“Katliamı seyredenler anmaya saldırdı”
10 Ekim anmasına yapılan polis saldırısı Sözcü ve iktidara yakın gazeteler dışında basında geniş yer buldu.
11.10.2021
Evrensel gazetesi manşetinde, “‘Adaleti biz getireceğiz’” başlıklı habere yer verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı:
“IŞİD tarafından 10 Ekim 2015’te gerçekleştirilen ve 104 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın 6’ncı yıl dönümü dolayısıyla pek çok kentte eylemler düzenlendi. Yaşamını yitirenler anılırken, saldırıyı önlemeyerek katliama ortak olan siyasi sorumluların ve kamu görevlilerinin yargılanması talep edildi. Adalet mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğini belirten aileler, ‘Adaleti biz getireceğiz’ dedi.
Katliamın gerçekleştiği Ankara Garı önündeki anma için bir araya gelenler polis şiddetine maruz kaldı. Gar önüne gidemediği için çevrede saygı duruşu gerçekleştirenlere biber gazı sıkıldı; 22 kişi gözaltına alındı. Aileler katliam için önlem alınmazken anma için alınan olağanüstü önlemlere tepki gösterdi. Anıt projesi için önceki gün alana getirilen mabet ağaçları da gece yarısı kaldırıldı.”
Yeni Yaşam gazetesi ön sayfasının altında, “Katliamı seyredenler anmaya saldırdı” başlığıyla yer ayırdığı haberde, “Ankara Katliamı’nın yıl dönümünde Gar Meydanı’nda yapılan anmaya polis saldırdı. Çok sayıda kişinin gözaltına alındığı saldırıda, yurttaşlar ve gazeteciler yerde tekmelendi. Saldırıya rağmen yapılan anmada, ‘Korkmayacağız, yılmayacağız. Her sene bu Gar Meydanı’nda olacağız’ mesajı verildi” ifadelerine yer verdi.
Birgün gazetesi manşetin altındaki habere, “Bin yıl geçse de unutmayacağız” başlığını attı:
“IŞİD’in Ankara Garı’nda gerçekleştirdiği 10 Ekim Katliamı’nda yaşamını yitirenler, katliamın altıncı yıl dönümünde anıldı. Hayatını kaybeden 104 kişi için İstanbul’dan Giresun’a, İzmir’den Samsun’a birçok kentte eylem düzenlendi, saldırı bir kez daha lanetlendi. Ankara Garı’ndaki anma etkinliğine katılmak isteyenler ise polis engeliyle karşılaştı. Valiliğin eyleme saatler kala pandemiyi bahane ederek yalnızca sembolik bir anmaya izin vereceğini açıklamasına tepki gösteren yurttaşlara polis biber gazı sıktı. En az 22 kişi gözaltına alındı. Gar önündeki anmaya katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları ile DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve 10 Ekim barış derneği Temsilcileri katılabildi. 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Sakinci, ‘Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır’ dedi.”
Karar gazetesi birinci sayfasının altındaki haber için, “Katliamı anmak isteyenlere gözaltı” başlığını kullandı. Haberde şöyle denildi:
“IŞİD’in Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği 10 Ekim katliamında ölenler 6’ncı yılda anıldı. Valiliğin, ‘Yakınlarını kaybedenler temsili program yapabilir’ kararı sonrası gara giriş yasaklandı. Alana alınmayanlara Tandoğan’da polis biber gazıyla müdahale etti. 22 kişi gözaltına alınırken güvenlik güçlerinin sert müdahalesi tepki çekti. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da, ‘Büyükşehir belediyesinin koyduğu matem ağaçları kaldırıldı. Buna bile tahammül edemeyenler vicdanlarda mahkum olacak’ dedi.”
