“Kayıkçı kavgası tüm ülkeyi vurdu”
Şimdilik sona eren “10 büyükelçi krizi” gündemde geniş yer buldu.
26.10.2021
Karşılıklı açıklamalarla “10 büyükelçi krizi”nde tansiyon düşürüldü.
Birgün gazetesi habere manşetinde, “Kayıkçı kavgası tüm ülkeyi vurdu” başlığıyla yer verdi. Haberde şu ifadeler yer aldı:
“ABD, Almanya, Fransa ve Kanada’nın da aralarında olduğu 10 ülkenin büyükelçisinin Osman Kavala’nın serbest bırakılması yönündeki ortak açıklamasının yarattığı krizde geri adımlar atıldı. Elçiler tarafından 18 Ekim’de yapılan açıklama Ankara ile Batı arasında gerilime neden olurken, yedi gün sonra zoraki de olsa bir uzlaşı sağlandı.
Krizin de ele alınacağı Kabine Toplantısı başlamadan ABD, Hollanda ve Kanada’nın Ankara Büyükelçilikleri, 18 Ekim’de yapılan açıklamaya dair Twitter’dan mesaj yayınladı. Mesajda diplomatların bulunduğu ülkelerin kanun ve nizamlarına riayet etmesini öngören Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit edeceği vurgulandı.
Açıklamayı ilk olarak ABD elçiliği paylaştı. Kavala açıklamasına imza atan Kanada, Finlandiya, Danimarka, Hollanda, İsveç, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçilikleri de ABD’nin Twitter’da yaptığı açıklamayı retweet etti.
Büyükelçilerin ‘Ülkelerin içişlerine karışmamaya dair maddeye riayet ediyoruz’ açıklaması Ankara tarafından memnuniyetle karşılandı.
On ülke elçisinin Kavala açıklaması nedeniyle yaşanan krizde yedi gün sonra orta yol bulunsa da fatura bütün memlekete çıktı. Gerilen ipler nedeniyle dolar rekor üstüne rekor kırdı, hayat daha da pahalılandı.”
Karar gazetesi manşetindeki habere, “Yanlıştan dönüş” başlığını attı. Haberde şöyle denildi:
“10 büyükelçinin Kavala açıklaması ve Erdoğan’ın sınır dışı çıkışı Batı’yla ipleri kopma noktasına getirdi. Ancak iki tarafın da zarar göreceği gerçeği ‘makule dönüşe’ zemin hazırladı. Formül bulundu, elçilikler ülkenin iç işlerine karışmama prensibini teyit açıklaması yaptı. Beştepe de hamleye karşılık verdi. Yanlıştan dönüldü fakat yüksek gerilimli süreç ‘Tüm bunlara ne gerek vardı’ dedirtti.
Dört yıldır tutuklu yargılanan Osman Kavala üzerinden Batı’yla yaşanan emsalsiz krizin önüne geçmek için Dışişleri iki gün formül aradı. Sonunda 10 elçilik, ülkenin iç işlerine karışmamayı taahhüt eden Viyana Sözleşmesi’nin 41’inci maddesine riayet ettiklerini duyurdu. Bakanlar toplantısı devam ederken gelen açıklamalar tansiyonu düşürdü. Beştepe kaynakları da açıklamanın Erdoğan tarafından olumlu karşılandığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı ise büyükelçiler krizine ilişkin “Niyetimiz asla kriz çıkarmak değil, ülkemizin egemenlik haklarını korumak. Açıklamalarla iftiradan geri dönüldü. Bu büyükelçilerin artık beyanlarında daha dikkatli olacaklarına inanıyoruz” dedi. Erdoğan şöyle devam etti: Türkiye gibi misyon sahibi bir ülkede hiçbir karar tesadüfen alınmaz, hiçbir eylem bilinçsiz yapılmaz. Biz ne yaptığımızı, sonucunda nelerin ortaya çıkacağını iyi biliyoruz.”
Evrensel gazetesi manşetin yanında, “Krizde tansiyon düşüren açıklamalar” başlığıyla verdiği haberde, “10 Büyükelçiliğin Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını talep eden açıklamalarıyla başlayan ve doları 9.85 bandına kadar çıkaran diplomatik kriz karşılıklı açıklamalarla şimdilik dindi. Büyükelçiler ülke bağımsızlığına vurgu yapan ‘Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit eder’ açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da ‘Büyükelçilerin beyanlarında daha dikkatli olacaklarına inanıyoruz’ dedi” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet gazetesi habere manşetinde, “Krizden çıkış yolu bulundu” başlığıyla yer ayırdı:
“On elçinin Kavala çağrısı ve Erdoğan’ın ‘istenmeyen kişi’ talimatı ile büyüyen kriz, karşılıklı diplomatik manevralarla yumuşatıldı. Elçiler, ABD’nin öncülüğüyle, Viyana Sözleşmesi’ndeki ‘içişlerine karışmama’ maddesine bağlı olduklarını açıkladılar.
Diplomatlara göre, Kavala konusunda geri adım atmayan elçiler, yükümlü oldukları anlaşmaya bağlılıklarını yineledi ve Erdoğan’a alan açtı. Açıklamalardan dakikalar sonra ‘Erdoğan olumlu karşıladı’ haberleri servis edildi.”
“40 yıllık savaş, 4 trilyon dolar!”
Yeni Yaşam gazetesi manşetindeki, “40 yıllık savaş, 4 trilyon dolar!” başlıklı haberinde, “İktidar yeni savaş planlarıyla kendi krizini savuşturmaya çalışırken, araştırmacı İzzet Akyol tarafından Demokratik Gelişim Enstitüsü için hazırlanan rapor, Kürtlerle savaşın ekonomide açtığı yarayı ortaya çıkardı. 1985-2020 arasındaki maliyet 4 trilyon dolar ve bu milli gelirin yüzde 1’i demek.
Rapor sadece silah harcamalarını değil, genel maliyeti de hesaplıyor ve çatışmaların yatırımlardan turizme her alanı vurduğunu, milli gelirin yüzde 35 oranında daha düştüğünü belirtiyor. Rapora göre, çözüm sürecinde kişi başı 12.615 dolar olan milli gelir, çatışmalar sonrası 8 bin doların altına düştü.
Bütün dünyada, miili gelirle siyasal istikrarsızlık ve iç çatışmalar arasında doğrudan bir ilişki olduğunu belirten Akyol, Kürt savaşının Türkiye’ye beşeri ve maddi olarak çok büyük maliyetler oluşturduğunu, Kürt Barışı üzerinden gerçekleşecek rasyonelleşmenin hayati önem taşıdığını vurguladı” ifadelerine yer verdi.