilbilimci Necmiye Alpay ise UNESCO bu konuları çok ciddiye aldığını söyledi. Anadilin insanın ruhunun en önemli parçalarından biri olmasından dolayı çok da büyük problemler de olduğunu belirten Alpay, ‘Devletler anadil konusunu çok dikkate almıyorlar, almak istemiyorlar. Pek çok açıdan işlerine gelmiyor. Yani anadil, halklar için ne kadar önemli ise devletler için de kaçındıkları bir olay’ dedi.”