Cumhuriyet gazetesi, “Gar Katliamı’na lanet yağdı” başlığıyla verdiği haberde, “Ankara’da, 10 Ekim 2015 yılında IŞİD’in gerçekleştirdiği saldırıda yaşamını yitiren 103 kişi Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere çok sayıda kentte anıldı. Polis, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da yurttaşların Ankara garı önüne gitmesine izin vermedi. ANKA Ajansı’nda çalışan bir muhabiri de ‘Gitsene ulan. Dörde bölerim seni’ diye tehdit etti” ifadelerini kullandı.
“Çocuklara bakabilecek yüzleri yok”
Birgün gazetesinin manşetinde, “Çocuklara bakabilecek yüzleri yok” başlıklı haber yer aldı:
“Ağrı’da dört yaşındaki Leyla Aydemir’in ölümüne ilişkin dava dosyası faili meçhul olurken Türkiye, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne kara bir tablo ile girdi. Adalet Bakanlığı’nın istatistikleri, ülkenin çocuklara yönelik cinsel istismarla mücadelesindeki kırık notunu bir kez daha gözler önüne serdi. Verilere göre, 2013-2020 yılları arasında ceza mahkemelerinde, ‘çocukların cinsel istismarı” başlığı altında toplam 143 bin 335 dosya incelendi.
Ceza mahkemelerine 2013-2020 döneminde toplam 140 binden fazla, ‘Çocukların cinsel istismarı’ suçu geldi. Yalnızca 2013 yılında ceza mahkemelerinde, çocukların cinsel istismara uğratılmasına yönelik 17 bin 948 suç ele alındı. 2013’te toplam 13 bin 925 mahkûmiyet kararı alınırken 4 bin 466 kişi beraat etti. 2015 yılında ceza mahkemeleri, çocuklara cinsel istismar kapsamında toplam 16 bin 957 suçu ele aldı. Bu kapsamda mahkemelerden 2015’te 13 bin 968 mahkumiyet, 4 bin 551 de beraat kararı çıktı.
2017 yılında ceza mahkemelerine 16 bin 348 çocuk istismarı suçu gelirken 2019 yılı çocuk istismarına yönelik en kara yıllardan biri oldu. İstatistiklere göre, 2019’da ceza mahkemelerinde çocukların cinsel istismarı kapsamında toplam 28 bin 360 dosya karara bağlandı. Toplam 15 bin 561 mahkûmiyet kararının alındığı 2019 yılında, çocuk istismarından yargılanan 6 bin 420 kişini dosyası beraat ile sonuçlandırıldı.
2020 yılında ise ceza mahkemeleri, çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin 17 bin 948 dosyaya ev sahipliği yaptı. 2020’de alınan kararlar 12 bin 64 mahkumiyet, 5 bin 100 beraat, 222 de ‘Hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ şeklinde sıralandı.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün 2020 yılına yönelik açıkladığı verilerde, ‘Çocukların cinsel istismarı” suçundan halen cezaevlerinde 12 bin 942 hükümlü ve 2 bin 550 tutuklu bulunduğunu belirtti. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu'nun 2018 raporuna göre ise 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. Raporda, 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak ifade edildi.”
“Gençler ihbarla asla susmaz”
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde, “Gençler ihbarla asla susmaz” başlıklı haber yer aldı. “Boğaziçi Matematik Profesörü Tanbay, rektör şikayetini değerlendirdi” üst başlığıyla verilen haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Bir rektörün Emniyet’e isim vererek öğrencisini ihbar etmesinin, ardından bu tutuma en üst mercilerden sahip çıkılmasını acıklı ve vahim buluyorum. Boğaziçi son derece değişik kültür ve görüşlerin barındığı bir yerdir, ne olduğu belirsiz bir projenin parçası olması söz konusu olamaz. Kurumun ilkelerine aykırı davranışlar için kurum içi çözümlerimiz vardır.
Disiplin soruşturması açılır, uyarı verilir, öğrenci eğitim hakkından olmasın diye büyük özen gösterilir. Gençlik bu şekilde susturulamaz. Bunu tehlikeli buluyorum ve karar verici insanların bu kadar sorumsuz davranmasından çok endişe duyuyorum.”