“İstanbul’un süperi Liverpool”
Liverpool İstanbul’u çok seviyor…
15.08.2019
Geçtiğimiz sezonun Şampiyonlar Ligi şampiyonuyla Avrupa Kupası’nın sahibini karşı karşıya getiren maçta Chelsea’yi penaltı atışları sonunda mağlup etmeyi başaran Liverpool Süper Kupa’yı müzesine götürdü.
Vodafone Park’ta oynanan karşılaşmada normal süre 1-1 berabere biterken, uzatma dakikalarında iki takım da birer gol daha bulunca maç penaltılara gitti.
Liverpool, 2005 yılında İstanbul’da oynanan Şampiyonlar Ligi finalinde İtalyan devi Milan’ı yine penaltı atışları sonunda devirip kupayı kazanmıştı.
Fanatik gazetesi manşetinde, “Şampiyon” başlığını kullandı ve “Beşiktaş Park'ta 120 dakikası 2-2 sona eren maçın penaltı atışlarında Chelsea'yi 5-4 mağlup eden Liverpool, 44. Süper Kupa'yı müzesine götürdü. 2005 yılında Atatürk Olimpiyat Stadı’nda Milan karşısında 3-0 geriden gelip maçı uzatmaya götüren ve penaltılarda şampiyon olan Liverpool, dün gece de Chelsea’ye aynı tarifeyi uyguladı, Süper Kupa Şampiyonu oldu… İstanbul artık Kırmızılar’ın ikinci evi…” dedi.
Fotomaç gazetesi, “İstanpool” başlığıyla verdiği haberde, “Son Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Liverpool ile son Avrupa Ligi Şampiyonu Chelsea, Süper Kupa finalinde kozlarını paylaştı. Normal süresi 1-1 biten maç uzatma devrelerinde 2-2 sonuçlandı. Seri penaltı atışlarında rakibine üstünlük kuran Liverpool, Süper Kupa'nın sahibi oldu” ifadelerini kullandı.
Hürriyet gazetesi habere, “Süper Kupa’nın sahibi Liverpool” başlığını attı ve “Liverpool, normal süresi 1-1, uzatma bölümü 2-2 tamamlanan maçta Chelsea'ye penaltılarda 5-4 üstünlük kurarak UEFA Süper Kupa'nın sahibi oldu” ifadelerine yer verdi.
Cumhuriyet gazetesi manşetinde, “İstanbul’da ‘Süper’ gece” başlığını kullandı ve “Şampiyonlar ligi şampiyonu Liverpool ile UEFA Avrupa Ligi Kupası sahibi Chelsea’yi karşı karşıya getiren Süper Kupa maçı, İstanbul’a damgasını vurdu. Gün boyu Beyoğlu ve Beşiktaş’ta toplanan İngiliz futbolseverler, yaptıkları tezahüratlarla kente renk katarken, polis taşkınlık yaşanmaması için özel güvenlik önlemleri aldı. Beşiktaş’ta toplanan Chelsea’lilerle, Beyoğlu’nda konuşlanan Liverpool taraftarını yan yana getirmemek için büyük çaba harcandı. Maçı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da izledi” dedi.
Sabah gazetesi, “Süper Kupa Liverpool’un” başlığıyla verdiği haberde, “2019 UEFA Süper Kupa'da normal süresi 1-1, uzatma dakikaları 2-2'lik eşitlikle sonuçlanan maçta Liverpool, Chelsea'yi penaltılar sonucunda 5-4 mağlup ederek şampiyon oldu. UEFA Süper Kupa maçında Chelsea, Liverpool önünde ilk yarıyı 1-0 üstün bitirdi. Karşılaşmanın ikinci yarısında Sadio Mane ile golü bulan Liverpool skoru 1-1'e getirdi. Maçın normal süresi berabere sona erdi” ifadelerine yer verdi.
Yeni Şafak habere, “İstanbul’un süperi Liverpool” başlığını attı ve “UEFA Süper Kupa finalinde iki İngiliz ekibi Liverpool ile Chelsea, Beşiktaş Park’ta karşılaştı. Normal süre 1-1, uzatmalar da 2-2 eşitlikle sona erdi. Seri penaltılarda rakibini 5-4 yenen Liverpool kupanın sahibi oldu. İstanbul’da oynadığı 2. Avrupa Kupası Finali’nde de kupayı kazanmayı başaran Liverpool, bu 2 maçta da sonuca penaltı atışlarıyla gitti” ifadelerini kullandı.
Star gazetesi manşetinde, “Kupanın sahibi Liverpool” başlığını kullandı ve “UEFA Süper Kupa'da Şampiyonlar Ligi şampiyonu Liverpool ile Avrupa Ligi şampiyonu Chelsea karşı karşıya geldi. Vodafone Park'ta oynanan karşılaşmada Liverpool, Chelsea'yi penaltı atışları sonucunda 5-4 mağlup ederek kupayı kazandı” dedi.
Akşam gazetesi manşetten verdiği habere, “Süper şehirde süper final” başlığını attı. Haberde, “2019 UEFA Süper Kupa'da normal süresi 1-1, uzatma dakikaları 2-2'lik eşitlikle sonuçlanan maçta Liverpool, Chelsea'yi penaltılar sonucunda 5-4 mağlup ederek şampiyon oldu. UEFA Süper Kupa maçında Chelsea, Liverpool önünde ilk yarıyı 1-0 üstün bitirdi. Karşılaşmanın ikinci yarısında Sadio Mane ile golü bulan Liverpool skoru 1-1'e getirdi. Maçın normal süresi berabere sona erdi” ifadeleri yer aldı.
Uğur Meleke Hürriyet gazetesindeki, “Unutulmaz finaller bu kentte oynanır” başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Belki Liverpool’la Chelsea arasında geçen yıl oluşan 25 puan farkına, Klopp’un takımına düzülen övgülere ya da Londra ekibinin transfer yasağına odaklananlar, maçın tek taraflı geçeceğini düşünüyorlardı. Ama hafta sonu Chelsea’nin Manchester United’a 4-0 kaybettiği maçı izleyenler muhtemelen aynı görüşü paylaşmıyorlardı. Lampard, kısıtlı imkanlarla çok dinamik bir takım yaratmıştı. Ve üstünün erken çizilmesine hiç razı değildi. Lampard’ın Chelsea’si, United’a karşı topa daha fazla sahip olmuş, daha fazla şut atmış, pas yapmış ve daha çok isabet bulmuştu. Ama kontra ataklardaki kırılganlık farkı doğurmuştu. Liverpool’a karşı da benzer bir dinamizmle oynadılar. Frank Lampard, İstanbul’daki kritik taktik sınavı da bence başarıyla verdi: United 4-2-3-1’inden 4-3-3’e dönerek Liverpool’a orta sahada çoğunluk şansı tanımadı. Hafta sonu acemi gözüken Mount-Abraham ikilisini kulübede başlattı. Onların yerini alan Pulisic-Giroud, oyunda kaldıkları sürece çok etkililerdi. Chelsea sol çizgiye bir kamp kurdu; sol bek Emerson, sol iç Kovacic, sol açık Pulisic ve santrfor Giroud orada kalabalıklaşarak Gomez’i olağanüstü zorladılar. Yine hafta sonu hafif sakatlığı nedeniyle 11’de başlayamayan Kante de, kazandığı toplar ve öne oyunuyla ileri taşıdı takımını. Maçta uzatmaya kadar giden dengeyi ilk bozan Firmino oldu. Kendisi de bir orta saha oyuncusu olan Don Hutchison, Firmino için “her orta sahanın rüyası” demiş. Doğru söylemiş. Firmino’nun ardından Lampard’ın bebeleri, Mount ve Abraham çıktılar sahneye. Ve İstanbul’da bir kez daha unutulmaz bir final yaşadık bu sayede: Şu ana kadar üç büyük final, toplam 13 gol. Üç final de kıran kıranaydı, üçü de uzatmaya gitti, oynayan altı ekip de gol attı burada. İstanbul demek, iyi final demek artık galiba. Maçın hakemi Stephanie Frappart beni yanıltmadı, birkaç yardımcı hatası dışında hiç fena olmayan bir yönetim gösterdi. Bütün ilgi onun üzerinde olmasına rağmen ön plana çıkmak için çabalamayan, az düdük çalan, olgun bir performans. İngiliz futbolseverler, Premier Lig’deki hakemlerin çok fazla rol çalma derdinde olduğunu söylerler hep. Muhtemelen Frappart’ı izleyince, onu kendi liglerinde istemişlerdir.”
Mehmet Demirkol ise Fanatik gazetesinde çıkan, “Firmino girdi, zaaflar çıktı” başlıklı yazısında, “Chelsea, Manchester United maçında yaptıkları hatalardan arınmış bir ilk yarı oynadı. Özellikle çıkarken top kayıplarını minimumda tuttular. Hata yaptıklarında ise alan kaybetmemeyi başardılar. ManU maçında genel sorunları buydu. Goller dışında daha iyi oynadıkları bile söylenebilirdi ama ölümcül hataları farkı getirdi. Belki dün Firmino ve Trent-Arnold’ın olmayışı işlerini kolaylaştırmış olabilir. Ancak ne olursa olsun beklentimin çok dışında oyuna hakim oldular. Kante’nin bu oyunun merkezinde her şeye yetişen performansının önemi büyük tabii. Klopp, devrede hemen as üçlüsüne döndü. Firmino, Chamberlain’in yerine oyuna girince hücum hızları hemen arttı. Bir an sahte 9, bir an arkaya koşu atan, birden pivot olabilen bu enteresan adam oyuna girince Chelsea’nin zaafları daha net ortaya çıktı. Ancak yine de skoru dengede tutan Giroud’nun beceriksizliğiydi. Liverpool dengeyi sağlasa da Kante işin peşini hiç bırakmadı. Mane oyundan alındıktan sonra Liverpool oyunu yine bozuldu. Bu çerçevede maçın beraberlikle bitmesi normal” ifadelerini kullandı.